ÖRGÜT, ÖRGÜT GELİŞTİRME FAALİYETİ VE AK PARTİ TEŞKİLATLARI -IV-
Önceki üç yazımızda, başarılı bir geçmişi olan Ak Parti’nin, bugün birçok iç sıkıntılarla baş etme noktasına geldiğini, en temel sorunlarından birisinin de örgütün/teşkilatın fonksiyonel ve üretken olamayışı sorunu olduğunu belirtmiştik. Bu fonksiyonel ve üretken olamayışın, tek tek oradaki insanlardan ziyade pek çok sebebe dayandığını ve sisteme ait bir sorun olduğunu ifade etmiştik. Sonra, genel olarak o donukluğun sebeplerini yazmış ve Ak Parti Örgütü’nün, yeniden girişimci, değişimci, yenilikçi, üretken ve vizyoner bir örgüt haline nasıl gelebileceğini, örgüt geliştirme kuramları çerçevesinde ele almıştık. Devam edeceğiz.
ÖRGÜT GELİŞTİRMENİN YARARLARI:
Uygulamada, örgüt geliştirmeden pek çok yararlar beklenir. Bunların bazıları:
a- Kurumun karar verme, sorun çözme, yenilik üretme ve değişimi karşılama yeteneğini artırmak,
b- Örgütün gizli enerjisini açığa çıkarmak, yenilik üretme gücünü geliştirmek,
c- Çalışanların, örgütün vizyon, misyon ve hedeflerini anlamalarına yardımcı olmak,
d- Örgütün etkinliğini ve verimliliğini artırma,
e- Motivasyon ve tatmin düzeyini yükseltmek, geleceğe hazır duruma getirmek,
f- Örgüt üyeleri arasında güven ve karşılıklı desteği ve olumlu iletişimi sağlamak, sorunlara ve tartışmalara çözüm getirmek ve sinerji oluşturmak gibi genel amaçları da vardır.
ÖRGÜT GELİŞTİRMENİN DAYANDIĞI MANTIK:
Örgüt geliştirmenin dayandığı bir de mantığı vardır. O mantık, bireyde ve kurumda olmazsa, kurumun yönetim yapısını/örgütünü geliştirmek mümkün olmaz.
O mantık da, her zaman, mevcut durumu yeterli görmemek ve buna, geliştirilmesi gereken bir durum olarak bakmak gerektiği anlayışına dayanır. Zira:
1- Her kurumun ve onun yönetim organı olan örgütünün, belli oranda da olsa eksiklikleri, aksaklık, yanlışlık ve hataları vardır.
2- Bir kurum ve örgütü, kusursuza yakın bir biçimde çalışıyor olsa bile, muhakkak o kurumda ve o örgütte geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gereken pek çok yön ve unsur vardır.
Bu mantığa zıt anlayış, yani kurumu ve yönetim örgütünü savunmak, korumaya almak, böyle bir geliştirme programına ihtiyaçlarının olmadığını, kendilerinin zaten gelişmiş en iyi örgüt olduğunu düşünmek, aslında değişim ve gelişimin önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkar. Buna tutuculuk ta denebilir. Aslında bütün yenilik, değişim ve gelişmelerin önündeki en büyük engel de bu yaklaşımdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in aktardığı gibi, gelen bütün peygamberlerin önüne hep bu anlayış ve yaklaşımla çıkılmış ve gelişim engellenmeğe çalışılmıştır.
Gelişmek, etkin olmak; iyiliklerin yaygınlaşmasını, olumsuzlukların da ortadan kalmasını sağlamak ve dünyada güçlü olmak isteyen bütün kurumlar ve onların yönetim yapısı, bu tutuculuk ve bu yanlışlığa düşmekten kendilerini muhafaza etmelidirler.
Yarın devam edelim.
Önceki üç yazımızda, başarılı bir geçmişi olan Ak Parti’nin, bugün birçok iç sıkıntılarla baş etme noktasına geldiğini, en temel sorunlarından birisinin de örgütün/teşkilatın fonksiyonel ve üretken olamayışı sorunu olduğunu belirtmiştik. Bu fonksiyonel ve üretken olamayışın, tek tek oradaki insanlardan ziyade pek çok sebebe dayandığını ve sisteme ait bir sorun olduğunu ifade etmiştik. Sonra, genel olarak o donukluğun sebeplerini yazmış ve Ak Parti Örgütü’nün, yeniden girişimci, değişimci, yenilikçi, üretken ve vizyoner bir örgüt haline nasıl gelebileceğini, örgüt geliştirme kuramları çerçevesinde ele almıştık. Devam edeceğiz.
ÖRGÜT GELİŞTİRMENİN YARARLARI:
Uygulamada, örgüt geliştirmeden pek çok yararlar beklenir. Bunların bazıları:
a- Kurumun karar verme, sorun çözme, yenilik üretme ve değişimi karşılama yeteneğini artırmak,
b- Örgütün gizli enerjisini açığa çıkarmak, yenilik üretme gücünü geliştirmek,
c- Çalışanların, örgütün vizyon, misyon ve hedeflerini anlamalarına yardımcı olmak,
d- Örgütün etkinliğini ve verimliliğini artırma,
e- Motivasyon ve tatmin düzeyini yükseltmek, geleceğe hazır duruma getirmek,
f- Örgüt üyeleri arasında güven ve karşılıklı desteği ve olumlu iletişimi sağlamak, sorunlara ve tartışmalara çözüm getirmek ve sinerji oluşturmak gibi genel amaçları da vardır.
ÖRGÜT GELİŞTİRMENİN DAYANDIĞI MANTIK:
Örgüt geliştirmenin dayandığı bir de mantığı vardır. O mantık, bireyde ve kurumda olmazsa, kurumun yönetim yapısını/örgütünü geliştirmek mümkün olmaz.
O mantık da, her zaman, mevcut durumu yeterli görmemek ve buna, geliştirilmesi gereken bir durum olarak bakmak gerektiği anlayışına dayanır. Zira:
1- Her kurumun ve onun yönetim organı olan örgütünün, belli oranda da olsa eksiklikleri, aksaklık, yanlışlık ve hataları vardır.
2- Bir kurum ve örgütü, kusursuza yakın bir biçimde çalışıyor olsa bile, muhakkak o kurumda ve o örgütte geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gereken pek çok yön ve unsur vardır.
Bu mantığa zıt anlayış, yani kurumu ve yönetim örgütünü savunmak, korumaya almak, böyle bir geliştirme programına ihtiyaçlarının olmadığını, kendilerinin zaten gelişmiş en iyi örgüt olduğunu düşünmek, aslında değişim ve gelişimin önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkar. Buna tutuculuk ta denebilir. Aslında bütün yenilik, değişim ve gelişmelerin önündeki en büyük engel de bu yaklaşımdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in aktardığı gibi, gelen bütün peygamberlerin önüne hep bu anlayış ve yaklaşımla çıkılmış ve gelişim engellenmeğe çalışılmıştır.
Gelişmek, etkin olmak; iyiliklerin yaygınlaşmasını, olumsuzlukların da ortadan kalmasını sağlamak ve dünyada güçlü olmak isteyen bütün kurumlar ve onların yönetim yapısı, bu tutuculuk ve bu yanlışlığa düşmekten kendilerini muhafaza etmelidirler.
Yarın devam edelim.