Anadolu’da ilk faaliyet gösteren Halveti şeyhlerinden olan ve 15. yüzyılın başlarında dünyaya gelen Pir Muhammed Bahaddin Hazretleri, zamanın en önde gelen âlimlerindendir. Zamanın birinde yaşanan depremde 7 talebesiyle birlikte caminin altında kalarak şehit olan Pir Muhammed Bahaddin Hazretleri hakkında bilinmeyenleri Vakıflar Bölge Müdürü Murat Uslu anlattı.
Uslu konuşmasında şunları kaydetti:“Şu anda huzurunda bulunduğumuz Muhammed Bahâeddin Erzincânî Hazretleri, Anadolu’da ilk faaliyet gösteren Halvetî şeyhlerindendir.
Pir Muhammed Bahaddin Hazretleri, 15. yüzyılın başlarında Erzincan'ın Keleriç (Karakaya) köyünde doğmuştur. Zamanın önde gelen âlimlerinden olup, ilimde yüksek dereceye ulaştıktan sonra, yaşadığı devrin ünlü müderrisleri arasına girmiştir. Halveti Tarikatının ileri gelenlerinden, Seyyid Yahya Şirvanî Hazretlerinin baş halifelerindendir. Pir Muhammed Bahaeddin hazretleri, bir yaz günü sabah namazından çıkıp talebelerine; ‘Erzincan'a inmek dileriz. Sevdiklerimizden arzu eden bizimle gelsin’ buyururlar. 40 talebesiyle hareket edip, Erzincan'a gelir. Camii Kebir'e gidip halvete girerek 40 gün ibadetle meşgul olmak isterler. Talebeleri onun bu haline şaşırıp; ‘Efendim, şimdi hasat mevsimidir. Erbaine ve halvete girmek için münasip midir?’ diye arz ederler. Bunun üzerine Pir Muhammed Bahaeddin Hazretleri, ‘Doğru söylersiniz lâkin Allahû Tealâ bu beldeye yakında bir zelzele takdir etmiştir. Bu belânın geri çevrilmesi için bizlerin münacat etmesi, yalvarması lâzımdır. Umulur ki, içimizden birinin duası kabul olur da halk kurtulur’ buyururlar. Sonra Camii Kebir'de ibadetlerine devam ederler. Bir ara yanındakilere dönüp, ‘Bize ilham edildi ki, Ey Pir Muhammed, eğer bu belânın geri çevrilmesini istersen bizim yanımıza gelmelisin.’ ‘Şimdi kim bizimle beraber şahadet şerbetini içmek isterse burada kalsın. Eğer bir miktar daha dünya hayatını yaşamak arzu edenlere de biz izin veriyoruz, dışarı çıkabilir. Bu gece bizimle birlikte olmasınlar’ buyurdu. Bunun üzerine talebelerinden 7 kişi hariç diğerleri camiden dışarı çıktılar. O gece şiddetli bir zelzele oldu. Camii Kebir yıkıldı. Yedi talebesi ile beraber pir Muhammed Bahaeddin hazretleri şahadet şerbetini içtiler. Camiden başka hiç bir yerde zarar vuku bulmadı. Şehir ahalisi durumu öğrenince büyük bir üzüntüye düştü. Allahu Teâla'nın hikmeti deyip, Pir Muhammed Erzincani Hazretleri ve 7 talebesini defnettiler. Bursalı Mehmed Tahir Bey, O’nun 1474’de Erzincan'da vefat ettiğini ve Camii Kebir yanına defnedildiğini kaydetmekte ise de, Ali Kemali Bey, hazretin Keleriç'te medfun bulunduğunu ve mezarının hiç bir nişan taşımadığını kaydeder. Ancak, bölgede 4 nesildir anlatıla gelen sözlü tarihe göre, Pir Muhammed Bahaeddin Hazretleri’nin kabri saadetleri şu anda bizimde huzurunda bulunduğumuz, Erzincan’ımızın evliyalar menbaağı olan eski adıyla Keleriç, yeni adıyla Karakaya köyünde bulunmaktadır ve hazrete hürmeten türbeleştirilmiştir. Hazretin, 1468’de Erzincan'da yazdığı Makamatü'l Arifin ve Maarifü's Salikin adlı tasavvufa yönelik manzum eseri de günümüze kadar ulaşmıştır.”
İHA
Pir Muhammed Bahaddin Hazretleri, 15. yüzyılın başlarında Erzincan'ın Keleriç (Karakaya) köyünde doğmuştur. Zamanın önde gelen âlimlerinden olup, ilimde yüksek dereceye ulaştıktan sonra, yaşadığı devrin ünlü müderrisleri arasına girmiştir. Halveti Tarikatının ileri gelenlerinden, Seyyid Yahya Şirvanî Hazretlerinin baş halifelerindendir. Pir Muhammed Bahaeddin hazretleri, bir yaz günü sabah namazından çıkıp talebelerine; ‘Erzincan'a inmek dileriz. Sevdiklerimizden arzu eden bizimle gelsin’ buyururlar. 40 talebesiyle hareket edip, Erzincan'a gelir. Camii Kebir'e gidip halvete girerek 40 gün ibadetle meşgul olmak isterler. Talebeleri onun bu haline şaşırıp; ‘Efendim, şimdi hasat mevsimidir. Erbaine ve halvete girmek için münasip midir?’ diye arz ederler. Bunun üzerine Pir Muhammed Bahaeddin Hazretleri, ‘Doğru söylersiniz lâkin Allahû Tealâ bu beldeye yakında bir zelzele takdir etmiştir. Bu belânın geri çevrilmesi için bizlerin münacat etmesi, yalvarması lâzımdır. Umulur ki, içimizden birinin duası kabul olur da halk kurtulur’ buyururlar. Sonra Camii Kebir'de ibadetlerine devam ederler. Bir ara yanındakilere dönüp, ‘Bize ilham edildi ki, Ey Pir Muhammed, eğer bu belânın geri çevrilmesini istersen bizim yanımıza gelmelisin.’ ‘Şimdi kim bizimle beraber şahadet şerbetini içmek isterse burada kalsın. Eğer bir miktar daha dünya hayatını yaşamak arzu edenlere de biz izin veriyoruz, dışarı çıkabilir. Bu gece bizimle birlikte olmasınlar’ buyurdu. Bunun üzerine talebelerinden 7 kişi hariç diğerleri camiden dışarı çıktılar. O gece şiddetli bir zelzele oldu. Camii Kebir yıkıldı. Yedi talebesi ile beraber pir Muhammed Bahaeddin hazretleri şahadet şerbetini içtiler. Camiden başka hiç bir yerde zarar vuku bulmadı. Şehir ahalisi durumu öğrenince büyük bir üzüntüye düştü. Allahu Teâla'nın hikmeti deyip, Pir Muhammed Erzincani Hazretleri ve 7 talebesini defnettiler. Bursalı Mehmed Tahir Bey, O’nun 1474’de Erzincan'da vefat ettiğini ve Camii Kebir yanına defnedildiğini kaydetmekte ise de, Ali Kemali Bey, hazretin Keleriç'te medfun bulunduğunu ve mezarının hiç bir nişan taşımadığını kaydeder. Ancak, bölgede 4 nesildir anlatıla gelen sözlü tarihe göre, Pir Muhammed Bahaeddin Hazretleri’nin kabri saadetleri şu anda bizimde huzurunda bulunduğumuz, Erzincan’ımızın evliyalar menbaağı olan eski adıyla Keleriç, yeni adıyla Karakaya köyünde bulunmaktadır ve hazrete hürmeten türbeleştirilmiştir. Hazretin, 1468’de Erzincan'da yazdığı Makamatü'l Arifin ve Maarifü's Salikin adlı tasavvufa yönelik manzum eseri de günümüze kadar ulaşmıştır.”
İHA
Gaibi ancak Allah bilir. Peygamberimiz dahi gaipten haber vermemiştir. Bu insanlara olmayan şeyleri yükleyin, halk onun mezarını bir ilahi yer gibi görsün, bez,çaput bağlasın, ölüden yardım istesin. Yardım ancak ve ancak Allah'tan istenir.