Erzurum’da bir Kur’an Kursu’nda yaşanan cinsel istismar davasının yankıları devam ederken, hazırlanan iddianamede kan donduran detaylar yer aldı. Genişletilen soruşturma kapsamında açığa alınan iki görevli hakkında akıl almaz iddialar gündeme geldi. Kurs Müdürü ve hizmetlinin çocukları Kur’an-ı Kerim’i yırtarak dövdüğü, hakaret ettiği, tuvalet temizlettiği ve ceza olarak aç bıraktığı hazırlanan iddianameye yansıdı.
Manolya BULUT-PUSULA
Erzurum’da Diyanet’e bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nda belletmen Hakan Aslankafa’nın 8 çocuğa tecavüz ve işkence etmesi tüm Türkiye’yi sarsmıştı. Önceki gün görülen ilk duruşmada 119 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Hakan Aslankafa’nın belletmen olduğu kursta açığa alınan iki görevli hakkında da iddianame hazırlandı.
Kurs Müdürü ve Kur’an öğreticisi N.K. (51) ve hizmetli U.G.(38) hakkında hazırlanan iddianamede yaşları 11 ile 14 arasında değişen 14 çocuğun ve ailelerinin ifadeleri yer aldı. Şahıslar, ‘Çocuğa, Kendini Savunamayacak Kişiye veya Gebe Kadına İşkence Yapma’ suçundan 5 Temmuz tarihinde Erzurum Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak.
‘Haydar’ isimli sopayla işkence
İddianamede yer alan ifadeler ise kan donduran cinsten. Mağdur çocuk U.B. (12) ifadesinde; Dersi veremediklerinde ‘haydar’ isimli sopayla dayak atıldığını, ‘neden vuruyorsunuz’ dediklerinde ise hakaretlere maruz kaldıklarını anlattı. Dayaktan canı çok yanınca durumu ailesine anlattığını belirten U.B., hocanın ailesine bir daha yapmayacağım demesine rağmen kendisi ve arkadaşlarını sürekli dövmeye devam ettiğini söyledi.
Bir gün bağdaş kurup oturduğu esnada yaşadığı şiddeti de anlatan küçük çocuk, "la mal düz otursana, konuşmasana" diyerek kulaklarını çektiğini ve kafasını iterken kafasını sıraya çarptığını, ağladığını, kafasını masaya vurduğunu, nefessiz kaldığını, sırtının ve kulaklarının bu dayaktan sora çok feci şekilde morardığını anlattı.
‘Kimsesi yok diye onu çok dövüyor’
U.B.’nin ifadesinde arkadaşı B.K. (12) için ‘Kimsesi yok diye onu çok dövüyor’ demesi yürekleri burktu. Mağdur çocuk B.K. da ifadesinde, N.K.’nın kendisini ve bütün arkadaşlarını acımasız bir şekilde dövdüğünü, her gün ders versin ya da vermesin şiddet uyguladığını, genelde terlik, sopayla dövüp uzun tırnaklarıyla kulaklarını çekip, sırtlarını, yüzlerini ve gözlerini çizdiğini anlattı.
Atatürk portresi ile dayak
E.A. (12) ise, dayaktan dolayı bazı arkadaşlarının vücutlarının morardığını gördüğünü, arkadaşlarına terlikle ve sopayla vurduğunu, ayrıca yine sırtına yumruk atmak suretiyle de darp edildiğini, bu anlattıklarının neredeyse her gün olduğunu, Atatürk çerçeveli resminin çerçeveleri çıkartıp, o çerçeveler ile de dövdüğünü belirtti. Arkadaşları E. B. ve A. Ç.’yi bir defasında nefesleri kesilecek şekilde ayrı ayrı Atatürk portresine doğru duvara yapıştırdığını gördüğünü anlattı. Çocuğun ifadesinde bazen ceza olsun diye yemeğe çıkartılmayıp aç kaldıkları da yer aldı.
Kur’an’ı yırtarak şiddet!
Çocuk E.A.(12) ifadesinde cinsel istismarı itiraf eden belletmen Hakan Aslankafa’nın kendilerini dövdüğü zaman N.K’nın "yatın kalkın, dua edin, sizinle ilgileniyor, para da almıyor" deyip azarlayarak dövdüğünü belirtti. F. G. (13) ise, Kur’an dersi veren N. K.’nın Kur'an’ı yırttığını, Kur'an ile kafasına vurduğunu söyledi.
Tuvalet temizletmiş
T. D. (12) hizmetli U. G.'nin kendi görevi olmasına rağmen kursun temizliğini kendilerine yaptırdığını, okul tuvaletini herkesin değişik zamanlarda temizlediklerini, kendisinin dahil bir çok arkadaşının yer süpürüp, paspas yaptıklarını, U. G.'nin belletmen Hakan Aslankafa'yı sürekli koruduğunu ifade etti.
Nefessiz kalana kadar dövdü!
A. K. (13) da arkadaşı B. K.'nın böbrek kısmının hizmetli U. G.'nin kendisine şiddet uygulamasından dolayı morardığını gördüğünü, arkadaşı E. B.'yi bütün sınıfın önünde boğazından tutup duvara kaldırdığını bu olayda E.'in nefessiz kaldığını ve çok ağladığını gördüğünü anlattı. A.D. (12) da kulağının kurs müdürü N.K.’nın yaptıklarından dolayı hasar görerek az duyduğunu belirtti.
Çocuklar iftira atıyor!
Şüpheli N. K. ve U.G. suçlamaları reddederek çocukların iftira attığını ileri sürdü. Bu arada kurs Müdürü ve Kur’an öğreticisi N. K. hakkında Atatürk'ün Hatırasına Alenen Hakaret, Halkın Bir Kesiminin Benimsediği Dini Değerleri Alenen Aşağılama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi.
Manolya BULUT-PUSULA
Erzurum’da Diyanet’e bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nda belletmen Hakan Aslankafa’nın 8 çocuğa tecavüz ve işkence etmesi tüm Türkiye’yi sarsmıştı. Önceki gün görülen ilk duruşmada 119 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Hakan Aslankafa’nın belletmen olduğu kursta açığa alınan iki görevli hakkında da iddianame hazırlandı.
Kurs Müdürü ve Kur’an öğreticisi N.K. (51) ve hizmetli U.G.(38) hakkında hazırlanan iddianamede yaşları 11 ile 14 arasında değişen 14 çocuğun ve ailelerinin ifadeleri yer aldı. Şahıslar, ‘Çocuğa, Kendini Savunamayacak Kişiye veya Gebe Kadına İşkence Yapma’ suçundan 5 Temmuz tarihinde Erzurum Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak.
‘Haydar’ isimli sopayla işkence
İddianamede yer alan ifadeler ise kan donduran cinsten. Mağdur çocuk U.B. (12) ifadesinde; Dersi veremediklerinde ‘haydar’ isimli sopayla dayak atıldığını, ‘neden vuruyorsunuz’ dediklerinde ise hakaretlere maruz kaldıklarını anlattı. Dayaktan canı çok yanınca durumu ailesine anlattığını belirten U.B., hocanın ailesine bir daha yapmayacağım demesine rağmen kendisi ve arkadaşlarını sürekli dövmeye devam ettiğini söyledi.
Bir gün bağdaş kurup oturduğu esnada yaşadığı şiddeti de anlatan küçük çocuk, "la mal düz otursana, konuşmasana" diyerek kulaklarını çektiğini ve kafasını iterken kafasını sıraya çarptığını, ağladığını, kafasını masaya vurduğunu, nefessiz kaldığını, sırtının ve kulaklarının bu dayaktan sora çok feci şekilde morardığını anlattı.
‘Kimsesi yok diye onu çok dövüyor’
U.B.’nin ifadesinde arkadaşı B.K. (12) için ‘Kimsesi yok diye onu çok dövüyor’ demesi yürekleri burktu. Mağdur çocuk B.K. da ifadesinde, N.K.’nın kendisini ve bütün arkadaşlarını acımasız bir şekilde dövdüğünü, her gün ders versin ya da vermesin şiddet uyguladığını, genelde terlik, sopayla dövüp uzun tırnaklarıyla kulaklarını çekip, sırtlarını, yüzlerini ve gözlerini çizdiğini anlattı.
Atatürk portresi ile dayak
E.A. (12) ise, dayaktan dolayı bazı arkadaşlarının vücutlarının morardığını gördüğünü, arkadaşlarına terlikle ve sopayla vurduğunu, ayrıca yine sırtına yumruk atmak suretiyle de darp edildiğini, bu anlattıklarının neredeyse her gün olduğunu, Atatürk çerçeveli resminin çerçeveleri çıkartıp, o çerçeveler ile de dövdüğünü belirtti. Arkadaşları E. B. ve A. Ç.’yi bir defasında nefesleri kesilecek şekilde ayrı ayrı Atatürk portresine doğru duvara yapıştırdığını gördüğünü anlattı. Çocuğun ifadesinde bazen ceza olsun diye yemeğe çıkartılmayıp aç kaldıkları da yer aldı.
Kur’an’ı yırtarak şiddet!
Çocuk E.A.(12) ifadesinde cinsel istismarı itiraf eden belletmen Hakan Aslankafa’nın kendilerini dövdüğü zaman N.K’nın "yatın kalkın, dua edin, sizinle ilgileniyor, para da almıyor" deyip azarlayarak dövdüğünü belirtti. F. G. (13) ise, Kur’an dersi veren N. K.’nın Kur'an’ı yırttığını, Kur'an ile kafasına vurduğunu söyledi.
Tuvalet temizletmiş
T. D. (12) hizmetli U. G.'nin kendi görevi olmasına rağmen kursun temizliğini kendilerine yaptırdığını, okul tuvaletini herkesin değişik zamanlarda temizlediklerini, kendisinin dahil bir çok arkadaşının yer süpürüp, paspas yaptıklarını, U. G.'nin belletmen Hakan Aslankafa'yı sürekli koruduğunu ifade etti.
Nefessiz kalana kadar dövdü!
A. K. (13) da arkadaşı B. K.'nın böbrek kısmının hizmetli U. G.'nin kendisine şiddet uygulamasından dolayı morardığını gördüğünü, arkadaşı E. B.'yi bütün sınıfın önünde boğazından tutup duvara kaldırdığını bu olayda E.'in nefessiz kaldığını ve çok ağladığını gördüğünü anlattı. A.D. (12) da kulağının kurs müdürü N.K.’nın yaptıklarından dolayı hasar görerek az duyduğunu belirtti.
Çocuklar iftira atıyor!
Şüpheli N. K. ve U.G. suçlamaları reddederek çocukların iftira attığını ileri sürdü. Bu arada kurs Müdürü ve Kur’an öğreticisi N. K. hakkında Atatürk'ün Hatırasına Alenen Hakaret, Halkın Bir Kesiminin Benimsediği Dini Değerleri Alenen Aşağılama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildi.