Peygamberimiz (asv), insanların en cömerdi ve en iyilikseveri idi. Hayatı boyunca hiçbir isteği geri çevirmedi.
Bir gün hanım Müslümanlardan biri kendi eliyle ördüğü bir hırkayı getirip Peygamberimize (sav) hediye eder. Sırtında yeni hırkasıyla arkadaşlarının arasında mescitte oturmaktadır. Arkadaşlarından biri hırkayı çok beğenir ve Hz. Muhammed (asv)'in herkesçe bilinen cömertliğinden de cesaret alarak,
"Ey Allah'ın Elçisi! Bu ne güzel bir hırka! Bana hediye eder misin?" der. Hz. Muhammed (asv) hiç sesini çıkarmadan ve tavırlarıyla da herhangi bir hoşnutsuzluk ifade etmeden, hırkayı sırtından sıyırır ve ona uzatır.
Düğün yemeği
Arkadaşlarından biri evlenmektedir. Fakat adet olan düğün yemeğinde ikram edebileceği hiçbir şeyi yoktur. Durumu haber alan Hz. Muhammed (asv) evindeki unun tamamını ona hediye eder. Kendi evinde hiç yiyecek kalmaz.
Sütün hepsi misafirin
Uzaktan gelen bir misafir Hz. Muhammed (asv)'in evinde gecelemektedir. Akşam yemeği olarak da sadece biraz keçi sütü vardır. Misafir hepsini içer. Kendilerine hiçbir şey kalmadığı için Hz. Muhammed (asv) ailesi geceyi aç geçirirler. Şikâyet etmezler.
Saadet Asrından
Ebu Said el-Hudrî (r.a)’tan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.) şöyle buyurmuştur:
“Cuma gününde Kehf suresini okuyan kimseye iki Cuma arası nur ile aydınlatılır.” [Neseî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle, 528; Hakim, el-Müstedrek, I, 564]
***
Isbahânî senedini kaydederek Ebu Hureyre (r.a.)’tan şöyle dediğini rivayet etmektedir:
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: “Cuma gecesi Yâsîn suresini okuyan kimsenin günahları bağışlanır.” [Ebu Nuaym el-Isbahânî, Hilyetu’l-Evliyâ, II, 159]