Arsa sahiplerinin özel ücret talebi karşılığında çalışma yürüten Jeofizik Mühendisi Barış Aytekin, zemin etüt çalışmasında sismik kırılma yöntemi ile zeminin depreme karşı dayanıklılığını ölçtüklerini söyledi. Aytekin, zemin etüdü ile üzerine konulacak bina yükünü zeminin ne oranda taşıyabileceğinin hesaplandığını, hesaplamalar neticesinde zemin güçlendirmesi veya iyileştirmesi gerekmesi durumunda gerekli mühendislik çalışmaları konusunda yetkin inşaat veya geoteknik mühendisleri tarafından tasarlanan yöntemler ile zemin parametrelerinin iyileştirildiğini ifade etti.
‘Sondaj çalışması titizlikle yürütülmeli ve zemin raporlandırılmamalı’
Jeofizik Mühendisi Aytekin, “Yapı denetim kuruluşlarında jeoloji mühendislerinin bulunması çok önemlidir. Yapılan binalarda zemin etüt çalışmalarının titizlikle yapılması gerekiyor. Zemin etüdü ile yapılan ölçümler ve hesaplamalar sonucu dayanıksız çıkması halinde zemin 'fore kazık, derin karıştırma, çimento enjeksiyonu’ gibi imalatlar ile ya da 'yapay mühendislik dolguları' gibi yöntemlerle daha dayanıklı hale getiriliyor. Sismik kırılma, resizivite, mikrotrumer ve jeoradar gibi yöntemlerden gerekli olanları yapmaktayız. Sismik kırılma yöntemiyle yaptığımız çalışmada, zemine serdiğimiz jeofonları kablolara bağlayarak, jeofonları kablolarda sayısallaştırıyoruz. Balyozla bir titreşim oluşturuyor, yer altına dalga yönlendiriyoruz. Bu dalga sonucunda her jeofona ayrı bir hız dalgası geliyor. Elde ettiğimiz hızı zemin etüt raporuna işliyoruz. Bizim yapmamız gereken şey önlemlerimizi ve tedbirlerimizi almak, deprem ile yaşamayı öğrenmek. Etüt, sondaj çalışmalarının titizlikle sürdürülmesi gerekiyor. Sondajlarla tolere edip laboratuvar ortamında değerlendirerek, zeminin olumsuz veya olumlu yönde raporumuzu sunuyoruz” diye konuştu. (iha)
