Mete Han’dan günümüze kadar devlet, siyaset, din, kültür hayatında önem arz eden isimleri kısa notlarla sizlere sunmaya devam ediyoruz. Bu gün ki yazı dizimizde Bağdat Fatihi, IV. Murat’la başlayıp, III. Selim’le devam edeceğiz. III. Selim, 1789 Fransız İhtilalinin ortaya çıktığı yıl tahtta oturmuş değerli bir devlet adamıdır. Son olarak ise Halil İnalcık Hocayla yazımızı sonlandıracağız.
III. SELİM
Osmanlı Devletinin batı tarzı köklü ıslahatların yapıldığı ve batıya pencerenin açıldığı dönemin padişahıdır III. Selim. Şehzadeliği sırasında batıyı fark etmiş, Fransa kralının yakınları ile irtibatı kurmuştur. Yaptığı yenilikleri Nizam-i Cedit adı altında toplamış, devletin ilk batı tarzı ordusunu da yine o kurmuştur. Devletin varlığı ve bekası için denge politikası uygulamaya sokmuş, batı önemli başkentlerinde daimi elçilik merkezleri açarak yaptıklarınızı takip ediyoruz mesajını vermiştir. İstanbul’da Üsküdar’da devlet matbaasını açmış, Türkçeyi bilim dili haline getirmiştir. Nizam-i Cedit Ordusuyla Akka’da zafer kazanmış, yabancı dil öğreniminin önemine dikkati ilk çekende o olmuştur. Fransız ihtilalinin yaşandığı tarihte tahtta oturan III. Selim, Kabakçı Mustafa İsyanı sonucunda tahttan indirilmiş; daha sonra da yenilik istemeyenler tarafından feci bir şekilde şehit edilmiştir. O yüz yazdığı şiirler ve attığı adımlar ile Osmanlı Devletinde köklü değişiminde ilk mimaridir.
IV. MURAT
Osmanlı Devletinde duraklama döneminde yükselme dönemini yaşatan Bağdat Fatihi unvanına da sahip padişahıdır. 1623-1640 yılları arasında hüküm sürmüş Bağdat ve Revan seferlerini İran üzerine yaparak bölgede güvenliği sağlamıştır. Genç yaşta tahtta oturmuş otoriteyi ele geçirdikten sonra iç ve dışta Osmanlı asrının tekrar yaşanmasına neden olmuştur. Koçi beye devletin yönetimi ve ıslahatlar için raporlar hazırlatmış, Galata Kulesinden ilk uçuş denemesi yapan Hezarfen Ahmet Çelebi ve füze ile uçmayı deneyen Lagari Hasan Çelebi’yi ödüllendirmiştir. İçki ve tütün yasağını getiren, IV. Murat için XVII. Yüzyılın son mareşali unvanı verilmiş, ölümü ise büyük kayıp olarak tarihe kaydedilmiştir. Attığı oklarla kalkanları delebilen, seferlerde at üzerinde uyuyan, 200 okkalık gürzleri rahatça kaldırabilen ve Anadolu halkının at üstünde gördüğü son padişahıdır.
HALİL İNALCIK
Modern tarih anlayışının öncü isimlerinden biri olan Halil İnalcık, Kırım’dan İstanbul’a göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak 1916 yılında dünyaya gelmiştir. Arşivlerin tozlu raflarından ömrünü harcayan, ilmin peşinde koşan, yılmayan ve hep daha yeni bilgileri gün yüzüne çıkarmaya çalışan Halil İnalcık geride bir kültür imparatorluğunun kurulabilmesi için binlerce belge bırakmıştır. Halil İnalcık’ın: “Bana Osmanlı arşivlerini verin size, size bir kültür imparatorluğu kurayım.” Sözü onun Osmanlı sevdalısı bir yürek olduğunu anlatmaya yeter. Halil İnalcık Hoca’ya göre karamsarlık korkaklıktır. Türkiye büyüktür. 1500 yıllık tarihimiz var. Canımızla, başımızla bu büyüklüğü devam ettirmeliyiz. Bırakıp kaçmak ihanettir bence. Eğer noksanlar varsa gidermeye uğraşmalıyız. Bu devletin tarihine yakışır şekilde yaşamalı ve çok çalışmalıyız. Bir şeye âşık oldunuz mu her şeyi unutursunuz derdi Tarihçilerin Kutbu. Evet, o tarihine âşıktı ve hayata dair her şeyini ona adamış ve hedefe dörtnala koşmuştu. Her ne başarım varsa bunu Türk arşivlerine borçluyum sözüyle de Türk milletinin yazılı belge geleneğinin köklü bir geçmişi olduğunu da ortaya koymuştur.
III. SELİM
Osmanlı Devletinin batı tarzı köklü ıslahatların yapıldığı ve batıya pencerenin açıldığı dönemin padişahıdır III. Selim. Şehzadeliği sırasında batıyı fark etmiş, Fransa kralının yakınları ile irtibatı kurmuştur. Yaptığı yenilikleri Nizam-i Cedit adı altında toplamış, devletin ilk batı tarzı ordusunu da yine o kurmuştur. Devletin varlığı ve bekası için denge politikası uygulamaya sokmuş, batı önemli başkentlerinde daimi elçilik merkezleri açarak yaptıklarınızı takip ediyoruz mesajını vermiştir. İstanbul’da Üsküdar’da devlet matbaasını açmış, Türkçeyi bilim dili haline getirmiştir. Nizam-i Cedit Ordusuyla Akka’da zafer kazanmış, yabancı dil öğreniminin önemine dikkati ilk çekende o olmuştur. Fransız ihtilalinin yaşandığı tarihte tahtta oturan III. Selim, Kabakçı Mustafa İsyanı sonucunda tahttan indirilmiş; daha sonra da yenilik istemeyenler tarafından feci bir şekilde şehit edilmiştir. O yüz yazdığı şiirler ve attığı adımlar ile Osmanlı Devletinde köklü değişiminde ilk mimaridir.
IV. MURAT
Osmanlı Devletinde duraklama döneminde yükselme dönemini yaşatan Bağdat Fatihi unvanına da sahip padişahıdır. 1623-1640 yılları arasında hüküm sürmüş Bağdat ve Revan seferlerini İran üzerine yaparak bölgede güvenliği sağlamıştır. Genç yaşta tahtta oturmuş otoriteyi ele geçirdikten sonra iç ve dışta Osmanlı asrının tekrar yaşanmasına neden olmuştur. Koçi beye devletin yönetimi ve ıslahatlar için raporlar hazırlatmış, Galata Kulesinden ilk uçuş denemesi yapan Hezarfen Ahmet Çelebi ve füze ile uçmayı deneyen Lagari Hasan Çelebi’yi ödüllendirmiştir. İçki ve tütün yasağını getiren, IV. Murat için XVII. Yüzyılın son mareşali unvanı verilmiş, ölümü ise büyük kayıp olarak tarihe kaydedilmiştir. Attığı oklarla kalkanları delebilen, seferlerde at üzerinde uyuyan, 200 okkalık gürzleri rahatça kaldırabilen ve Anadolu halkının at üstünde gördüğü son padişahıdır.
HALİL İNALCIK
Modern tarih anlayışının öncü isimlerinden biri olan Halil İnalcık, Kırım’dan İstanbul’a göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak 1916 yılında dünyaya gelmiştir. Arşivlerin tozlu raflarından ömrünü harcayan, ilmin peşinde koşan, yılmayan ve hep daha yeni bilgileri gün yüzüne çıkarmaya çalışan Halil İnalcık geride bir kültür imparatorluğunun kurulabilmesi için binlerce belge bırakmıştır. Halil İnalcık’ın: “Bana Osmanlı arşivlerini verin size, size bir kültür imparatorluğu kurayım.” Sözü onun Osmanlı sevdalısı bir yürek olduğunu anlatmaya yeter. Halil İnalcık Hoca’ya göre karamsarlık korkaklıktır. Türkiye büyüktür. 1500 yıllık tarihimiz var. Canımızla, başımızla bu büyüklüğü devam ettirmeliyiz. Bırakıp kaçmak ihanettir bence. Eğer noksanlar varsa gidermeye uğraşmalıyız. Bu devletin tarihine yakışır şekilde yaşamalı ve çok çalışmalıyız. Bir şeye âşık oldunuz mu her şeyi unutursunuz derdi Tarihçilerin Kutbu. Evet, o tarihine âşıktı ve hayata dair her şeyini ona adamış ve hedefe dörtnala koşmuştu. Her ne başarım varsa bunu Türk arşivlerine borçluyum sözüyle de Türk milletinin yazılı belge geleneğinin köklü bir geçmişi olduğunu da ortaya koymuştur.