Türkiye’de hekim açığı sağlıkta tıkanmalara neden olacak boyutlara ulaştı. Buna bir de tıbbi malzeme tedarikinde yaşanan sorunlar eklenince bazı ameliyatlar yapılamaz oldu.
Gözünde puslanma şikâyeti ile Erzurum Şehir Hastanesi’ne başvuran 16 yaşındaki gencin sol göz damarlarında tıkanma tespit edilerek acil ameliyat kararı verildi.
Doktor ameliyat günü vermek istedi ama operasyonda kullanılacak tıbbi malzemelerden biri eksikti. Bu nedenle gence, “ Sizi ameliyat etmem gerek ama malzeme eksik, onun gelmesi bir ayı bulabilir. Bu kadar beklemek sizin için sıkıntı olabilir. Dilerseniz Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesine gidin, zaman kaybı yaşanmasın” denildi.
***
Konulan teşhis ile zaten şok yaşayan aile, bu kez şansını demek için Üniversite Hastanesine başvuruyor. Bu kez de randevu sorunu karşılarına çıkıyor. En erken randevu 10 gün sonraya alınıyor.
Bu arada gencin diğer gözünde de görme bozukluğu gelişiyor. Parası olmadığı için öğretim görevlilerinden fiş kestirip muayene olamayan aile, doğal olarak özel hastaneye de gidemiyor.
***
Hastanelerden randevu alanların psikolojik olarak şifa bulduğu şu günlerde bir karmaşa da tahlil sonuçlarını doktora göstermek için yaşanıyor. Bunun için bir kez daha randevu alınması gerekiyor.
Tahlil sonucunu haftalarca doktora gösteremeyen hastalar var. Hele bir de emar ya da tomografi istenmiş ise iş daha da zorlaşıyor. Çünkü onlar için de bir randevu oluşturulması gerekiyor, aylar sonraya randevu alanlar kendilerini şanslı hissediyor…
***
Oysa AK Parti’nin ülkede en çok alkış aldığı yatırımları Sağlık ve Ulaşımdı.
Sağlıkta yapılan dönüşüm bu ülkeye adeta çağ atlattı.
Kuyruklar son buldu, aile hekimleri sayesinde hastane yükü azaldı.
Doktor seçme hakkı oluşturuldu.
Herkes için özel hastanede muayene olanağı sağlandı.
Sabahın köründe hastanelerin önünde muayene nöbetleri son buldu.
Her ile hatta ilçeye 5 yıldızlı otel konforunda hastaneler kuruldu.
Dün ayakta alkışlanan sağlık yatırımları bugün yanlış işletim ve uygulamalar nedeniyle vatandaşın en ciddi sorunlarından biri haline geldi.
***
Erzurum Teknik Üniversitesi’nin hafta sonu mezuniyet törenine katıldım. İki yiyenim mezun olacağı için diğer öğrenci aileleri gibi ben de heyecanlıydım. Gelin görün ki sadece ben değil şehir dışından çocuklarının en özel gününe tanıklık etmek isteyen ailelerde de geldiğine geleceğine pişman oldu.
Meteorolojinin günlerdir yağış uyarısı verdiği Erzurum’da üniversite yönetimi açık alanda mezuniyet töreni yapmaya karar vermiş.
Geniş bir alana sadece üstü kapalı bir çadır kurulmuş, 20 metre genişliğinde 50 metre uzunluğunda bir tente ile çevrilen alana sandalyeler konulmuş. Yağmur, fırtına altında alana gelen aileler yer bulmakta zorlandı. Sandalyeler kapanın elinde kaldı, ara ara tartışımalar bile yaşandı.
Mezun olan öğrenciler için ayrılan sandalyeler, ailelere tahsis edilmek durumunda kaldı. Zaman ilerleyip sayı artınca amfilerden sandalye taşındı.
Sahne diye kurulan platforma ışık sistemi kurulmayınca, İzmir Marşı ile sahneye çıkan öğrencileri aileleri uzaktan bile seçemedi!
Asıl tuhaflık ise tüm fakültelere aynı anda tören yapılmasıydı. İzdiham olacağı gün gibi ortadaydı. Sayı fazla olunca açık alanda üşüyen aileler, ‘bitse de gitsek’ moduna girdi. Anlayacağınız bir mezuniyet töreni bu kadar gelişi güzel hazırlanabilirdi.
Soğuktan morarmış yüzler, titreyen eller, yağmur altında çekilen fotoğraflar, öğrenci ve ailelerine ömür boyu unutamayacakları bir mezuniyet töreni hatırası oldu…
Gözünde puslanma şikâyeti ile Erzurum Şehir Hastanesi’ne başvuran 16 yaşındaki gencin sol göz damarlarında tıkanma tespit edilerek acil ameliyat kararı verildi.
Doktor ameliyat günü vermek istedi ama operasyonda kullanılacak tıbbi malzemelerden biri eksikti. Bu nedenle gence, “ Sizi ameliyat etmem gerek ama malzeme eksik, onun gelmesi bir ayı bulabilir. Bu kadar beklemek sizin için sıkıntı olabilir. Dilerseniz Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesine gidin, zaman kaybı yaşanmasın” denildi.
***
Konulan teşhis ile zaten şok yaşayan aile, bu kez şansını demek için Üniversite Hastanesine başvuruyor. Bu kez de randevu sorunu karşılarına çıkıyor. En erken randevu 10 gün sonraya alınıyor.
Bu arada gencin diğer gözünde de görme bozukluğu gelişiyor. Parası olmadığı için öğretim görevlilerinden fiş kestirip muayene olamayan aile, doğal olarak özel hastaneye de gidemiyor.
***
Hastanelerden randevu alanların psikolojik olarak şifa bulduğu şu günlerde bir karmaşa da tahlil sonuçlarını doktora göstermek için yaşanıyor. Bunun için bir kez daha randevu alınması gerekiyor.
Tahlil sonucunu haftalarca doktora gösteremeyen hastalar var. Hele bir de emar ya da tomografi istenmiş ise iş daha da zorlaşıyor. Çünkü onlar için de bir randevu oluşturulması gerekiyor, aylar sonraya randevu alanlar kendilerini şanslı hissediyor…
***
Oysa AK Parti’nin ülkede en çok alkış aldığı yatırımları Sağlık ve Ulaşımdı.
Sağlıkta yapılan dönüşüm bu ülkeye adeta çağ atlattı.
Kuyruklar son buldu, aile hekimleri sayesinde hastane yükü azaldı.
Doktor seçme hakkı oluşturuldu.
Herkes için özel hastanede muayene olanağı sağlandı.
Sabahın köründe hastanelerin önünde muayene nöbetleri son buldu.
Her ile hatta ilçeye 5 yıldızlı otel konforunda hastaneler kuruldu.
Dün ayakta alkışlanan sağlık yatırımları bugün yanlış işletim ve uygulamalar nedeniyle vatandaşın en ciddi sorunlarından biri haline geldi.
***
Erzurum Teknik Üniversitesi’nin hafta sonu mezuniyet törenine katıldım. İki yiyenim mezun olacağı için diğer öğrenci aileleri gibi ben de heyecanlıydım. Gelin görün ki sadece ben değil şehir dışından çocuklarının en özel gününe tanıklık etmek isteyen ailelerde de geldiğine geleceğine pişman oldu.
Meteorolojinin günlerdir yağış uyarısı verdiği Erzurum’da üniversite yönetimi açık alanda mezuniyet töreni yapmaya karar vermiş.
Geniş bir alana sadece üstü kapalı bir çadır kurulmuş, 20 metre genişliğinde 50 metre uzunluğunda bir tente ile çevrilen alana sandalyeler konulmuş. Yağmur, fırtına altında alana gelen aileler yer bulmakta zorlandı. Sandalyeler kapanın elinde kaldı, ara ara tartışımalar bile yaşandı.
Mezun olan öğrenciler için ayrılan sandalyeler, ailelere tahsis edilmek durumunda kaldı. Zaman ilerleyip sayı artınca amfilerden sandalye taşındı.
Sahne diye kurulan platforma ışık sistemi kurulmayınca, İzmir Marşı ile sahneye çıkan öğrencileri aileleri uzaktan bile seçemedi!
Asıl tuhaflık ise tüm fakültelere aynı anda tören yapılmasıydı. İzdiham olacağı gün gibi ortadaydı. Sayı fazla olunca açık alanda üşüyen aileler, ‘bitse de gitsek’ moduna girdi. Anlayacağınız bir mezuniyet töreni bu kadar gelişi güzel hazırlanabilirdi.
Soğuktan morarmış yüzler, titreyen eller, yağmur altında çekilen fotoğraflar, öğrenci ve ailelerine ömür boyu unutamayacakları bir mezuniyet töreni hatırası oldu…