Geçen yıl Murat Ertaş hocamla birlikte internet üzerinden yayın yapan Erzurum Televizyonunda, Erzurum Havası programını yapıyorduk. Keyifli bir o kadar da değerli anları paylaştığımız birçok misafirlerimiz oldu. Yaklaşık 1 saat süren yayınımız bazen sürenin dışına da çıkabiliyordu. Murat Hocam konuklarımızı ayarlıyor, bende telefonla onlarla irtibat kuruyor ve yayına davet ediyordum. Mart veya nisan ayı içinde idik ve bu hafta farklı bir konuğumuz olacaktı. Murat Hocam, Neslihan Hatunoğlu Hanımefendiyi alalım dedi. Ben kendisini tanımıyordum. Murat Hocam, Neslihan Abla’nın Erzurum’un köklü ailelerinden biri olan Hatunoğlu ailesine mensup olduğunu ve Erzurum’a dair aradığımız her bilgiye Neslihan Abla’dan ulaşabileceğimizi söyledi. Hemen numarasını aldım. Bir gün sonra aradım. Kendimi tanıttım. Neden aradığımızı söyledim. Neslihan Hanım, beni nazikçe dinliyordu. Sonra o konuşmaya başladı. Kendisini tanıttı. O kadar net bir Türkçeyle konuşuyordu ki, ben bir süre hiç müdahale etmedim sadece onu dinledim. Uzun süre bu halin devam etmesini istiyordum. Bir süre sonra konu Erzurum ve şehir kültürüne gelmişti. Neslihan Ablanın o an ses tonu değişmiş ve birden farklı bir hal almıştı. Sevdası olduğu şehir ve onun uzmanlık alanına girmiştik. Nereden başlayacaktı? Bana neler anlatacaktı? Erzurum’a dair hangi sırrı bizimle paylaşacaktı? Tüm bu soruların cevabı süreçte ortaya çıkacaktı. Neslihan Ablayı dinlerken yıllardır Erzurum üzerine çalışan biri olarak aslında çok az şeyler bildiğimin farkına varıyordum. Her dakika, her saniye belki de her salisede Neslihan Abla şehre ait yeni bir bilgiyi benimle paylaşıyordu. Sanki televizyon programı o an oluyordu ve bizlerde Neslihan Ablayı dinliyorduk. Konuşmanın bitmesini istemiyordum. Ben aklıma gelen soruları o an sormaya çalışıyor daha sonra aradan çekiliyordum. Zira ben artık işin uzmanını bulmuştum. Neslihan Abla anlatırken ses tonuyla sanki o anları yaşıyordu. Görmesem bile onun heyecanını anlıyordum. Kendisini neden uzun zamandan beri tanımadığım için ise hayıflanıyordum. Şehrin son 50 yılı 20 dakika kadar süren konuşmamız esnasında bir çırpıda anlatılmıştı. Hem de noktası virgülüne kadar ki süreç. Olayları birbirine bağlıyor, döneminde ki şehir hafızasında olan kişileri anlatıyor ve araya kendisiyle olan kısımları da dâhil ediyordu. Bazen yerel ağzı bazen de İstanbul ağzını kullanıyordu. Ben bunları dinlerken Neslihan Abla’nın neden bildiklerini yazıya geçirmediğini düşünüyordum. O kadar bilgi, kültürel hafıza yok olmamalıydı. Mutlaka gelecek kuşaklara aktarılmalı ve bilinmeliydi. Kaldı ki Erzurum’a dair son dönemlerde yeni nesilden ortaya yeni bir eser koyan veyahut bunları araştıran kişiler yoktu. En azından Neslihan Abla ve onun kuşağından gelenlerin hatıraları ve bildikleri kayıt altına alınmalıydı. Bu konu aslında tüm Erzurumluların üzerine kafa yorması gereken temel konulardan biridir. Bu gün özellikle de son 10 yılda Erzurum adına kitap yazanlara bakıldığında aslında sorumuzun cevabı da ortaya çıkacaktır. Ben bunları düşünürken Neslihan Abla bir kitap çalışması yaptığını anlatmaya başlamıştı. İşte bu dedim! Beklediğim ve duymak istediğim sözlerden biri buydu. Neslihan Abla sosyal medyayı kültürel anlamda en iyi kullanan isimlerden biridir. Murat Hocam, Neslihan Abla’nın sosyal medyasını takip etmemi söylediğinde bu gerçeği anlamıştım. Erzurum ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik yayınlar ve takipçileri vardı. Bende o takipçilerden biri oldum. İşte bu sayfalarda yapılan paylaşımları Neslihan Abladan kitap olarak istenmişti. O da bu memnuniyetle karşılamış ve yayın hayatına böylelikle girmişti. Neslihan Abla ne yazmıştı? Hangi konulara değinmişti? Erzurum kültür tarihine bu yazılanların katkısı olacak mıydı? Yoksa sadece yazılanlar kendi hayatından izler mi taşıyacaktı? Ya da şehir hafızını mı ortaya çıkaracaktı? Bir tarih kitabı mı? Yoksa bir edebiyat kitabı mı olacaktı? Ben de o an çok merak etmiştim ve Neslihan Abla’nın açıklamalarını bekliyordum. Babam Kemal Hatunoğlu’nu yazacağım dedi. Bir evladın babasını yazması ne kadar güzel bir duygudur. Çok sevindim. O ana kadar Kemal Hatunoğlu kimdir, ne yapmıştır ve şehirde nasıl bir yere sahiptir bilmiyordum. Demek ki bize Neslihan Abla babasını anlatacaktı. Gerçekte ise yazılan kitap sadece bir baba ve kızın hayatı mı olacaktı? İşte onu o an sormadım ve Neslihan Abla’nın anlatmasını bekledim. Kemal Bey ve kitap acaba nasıl bir kitap olacaktı?
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 03 Haziran 2022 - 09:12
Neslihan Abla'nın Hafızası-1
Geçen yıl Murat Ertaş hocamla birlikte internet üzerinden yayın yapan Erzurum Televizyonunda, Erzurum Havası programını yapıyorduk
Köşe Yazıları
03 Haziran 2022 - 09:12