
KURBAN
Ramazan bayramından sonra düğün yapılmamışsa erkek tarafı için kurban bayramı telaşı başlardı. Geline alınacak hediyelerin başında kurban ilk başta gelirdi. Kaynata bayramdan günler öncesinden eş ve dostlarına koç siparişi verirdi. Kız tarafına koçun gönderilmesi önemli adetlerden biridir. Erkek tarafı koçu bayramdan bir iki gün önce alır ve süsleyerek kız tarafına gönderirdi. Süslenen koçun boynuzları arasına da altın takılması ihmal edilmezdi. Hali vakti yerinde olanlar beşi birliği koçun boynuzları arasına takarak kız tarafına görevlendirdiği bir kişi aracılığıyla gönderirdi. Koçun gönderilmesinden önce erkek tarafında koçu görenler yorumlarını yapar ve koçun süslenmesine yardımcı olurlardı. Koç gelin gibi süslenerek kız tarafına doğru yola çıkardı. Koçu götüren kişi uzaktan görülünce kız tarafı dışarıya çıkarak gelenleri karşılardı. Koçun gecikmesi konu komşuda heyecanlı günlerin olmasına da neden olurdu. Herkes koçun gelip gelmediğini merak ederdi. Koçu eğer küçük bir birey getirmişse kız tarafı getirene harçlık verirdi. Kız tarafı büyük bir mutlulukla koçu alır ve uygun bir yere bağlardı. Koçun mahalle de dolaştırılması ise önemli bir etkinlikti. Hane halkından birine koç verilir ve mahallede dolaştırılırdı. Böylelikle tüm mahalle koçtan haberdar olurdu. Bazen de koç huysuzlanır ve gezdiren kişinin elinden kaçardı. İşte o an mahallede bir cümbüş kopardı. Eğer gelen koç sıska ve gezdirilecek kadar heybetli değilse hiç kimseye gösterilmeden hemen satıma gönderilirdi. Eğer koçu kaynana ve erkek tarafının diğer yakınları getirmişse durum değişirdi. Erkek tarafının getirdiği diğer bayramlıklarda kız tarafına sunulurdu. Gelin gelen hediyeleri görünce mutluluğu artar ve ne kadar değerli olduğunu anlardı. Gelen koç bazen kesilir bazen de satılarak gelinin eksiklikleri giderilirdi. Koç kesilmişse budun bir kısmı da erkek tarafına gönderilirdi. Genelde koç satılır ve elde edilen gelirde gelin için harcanırdı.
DÜĞÜN TARİHİ
Bayramlarında atlatılmasıyla birlikte artık düğün tarihinin alınması için ağızlar aranmaya başlanırdı. Havalarında ısınması düğün vaktinin geldiğinin işareti sayılırdı. Erkek tarafı düğün tarihinin alınabilmesi için kız tarafını aşındırmaya başlar ve taraflar birbirlerini bu konuda anlamaya çalışırdı. Erkek tarafı düğün için hazır olduklarını ve kız tarafı ne zaman derse o gün düğünü yapacaklarını söylerdi. Kız tarafı da bu durum karşısında altta kalmaz ve onlarında hazır olduklarını dile getirirdi. Düğün tarihinin verilmesinde daha çok kız tarafında babanın ağzından çıkacak söz önemlidir ve o söz çıkana kadar beklenirdi. Eskiden eğer düğün öncesi bilezik ve kordon gibi sözler verilmiş ve bunlar yapılmamışsa baba düğün tarihini askıya alırdı. Ne zaman ki sözlenilen altınlar yapılır işte o zaman düğün tarihi verilirdi. Bazen de erkek tarafının gücü söylenilenleri yapmaya yetmeyince düğün tarihi belirlenmez ve nişanlık süresi uzardı. Bu tarz uzatmalara genelde gidilmezdi, çünkü sürenin uzaması araya huzursuzlukların doğmasına neden olabilirdi. Bu durumda bazen erkek tarafı eş ve dostlarda ödünç altınlar alarak sorunu çözmeye çalışırdı. Sorun çözülmezse devreye akrabalar girer ve düğün tarihi alınmaya çalışılırdı. Uzun yıllar bu yüzden nişanlı kalan insanların sayısı eskiden çok fazlaydı. Nihayetinde babanın ağzında düğün tarihi çıkar ve iki tarafta rahatlar ve düğün hazırlıklarına başlardı. Düğün için yer belirlenir, davetiyeler hazırlanır ve eş, dost ve akrabalara gönderilirdi. Düğüne gelecek olan herkes listelere yazılmaya çalışılırdı. Anne, baba ve hane halkının diğer bireylerinin her birinin görüşü de alınır listeye son şekil verilirdi. Yine de arada unutulanlar olur, düğünden sonra kırgınlıklarda yaşanırdı.
Ramazan bayramından sonra düğün yapılmamışsa erkek tarafı için kurban bayramı telaşı başlardı. Geline alınacak hediyelerin başında kurban ilk başta gelirdi. Kaynata bayramdan günler öncesinden eş ve dostlarına koç siparişi verirdi. Kız tarafına koçun gönderilmesi önemli adetlerden biridir. Erkek tarafı koçu bayramdan bir iki gün önce alır ve süsleyerek kız tarafına gönderirdi. Süslenen koçun boynuzları arasına da altın takılması ihmal edilmezdi. Hali vakti yerinde olanlar beşi birliği koçun boynuzları arasına takarak kız tarafına görevlendirdiği bir kişi aracılığıyla gönderirdi. Koçun gönderilmesinden önce erkek tarafında koçu görenler yorumlarını yapar ve koçun süslenmesine yardımcı olurlardı. Koç gelin gibi süslenerek kız tarafına doğru yola çıkardı. Koçu götüren kişi uzaktan görülünce kız tarafı dışarıya çıkarak gelenleri karşılardı. Koçun gecikmesi konu komşuda heyecanlı günlerin olmasına da neden olurdu. Herkes koçun gelip gelmediğini merak ederdi. Koçu eğer küçük bir birey getirmişse kız tarafı getirene harçlık verirdi. Kız tarafı büyük bir mutlulukla koçu alır ve uygun bir yere bağlardı. Koçun mahalle de dolaştırılması ise önemli bir etkinlikti. Hane halkından birine koç verilir ve mahallede dolaştırılırdı. Böylelikle tüm mahalle koçtan haberdar olurdu. Bazen de koç huysuzlanır ve gezdiren kişinin elinden kaçardı. İşte o an mahallede bir cümbüş kopardı. Eğer gelen koç sıska ve gezdirilecek kadar heybetli değilse hiç kimseye gösterilmeden hemen satıma gönderilirdi. Eğer koçu kaynana ve erkek tarafının diğer yakınları getirmişse durum değişirdi. Erkek tarafının getirdiği diğer bayramlıklarda kız tarafına sunulurdu. Gelin gelen hediyeleri görünce mutluluğu artar ve ne kadar değerli olduğunu anlardı. Gelen koç bazen kesilir bazen de satılarak gelinin eksiklikleri giderilirdi. Koç kesilmişse budun bir kısmı da erkek tarafına gönderilirdi. Genelde koç satılır ve elde edilen gelirde gelin için harcanırdı.
DÜĞÜN TARİHİ
Bayramlarında atlatılmasıyla birlikte artık düğün tarihinin alınması için ağızlar aranmaya başlanırdı. Havalarında ısınması düğün vaktinin geldiğinin işareti sayılırdı. Erkek tarafı düğün tarihinin alınabilmesi için kız tarafını aşındırmaya başlar ve taraflar birbirlerini bu konuda anlamaya çalışırdı. Erkek tarafı düğün için hazır olduklarını ve kız tarafı ne zaman derse o gün düğünü yapacaklarını söylerdi. Kız tarafı da bu durum karşısında altta kalmaz ve onlarında hazır olduklarını dile getirirdi. Düğün tarihinin verilmesinde daha çok kız tarafında babanın ağzından çıkacak söz önemlidir ve o söz çıkana kadar beklenirdi. Eskiden eğer düğün öncesi bilezik ve kordon gibi sözler verilmiş ve bunlar yapılmamışsa baba düğün tarihini askıya alırdı. Ne zaman ki sözlenilen altınlar yapılır işte o zaman düğün tarihi verilirdi. Bazen de erkek tarafının gücü söylenilenleri yapmaya yetmeyince düğün tarihi belirlenmez ve nişanlık süresi uzardı. Bu tarz uzatmalara genelde gidilmezdi, çünkü sürenin uzaması araya huzursuzlukların doğmasına neden olabilirdi. Bu durumda bazen erkek tarafı eş ve dostlarda ödünç altınlar alarak sorunu çözmeye çalışırdı. Sorun çözülmezse devreye akrabalar girer ve düğün tarihi alınmaya çalışılırdı. Uzun yıllar bu yüzden nişanlı kalan insanların sayısı eskiden çok fazlaydı. Nihayetinde babanın ağzında düğün tarihi çıkar ve iki tarafta rahatlar ve düğün hazırlıklarına başlardı. Düğün için yer belirlenir, davetiyeler hazırlanır ve eş, dost ve akrabalara gönderilirdi. Düğüne gelecek olan herkes listelere yazılmaya çalışılırdı. Anne, baba ve hane halkının diğer bireylerinin her birinin görüşü de alınır listeye son şekil verilirdi. Yine de arada unutulanlar olur, düğünden sonra kırgınlıklarda yaşanırdı.