Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, Erzurum Kongresi’nin 105. Yılı dolayısıyla TBMM’de gündem dışı söz alarak açıklamalarda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti temellerinin Dadaşlar diyarı Erzurum’da atıldığını belirten Aydın, “105 yıl önce Erzurum kongresinde alınan kararlar vatan edindiğimiz kadim coğrafyada tam bağımsız bir şekilde yaşamamızın teminatı olduğu gibi aynı zamanda Türk milletinin istiklal ve egemenliğinin evrensel bir beyannamesi niteliğini de taşımaktadır” dedi.
Aydın açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Kayıtsız şartsız millete ait olduğunu temel prensip edinen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hür ve bağımsız yaşamamızın somut göstergesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun önemli kilometre taşlarından biri olan Erzurum Kongresi’nin 105. yılını anmak üzere söz almış bulunmaktayım. Mazisi olmayanın atisi ile ilgili bir tasarruf ve tasavvuru olamayacağı gerçeğinden hareketle şunu açıkça ifade edebiliriz ki var olmanın bir yere dayanma zorunluluğu aynı zamanda uluslar ve devletler için de geçerlidir. Dolayısıyla dünden bugüne güçlü devlet yapılarıyla tarih sahnesinde süreklilik arz eden milletler karşılaştıkları her türlü güçlüye rağmen bu genel geçer kadim gerçeğin rehberliğinde varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Diğer bir ifadeyle ancak güçlü ve kalıcı sistematik devlet yapılarının en zor zamanlarda bile her defasında yeniden köklere bağlı muhkem bir varoluş arayışında gelenekten geleceğe uzanan kutlu yolculukları başardıklarına tanıklık etmekteyiz.”
Türk milleti çağ açıp, çağ kapattı
İşte böyle güçlü bir var olma felsefesi ve müktesebatına sahip aziz Türk milleti müstesna tarihi serencamında birçok kez saldırıya ve istilaya uğramış, bitti yok oldu denilen anlarda bile küllerinden yeniden dirilip çağ açıp, çağ kapatmayı başarmıştır. Kahraman Türk milleti insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesi ve insani düsturunun yanı sıra milletin varlık teminatını da devlet olduğu bilincinden hareketle gök kubbesi devletinin bekasının tehlikeye düştüğünü hissettiğinde ise serden ve candan geçmekten geri durmamıştır. Aynı ruh kökünden ilham alarak Ertuğrul Gazi 13. yüzyılda aziz milletimizin bu özelliğini Türk aç kalır, susuz kalır, devletsiz kalmaz sözleriyle ifade ederken Avusturyalı tarihçi Hammer ise Türkler devlet yıkmakta ve kurmakta en iyi üstatlardır sözlerini kullanmıştır.
23 Temmuz Erzurum Kongresinin önemi
Bu yüzden tarih sahnesinden Türkleri alırsanız ortada tarih diye bir şey kalmaz sözü boşa söylenmiş bir aforizma değildir. Yani Asya Hun devletinden bugüne kadar sayısız beylik sahibi Türkler neredeyse 2500 yıllık tarihe eşlik eden 16 büyük devleti kurmayı başarmıştır. İşte bugün 7 kıtaya attığımız adımlardan geriye kalan ve 100 yıl önce vatan edindiğimiz Anadolu coğrafyasını elimizde tutma pahasına can vermiş milletle hatırlanacak emekler, ortaya konmuş kahramanlıklar bulunmaktadır. Bu kahramanlıkların en büyüğü şüphesiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e aittir. Çünkü o şahsi izzet ve ikbalini bir yana bırakıp gönlündeki bağımsız Türk vatanı sevdasıyla Anadolu’yu işgale karşı ayakta tutabilme adına çeşitli toplantılarla işe koyulmuştur. Bu toplantıların en önemlilerinden birisi de 23 Temmuz 7 Ağustos tarihleri arasında kadim şehrimiz Erzurum’da düzenlenen Erzurum kongresidir.
Milli mücadelenin dönüm noktası
Milli mücadelenin dönüm noktalarından ve akabinde kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesinin tohumlarının atıldığı Erzurum kongresi Osmanlı topraklarının parça parça bölünmeye çalışıldığı bir dönemde aziz vatanın bölünüp parçalanamayacağı iradesinin ortaya konulduğu, Türk milletinin kendi kaderini belirleme belirlemeye muktedir olduğunun beyan edildiği ve daha önemlisi de manda ve himayenin ayaklar altına alınarak tam bağımsızlığın dünyaya haykırıldığı bir uyanış niteliğindedir.
Bugünkü Erzurum Trabzon, Erzincan, Sivas, Giresun, Rize, Ağrı, Bingöl, Bayburt, Artvin, Tunceli Gümüşhane, Ordu, Tokat, Amasya, Bitlis, Siirt ve Van illerinden temsil heyeti dahil 63 üyenin katıldığı kongrenin kapanış konuşmasında, “Tarih bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir” ifadelerini dile getiren Mustafa Kemal Paşa milli iradeye olan inancını Erzurum’da bir kez daha perçinlemiş Türk milletinin bağrından çıkmış Kuva-yi Milliye’nin vatan savunmasında tek kuvvet olarak kabul edileceğini kongre kararlarına ilave etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti temellerinin atıldığı milli mücadelenin rotasını ve yöntemlerinin belirlendiği kongreye ev sahipliği yapan Erzurum yiğit Dadaşlar gövdesini taşın altına koymuş ve vatanımızın kurtuluşu için her türlü mücadeleyi vermişlerdir. 105 yıl önce Erzurum kongresinde alınan bu kararlar vatan edindiğimiz kadim coğrafyada tam bağımsız bir şekilde yaşamamızın teminatı olduğu gibi aynı zamanda Türk milletinin istiklal ve egemenliğinin evrensel bir beyannamesi niteliğini de taşımaktadır.
Nesrin DEMİR