Genellikle erkeklerin üretici pozisyonunda olduğu kuyumculuk sektörüne kadınlar el attı. Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü’nde İŞKUR desteği ile düzenlenen kursta kuyumculuk eğitimi alan kadınlar, 4 ayda birbirinden şık ürünler hazırladılar.
Manolya BULUT-PUSULA
Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü ve İŞKUR ortaklığında enstitü bünyesinde bulunan kuyumculuk teknolojisi kurs atölyesi meyvelerini verdi.
Dört ay önce İŞKUR üzerinden alınan müracaatlardan 12 kursiyer seçildi. Seçilen kadınlar Olgunlaşma Enstitüsü kuyumculuk teknolojisinde kurs eğitmeni olan Sungül Asar’dan 744 saat eğitim aldı. Yöresel Erzurum Burması, Oltu Taşı ürünleri dışında hasır örme gibi tekniklerle bilezik, yüzük, broş, kolye yapan kadınlar eserlerini sergiledi. Yaklaşık bin ürünün yer aldığı sergi Olgunlaşma Enstitüsü’nde açıldı. Sergi sonunda kadınlar kurs bitirme belgesi aldılar.
Tüketici kadın üretici erkek
Enstitü Müdürü Fatma Taşbaşı, “Burada dört ay boyunca 744 saat eğitim aldılar. Ancak bunun dışında istedikleri her an kapımız kadınlara açıktı. Eğitim saatleri dışında daha çabuk öğrenmek için istedikleri saatlerde geldiler. Daha çok yöresel ürünler üzerine çalışıldı. Kendi istekleri doğrultusunda özgün tasarımlar da çıkarıldı. Sadece kadınlara yönelik özel bir kurstu bu. Hem bir zanaat öğrenmelerini hem de sosyalleşmelerini hedefledik. Kuyumculuk sektöründe tüketiciler genelde kadın olmasına rağmen her nedense üreticiler erkektir. Kadınların bu sektörde üretici pozisyonunda aktif olmasını önemsiyoruz. Estetik duygusunu, kadın gözünü ürünlerde görmek istedik. Kurs sonunda da gayet başarılı bir şekilde yapabildiklerini gördük” dedi.
‘Yapabileceğimizi gördük’
Enstitü bünyesinde kuyumculuk atölyesindeki tek kadın kurs eğitmeni olan Sungül Asar ise, kursiyerleriyle gurur duyduğunu söyleyerek, “İŞKUR kursiyerlerimize günlük olarak bir ücret de ödedi. Harçlıkları çıksın diye gelenler bile daha sonra kendi içlerindeki cevheri keşfetti. Elime bir çivi dahi almadım diyen kadınlar hasır takılar yaptılar. En başından metalleri levhalarda parçalayıp eritmeyi, ona şekil vermeyi öğrendiler. Dört ayın sonunda bir kuyumcu dükkanının rafında yer alabilecek ürünler ortaya çıkardılar. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de kadınların elinin olmasını diliyoruz. Yapabileceğimizi gördük. Ben hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyorum” diye konuştu.
‘Kurslar kadınlar için önemli’
Kursiyer Şenay Kızılyar ise, “Kursa başlarken ilgim vardı ancak becerebilir miyim diye tereddüt de ediyordum. Elimde bir mesleğim yok, sosyal güvencem yok. Bu kursla bir zanaat öğrendim. İnşallah ilerletip bu işe girmek istiyorum. Kurs boyunca çok güzel ve verimli vakit geçirdik. Bu tarz eğitimler biz kadınlar istihdama katılması, çalışma hayatına girmesi ve sosyalleşmesi için çok önemli” ifadelerini kullandı.
Manolya BULUT-PUSULA
Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü ve İŞKUR ortaklığında enstitü bünyesinde bulunan kuyumculuk teknolojisi kurs atölyesi meyvelerini verdi.
Dört ay önce İŞKUR üzerinden alınan müracaatlardan 12 kursiyer seçildi. Seçilen kadınlar Olgunlaşma Enstitüsü kuyumculuk teknolojisinde kurs eğitmeni olan Sungül Asar’dan 744 saat eğitim aldı. Yöresel Erzurum Burması, Oltu Taşı ürünleri dışında hasır örme gibi tekniklerle bilezik, yüzük, broş, kolye yapan kadınlar eserlerini sergiledi. Yaklaşık bin ürünün yer aldığı sergi Olgunlaşma Enstitüsü’nde açıldı. Sergi sonunda kadınlar kurs bitirme belgesi aldılar.
Tüketici kadın üretici erkek
Enstitü Müdürü Fatma Taşbaşı, “Burada dört ay boyunca 744 saat eğitim aldılar. Ancak bunun dışında istedikleri her an kapımız kadınlara açıktı. Eğitim saatleri dışında daha çabuk öğrenmek için istedikleri saatlerde geldiler. Daha çok yöresel ürünler üzerine çalışıldı. Kendi istekleri doğrultusunda özgün tasarımlar da çıkarıldı. Sadece kadınlara yönelik özel bir kurstu bu. Hem bir zanaat öğrenmelerini hem de sosyalleşmelerini hedefledik. Kuyumculuk sektöründe tüketiciler genelde kadın olmasına rağmen her nedense üreticiler erkektir. Kadınların bu sektörde üretici pozisyonunda aktif olmasını önemsiyoruz. Estetik duygusunu, kadın gözünü ürünlerde görmek istedik. Kurs sonunda da gayet başarılı bir şekilde yapabildiklerini gördük” dedi.
‘Yapabileceğimizi gördük’
Enstitü bünyesinde kuyumculuk atölyesindeki tek kadın kurs eğitmeni olan Sungül Asar ise, kursiyerleriyle gurur duyduğunu söyleyerek, “İŞKUR kursiyerlerimize günlük olarak bir ücret de ödedi. Harçlıkları çıksın diye gelenler bile daha sonra kendi içlerindeki cevheri keşfetti. Elime bir çivi dahi almadım diyen kadınlar hasır takılar yaptılar. En başından metalleri levhalarda parçalayıp eritmeyi, ona şekil vermeyi öğrendiler. Dört ayın sonunda bir kuyumcu dükkanının rafında yer alabilecek ürünler ortaya çıkardılar. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de kadınların elinin olmasını diliyoruz. Yapabileceğimizi gördük. Ben hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyorum” diye konuştu.
‘Kurslar kadınlar için önemli’
Kursiyer Şenay Kızılyar ise, “Kursa başlarken ilgim vardı ancak becerebilir miyim diye tereddüt de ediyordum. Elimde bir mesleğim yok, sosyal güvencem yok. Bu kursla bir zanaat öğrendim. İnşallah ilerletip bu işe girmek istiyorum. Kurs boyunca çok güzel ve verimli vakit geçirdik. Bu tarz eğitimler biz kadınlar istihdama katılması, çalışma hayatına girmesi ve sosyalleşmesi için çok önemli” ifadelerini kullandı.