Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde başıboş köpeklerin saldırısına uğrayan 12 yaşındaki Eslem Teker, feci şekilde hayatını kaybetti. Olayın ardından her geçen gün büyüyen başıboş köpek sorunu yeniden gündeme geldi.
Hastalıklı hayvanların uyutulması ve başıboş köpeklerin toplatılmasını içeren yasanın yürürlüğe girmesine rağmen harekete geçmeyen belediye ekiplerinin, yaşanan acı olay sonrası bölgedeki köpekleri toplamaya başlaması tepki çekti.
Olayın ardından gözler Doğu’nun en büyük şehirlerinden Erzurum’a da çevrildi. Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren 5199 sayılı kanun kapsamında büyükşehir ve ilçe belediyelerine önemli görevler düştü. Sahipsiz köpeklerin toplatılması, hastalıklı ve yasaklı cins sahipsiz köpeklerin ise uyutulması gibi kuralları içeren yasa kapsamında, Erzurum Büyükşehir Belediyesi barınak alanının büyütülmesi yönünde çalışma başlattı. Ancak ilçe belediyelerinde henüz hayvan barınakları kurulmadı. Kırsal mahallelerde sayıca fazla olan sahipsiz köpeklerle ilgili henüz bir adım atılmazken kuduz hastalığının görülmesi dikkat çekti.
Kuduz karantinası
Erzurum’da Tekman ve Pasinler’e bağlı iki kırsal mahallenin kuduz nedeniyle karantina altına alındığı öğrenildi. Tekman’da göçerlerin yanında bulunan bir kuduz köpeğin koyunu ısırdığı, Pasinler’de ise kuduz bir kurdun bir eşeği ısırdığı anlaşıldı. Öte yandan 2024 yılında toplamda 4 kuduz vakasının yaşandığı bildirildi. Bu hastalığı taşıyan hayvanlardan 3’ünün köpek, 1’inin ise kurt olduğu anlaşıldı. Kuduz hayvanların insanlara saldırmaması yüreklere su serpti.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin, kuduz hayvan saldırısıyla hayvanları ölen besicilere ise en az hayvan bedeli kadar tazminat ödeyerek zararlarını karşıladığı öğrenildi.
Sokakta hayvan olmaz!
Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, başıboş köpeklerin her geçen gün sayısının arttığını söyleyerek, “Yıl geçtikçe başıboş köpeklerin sayıları da artıyor. Her üreme döneminde popülasyonları yaklaşık 1.4 katına çıkıyor. Yılda iki kez üreme dönemleri oluyor. ‘Sokak canları’ deyip duruyorlar. Sokakta hayvan olmaz, sokakların canı olmaz. Köpek bakmak isteyen sahiplenerek, sorumluluğunu alarak evinde, bahçesinde bakabilir. Ama bunu dışardaki insana, topluma dayatamaz” dedi.
‘Bu hayvanseverlik değil rantçılık’
Bazı hayvansever grupların asıl amaçlarının farklı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sabuncuoğlu, “Güya hayvanseverler yıllardır insanları baskılıyordu. Bu hayvanseverlik değil rantçılık. Adeta lobicilik. Eskiden bir köpeğe laf etmek imkansızdı. Hemen insanın karşısına dikiliyorlardı. Son yıllarda bu baskı kalktığı için başıboş köpeklerin saldırıları daha da görünür oldu. Eskiden doktorlar dahi ölüm nedenine kuduz yazmaktan çekinirdi. 2007 yılında Erzurum’da Sudenaz isimli bir kızımız köpek saldırısı sonucu kuduzdan hayatını kaybetti. Ölüm raporuna menenjit yazıldı. Bu ülke böyle günler gördü. Son yıllarda bu durum ortadan kalktı. Türkiye’nin birçok yerinde, Erzurum’da da kuduz karantinası olan bölgeler var. Kuduz tehlikesi aramızda dolaşıyor. Bir çocuğumuzun tırnağı, dünyadaki bütün köpeklerden kıymetlidir” diye konuştu.
Sorumlu laboratuvar Erzurum’da
Öte yandan hayvanlarda kuduz tanısından sorumlu Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı 8 laboratuvardan biri de Erzurum’da bulunuyor. Kentte kuduz olduğundan şüphelenen hayvanları 10 gün süreyle karantina altında tutan Erzurum Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü ekipleri, gerekli incelemeleri yapıp, numune alarak hayvanı gözetim altında tutuyor. Karantina boyunca belirti göstermeyen ve ölmeyen kuduz şüpheli hayvan 10 günün sonunda gözetimden çıkarılıyor. Kuduz şüphesi bulunan ve ölen hayvanın ise başı gövdesinden ayrılarak beyinciğinde bulunan sıvı inceleniyor. Sıvıya yapılan testle kuduz olup olmadığını anlaşılıyor. Ekiplerin çalışmalarıyla bilgilendirilen sağlık ekipleri, söz konusu hayvanın ısırdığı kişiye uygun tedavi ve testleri uyguluyor.
Fotoğraf: Arşiv
Manolya Bulut