Ünlü yazarımız İsmail Habip Sevük diyor ki, ‘13 Eylül 1683 günü Viyana'da başlayan çekilme, 238 sene sonra Sakarya'da durdurulmuştur...’
*
Mustafa Kemal Paşa’nın direktifleri ve Türk Milleti’nin kanıyla yazılan Sakarya destanı, 22 gün 22 gece sürdü.
Bu gün o zafere giden yolun 100.yılı...
*
Evet, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin makus talihi, 23 Ağustos 1921 günü Yunan kuvvetlerince başlatılan ve Türk Ordusunun zaferi ile sonuçlanan Sakarya Zaferi ile döndü denilebilir.
Bu özelliğiyle Sakarya Meydan Muharebesi, topyekun bir iradenin zaferi ve Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktasıdır.
23 Ağustos 1921 günü Yunanlıların başlattığı taarruz 100 kilometre gibi geniş bir coğrafyada gerçekleşti.
Ağustos’un 23’ünde başlayan Sakarya Savaşı’nı Gazi, Nutuk’ta ‘Sakarya Melhame-i Kübrası’ yani En Büyük Kanlı Savaş olarak niteler. Bu özelliği ile çok subay şehit verdiğimiz için ‘Subaylar Savaşı’ olarak da anılır.
Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos'ta savaşın gidişatını kökten değiştiren ve savaş tarihinin altın sayfalarında yerini alan; 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana terk olunamaz.' emrini verir...
5 Ağustos’ta TBMM tarafından 3 ay süreyle ‘Başkomutanlık’ görevine getirilen Mustafa Kemal’e bu savaş sonunda yine 19 Eylül 1921’de TBMM tarafından Müşirlik yani ‘Mareşallik’ rütbesi ve ‘Gazi’ unvanı verilir...
*
Yunan kuvvetleri galibiyetten o kadar emindi ki Kral Konstantin 7 Temmuz'da İzmir'den Uşak'a, cephenin ileri hattına gelmiş ve 10 Temmuz 1921 tarihinde Yunan ordusuna taarruz emrini bizzat vermişti.
Yunan Ordusunun amacı, ileri taarruzla Türk Ordusuna kesin darbe indirmek, Ankara’ya Sevr Anlaşmasını kabul ettirmek ve büyük ideallerine ulaşmaktı...
Fakat Sakarya’da umduklarını bulamadılar...
6-12 Eylül günlerinde Türk kuvvetleri nihai taarruza geçti ve 13 Eylül 1921 tarihinde Zaferi kazandı...
Sakarya'da bozguna uğrayan Yunan ordusu Eskişehir ve Afyon hattına kadar geri çekilmek zorunda kaldı. Bozgun halinde kaçan düşman, yenilginin acısını sivil halktan çıkarırcasına geçtiği köyleri ateşe verdi, halkı katletti ve taşıyabildiği her şeyi beraberinde götürdü...
Böylece Yunanlı’nın Megali İdeası Sakarya’nın soğuk sularına gömüldü.
*
Aslında burada mağlup olanı yalnızca Yunanlılar değildi.
Sakarya galibiyeti, Sevr'i kabul ettirmek isteyen İngiltere’ye karşı da alındı.
Bu zaferle roller de değişti.
Savunmada kalan Türk Ordusu, hücum inisiyatifini ele aldı ve taarruz sırası birliklerimize geçti...
Ordularımızın Başkomutanı ve TBMM’nin Reisi Gazi Mustafa Kemal, Zafer sonrası, Genel Kurmay Başkanımız Fevzi (Çakmak) ve Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşaları; TBMM’deki konuşmasında bizzat tebrik etti.
*
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok önemli yere sahip olan ve zaferle mütecavizlerin kötü emellerine büyük tokat atılan Sakarya Savaşı taarruzunu anıyoruz...
13 Eylül 2021 tarihinde de galibiyetin 100.yılını coşkuyla kutlayacağız...
Şimdiden kutlu olsun...
*
Mustafa Kemal Paşa’nın direktifleri ve Türk Milleti’nin kanıyla yazılan Sakarya destanı, 22 gün 22 gece sürdü.
Bu gün o zafere giden yolun 100.yılı...
*
Evet, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin makus talihi, 23 Ağustos 1921 günü Yunan kuvvetlerince başlatılan ve Türk Ordusunun zaferi ile sonuçlanan Sakarya Zaferi ile döndü denilebilir.
Bu özelliğiyle Sakarya Meydan Muharebesi, topyekun bir iradenin zaferi ve Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktasıdır.
23 Ağustos 1921 günü Yunanlıların başlattığı taarruz 100 kilometre gibi geniş bir coğrafyada gerçekleşti.
Ağustos’un 23’ünde başlayan Sakarya Savaşı’nı Gazi, Nutuk’ta ‘Sakarya Melhame-i Kübrası’ yani En Büyük Kanlı Savaş olarak niteler. Bu özelliği ile çok subay şehit verdiğimiz için ‘Subaylar Savaşı’ olarak da anılır.
Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos'ta savaşın gidişatını kökten değiştiren ve savaş tarihinin altın sayfalarında yerini alan; 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana terk olunamaz.' emrini verir...
5 Ağustos’ta TBMM tarafından 3 ay süreyle ‘Başkomutanlık’ görevine getirilen Mustafa Kemal’e bu savaş sonunda yine 19 Eylül 1921’de TBMM tarafından Müşirlik yani ‘Mareşallik’ rütbesi ve ‘Gazi’ unvanı verilir...
*
Yunan kuvvetleri galibiyetten o kadar emindi ki Kral Konstantin 7 Temmuz'da İzmir'den Uşak'a, cephenin ileri hattına gelmiş ve 10 Temmuz 1921 tarihinde Yunan ordusuna taarruz emrini bizzat vermişti.
Yunan Ordusunun amacı, ileri taarruzla Türk Ordusuna kesin darbe indirmek, Ankara’ya Sevr Anlaşmasını kabul ettirmek ve büyük ideallerine ulaşmaktı...
Fakat Sakarya’da umduklarını bulamadılar...
6-12 Eylül günlerinde Türk kuvvetleri nihai taarruza geçti ve 13 Eylül 1921 tarihinde Zaferi kazandı...
Sakarya'da bozguna uğrayan Yunan ordusu Eskişehir ve Afyon hattına kadar geri çekilmek zorunda kaldı. Bozgun halinde kaçan düşman, yenilginin acısını sivil halktan çıkarırcasına geçtiği köyleri ateşe verdi, halkı katletti ve taşıyabildiği her şeyi beraberinde götürdü...
Böylece Yunanlı’nın Megali İdeası Sakarya’nın soğuk sularına gömüldü.
*
Aslında burada mağlup olanı yalnızca Yunanlılar değildi.
Sakarya galibiyeti, Sevr'i kabul ettirmek isteyen İngiltere’ye karşı da alındı.
Bu zaferle roller de değişti.
Savunmada kalan Türk Ordusu, hücum inisiyatifini ele aldı ve taarruz sırası birliklerimize geçti...
Ordularımızın Başkomutanı ve TBMM’nin Reisi Gazi Mustafa Kemal, Zafer sonrası, Genel Kurmay Başkanımız Fevzi (Çakmak) ve Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşaları; TBMM’deki konuşmasında bizzat tebrik etti.
*
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok önemli yere sahip olan ve zaferle mütecavizlerin kötü emellerine büyük tokat atılan Sakarya Savaşı taarruzunu anıyoruz...
13 Eylül 2021 tarihinde de galibiyetin 100.yılını coşkuyla kutlayacağız...
Şimdiden kutlu olsun...