Halk arasında daha çok meşru müdafaa tabiri ile bilinen yasal savunma hakkı ceza kanunumuzda aslında gayet açık bir şekilde tanımlanmış durumdadır. Yasal savunma-meşru savunma-meşru müdafaa üçü de aynı anlama gelmektedir. Kanunumuzda karşıladığı anlam ise, ‘’Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiiller olarak belirlenmiştir.’’ Düzenlemede aslında ilk göze çarpan hak ile ilgili herhangi bir sınırlama yapılmamış olmasıdır. Yani illaki yaşam hakkına yönelik bir saldırının gerçekleşme zorunluluğu aranmamaktadır. Dolayısıyla yaşam hakkı haricinde mal varlığına yönelik bir saldırının varlığında da meşru savunma hakkının varlığından söz etmek mümkündür. Hak kavramının bu kadar geniş tutulmuş olması ilk bakışta sanki kriminolojik olarak acaba suç işleme oranını arttırır mı diye bir endişeyi akla getirebilse de kanun burada hakkına yönelmiş olan saldırıyı bertaraf edecek savunmanın yapılan saldırıyı bertaraf edeceği oranda olması koşulunu aramaktadır. Şöyle basit bir örnek vermek gerekirse, basit bir savunma ile bertaraf edeceği bir saldırıyı karşı tarafa çok fazla zarar verecek şekilde yapılan savunmayı yargı düzeni meşru savunma kapsamında değerlendirmeyecektir. Elbette herkes yapılan saldırının ülkede görev yapan kolluk kuvveti tarafından bertaraf edilmesini ister. Ama meşru savunma kapsamında yapılan saldırının bertaraf edilmesi için böyle bir olanak ya da süre. Söz konusu değildir. Saldırıya uğrayan kişi bu savunmayı yapmadığı takdirde kendi açısından telafisi güç ve imkansız zararların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Aslında meşru savunma hakkının kullanan kişi sanki kolluk kuvveti gibi saldırıyı defetmekte kanun bu yetkiyi bir nevi saldırıya uğrayan kişiye vermiş bulunmaktadır. Tekrar altını çizmek ve unutmamak gerekir ki yasal savunmadan bahsedebilmek için yapılan saldırının haksız olması gerekmektedir. Ve savunmada bulunan kişinin amacı kendi hakkına yönelik saldırıyı bertaraf etmektir. Ve yine burada yapılan savunmanın saldırgana yönelik olarak yapılması da ayrı ve önem arz eden bir diğer durumdur. Meşru savunma hakkının kullanılması sonucunda savunmayı bertaraf eden kişi, bu durum ceza kanunumuz uyarınca cezayı kaldıran bir hal olduğu için cezalandırılmayacaktır. Konu ile ilgili olarak eve alkollü gelen ve kedisine şiddet uygulayan eşini öldüren Seydişehir ilçesindeki 3 çocuk annesi kadın hakkında kasten öldürme suçlamasıyla açılan davada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bahse konu olay meşru savunma hakkı kapsamında değerlendirilse de sınır saldırı sırasındaki heyecan ve korku dolayısıyla aşıldığı için mazur görülmektedir. Yaşam hakkı herkes için kutsaldır. Hiç kimse elbette ki böyle bir şiddetin mağduru olmak istemeyecektir. Şiddetin her türlüsüne elbette ki karşı olduğumuzu bildirsek te işin hukuki temelinin bu şekilde olduğunu anlatmak da biz hukukçular için bir aydınlatma görevi kapsamında olduğunu değerlendirmekteyim.
Av.Selçuk YILDIZ
Av.Selçuk YILDIZ