Şaşmak geldi içimden!
Erzurum’da Starbucks müdavimleri için sıcak-soğuk farketmiyor. MNG Alışveriş Merkezi’nde ki Starbucks, aşırı soğuğa ve 20 santimetreye ulaşan kara rağmen müşterileri ile dolup taşıyor. Elbette ilk bakışta anlamakta güçlük çekiyorum, haydi diyelim kahvesi alışkanlık yapmış, o soğukta hem de bahçede oturarak latte içmek neyin nesi anlamakta güçlük çekiyorum. Dizlere ulaşan karın olduğu bir alanda etrafı da boş olmasına rağmen bahçe alanında oturup kahve içilmelerini siz nasıl değerlendirişiniz, bilemiyorum artık. İnsanın bir an önce havalar ısınsa, yaz gelse de o bahçe alanında üşümeden oturulsun diyesi geliyor. Yoksa bu haliyle o soğukta oturan müşteriler, özellikle bir latte uğruna hasta olmaları içten bile değil. Ne bileyim, hani insana bazen gülmek gelir ya. Bana da bu fotoğrafı gördükten sonra gülmek geldi. Bu arada, daha düne kadar biri bile yoktu. Erzurum’da ikinci Starbıcks şubesi de Atatürk Üniversitesi kampüsünde açıldı, hizmet de vermeye başladı. Tarçın Kafe’nin içinde açılan şube daha ilk günden müşterilerinin yoğun ilgisi ile karşılaştı.
Göğebakan çiçek açtı..
Prof.Dr.Süleyman Çelebi’nin emekliye ayrılması üzerine Atatürk Üniversitesi rektör yardımcılığına getirilen Prof.Dr.Turgut Göğebakan’ın odası çiçek bahçesine döndü. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden olan Göğebakan, ilk günden itibaren tebrik için gelen ziyaretçilerinin akınına uğradı. Her birinin elinde çiçek de olunca bunlar odaya sığmadı, çiçekler rektör yardımcılarının bulunduğu koridora kondu. Boydan boya çiçekler ile donatılan koridor, adeta çiçek bahçesini andırıyor. Günün büyük bir bölümünü gelen ziyaretçiler ile görüşmekle geçiren Prof.Dr.Göğebakan, bu görevi sayesinde de asıl işine bakamaz oldu. Rektör Prof.Dr.Ömer Çomaklı’nın dış ilişkilerden sorumlu tuttuğu Prof.Dr.Göğebakan, Atatürk Üniversitesi’nin yurt dışı görüşmelerini de yürütecek, Araştırma Üniversitesi olması sebebiyle ülkelerin üniversiteleriyle temas görevini üstlendi. Çiçeği burnundaki rektör yardımcısı bir süre öncesine kadar Almanya’da Mainz Eğitim Ataşesi görevini yürütüyordu. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ömer Çomaklı’nın özellikle daha önce rektörlük için aday olmuş bir akademisyeni yardımcısı yapmasını ben çok önemsiyorum, alkışa değer görüyorum, her ikisini de kutluyorum. Bu benim son kararımdır.
Arılar mazot mu yakıyor?
Son zamanlarda ürünlerde inanılmaz artış gösteren fiyatlar, hepimizin moralini bozuyor. Özellikle biz tüketiciler, her gün gittiğimiz marketlerde elimizi uzattığımız ürünün hemen ertesi günkü fiyat değişikliği karşısında şaş kalıyor, şaşa kalıyoruz. Hele bazı ürünler var ki niye fiyat ayarlaması yapılıyor, anlaşılır gibi değil. Dün bir arkadaşımızın ofisinde oturuyoruz. Orada bulunanlardan elinde yazın satın aldığı çok miktarda balı bulunan birisi bir arkadaşımıza petek bal satmış. O arkadaşım daha 15 gün önce kilosunu 45 liradan sattığı baldan yine istedi ama bal satıcısı ona ‘’Ama şimdi 45 lira değil. 75 lira. Alıyorsan ancak o fiyattan satıyorum şimdi’’ dedi. Bunu üzerine arkadaşımın cevabı çok çok güzeldi, sizinle de paylaşmak istedim: Niye, sizin arılar mazotla mı çalışıyor?
Olduysa mübarek olsun!
Özellikle Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar’ın her fırsatta ‘’Erzurum’un parlayan yıldızı Palandöken’’ demesine ve ilçenin daha güzel bir görünüme ve de konuma kavuşmak için canhıraş şekilde çaba sarf ederken, aynı ilçenin kaymakamlığı sessizliğini koruması kimsenin olmasa dahi benim çok dikkatimi çekiyor . 6 Mart 2008 yılında kurulması kararlaştırılan Palandöken ilçesinin onca yıl geçmesine rağmen halen daha kaymakamlık binasının olmaması, bana göre adeta Sunar’ı tekzip ediyor, sözünü yere düşürüyor. Bilmem bu kaçıncı kaymakam görevde, halen daha ilçe kaymakamlık binası Yakutiye ilçesi sınırlarında. Eski hükümet konağında hizmetini sürdüren Palandöken kaymakamının şöyle kendi ilçesinde bir binamız olsun diye bir dert edinmediğini düşündükçe açıkçası şaşırıyor, biraz da yadırgıyorum. İl Turizm ve Kültür Müdürlüğü dahi nikah salonu olarak yapılan binada hizmet vermeye başlamışken, Palandöken kaymakamlığı rahatlığını bozmuyor, eskiden olduğu gibi yine Hükümet konağında kalmayı tercih ediyor.
Açıkçası Palandöken’in sayın mevcut kaymakamı ile henüz tanışmadım ama bir nasip olsa tanışsam, bu durumdan rahatsızlık duyup duymadığını soracağım. İnanıyorum ki sayın Valimiz Okay Memiş de pozitif biri, güzel bir proje ile karşısına çıksa ‘yok’ demez, diyeceğini sanmam. Kaldı ki illa ki Palandöken kaymakamlık binası için de başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar ve diğer yöneticiler, hatta milletvekilleri de ‘hayır’ demez, diyemez. Giderek genişleyen ve özellikle de prestij caddeleri ile dikkat çeken Palandöken’e kim böyle bir bina yapılmasın der ki? Erzurum’un parlayan yıldız olarak gösterilen, adını taşıyan olimpiyat düşünülen bir bölgede halen daha bir kaymakamlık binasının olmamasını ben şahsen gelip, giden kaymakamların hep ‘’Kim şimdi onunla uğraşacak’’ diye savuşturduğunu sanıyorum ki daha başka bir alternatif aklıma gelmiyor.
Eskidendi kombina, şimdi her tarafı bina!
Gazeteci Selahattin Şener ağabeyimle geçtiğimiz gün geçtim eski Kombina yolundan. Bir zamanların ülkenin ünlü hamburgercilerine et yetiştiren Göncüoğlu’na ait binasının da yıkımına başlandığını görünce için ‘cız’ etti bir an. Zaten etrafındaki irili ufaklı tesislerin yerinde yellerin estiğini gözlemlediğim bölge, kombina bölgesi olmaktan çıkmış, beton binalara dönmüş. Her ne kadar tarım arazisi olsa dahi, geçmiş idareciler su kuyuları açmış olsa dahi binalar ard arda geliyor. Her yıl yeni bloklar karşılıyor bizi artık. Yıkılmayan o günlerden kalma binalar da biliyorum ki müteahhitlerin kıskacında. Bugün-yarın onlar da yıkılacak, yerlerine bina yapılacak. Oysa bu bölgede Türkiye’nin en iyi pastırmaları, sucukları imal edilirdi, binlerce canlı hayvan ihracatı gerçekleşirdi. Sakatatçısından, et ile ilgili ne kadar mamül varsa merkezdi burası. Bazen 2 vardiye çalışılan bu bölgede şimdi eskiden kalma binalar da yokoluyor. Tıpkı artık o hayvan nakillerinin olmadığı, iç piyasaya ürün satılmadığı gibi.. Her ne kadar gerek EBK’nın ve gerekse Büyükşehir Belediyesi’nin et ürünleri ile ilgili modern binalar yapmasına ve faaliyetine başlamasına rağmen sanmam daha bu bölgede olan aksiyon olsun. Anladım ki havada bulut, sen artık o eski kombinayı, onca hayı-hengameyi unut!
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Sırtından vurana kızma. Ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma. Onu insan yerine koyan yine sensin! (Ömer Hayyam)
DUVARIN DİLİ : Üzülmek hepimizin baba mesleği!
Erzurum’da Starbucks müdavimleri için sıcak-soğuk farketmiyor. MNG Alışveriş Merkezi’nde ki Starbucks, aşırı soğuğa ve 20 santimetreye ulaşan kara rağmen müşterileri ile dolup taşıyor. Elbette ilk bakışta anlamakta güçlük çekiyorum, haydi diyelim kahvesi alışkanlık yapmış, o soğukta hem de bahçede oturarak latte içmek neyin nesi anlamakta güçlük çekiyorum. Dizlere ulaşan karın olduğu bir alanda etrafı da boş olmasına rağmen bahçe alanında oturup kahve içilmelerini siz nasıl değerlendirişiniz, bilemiyorum artık. İnsanın bir an önce havalar ısınsa, yaz gelse de o bahçe alanında üşümeden oturulsun diyesi geliyor. Yoksa bu haliyle o soğukta oturan müşteriler, özellikle bir latte uğruna hasta olmaları içten bile değil. Ne bileyim, hani insana bazen gülmek gelir ya. Bana da bu fotoğrafı gördükten sonra gülmek geldi. Bu arada, daha düne kadar biri bile yoktu. Erzurum’da ikinci Starbıcks şubesi de Atatürk Üniversitesi kampüsünde açıldı, hizmet de vermeye başladı. Tarçın Kafe’nin içinde açılan şube daha ilk günden müşterilerinin yoğun ilgisi ile karşılaştı.
Göğebakan çiçek açtı..
Prof.Dr.Süleyman Çelebi’nin emekliye ayrılması üzerine Atatürk Üniversitesi rektör yardımcılığına getirilen Prof.Dr.Turgut Göğebakan’ın odası çiçek bahçesine döndü. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden olan Göğebakan, ilk günden itibaren tebrik için gelen ziyaretçilerinin akınına uğradı. Her birinin elinde çiçek de olunca bunlar odaya sığmadı, çiçekler rektör yardımcılarının bulunduğu koridora kondu. Boydan boya çiçekler ile donatılan koridor, adeta çiçek bahçesini andırıyor. Günün büyük bir bölümünü gelen ziyaretçiler ile görüşmekle geçiren Prof.Dr.Göğebakan, bu görevi sayesinde de asıl işine bakamaz oldu. Rektör Prof.Dr.Ömer Çomaklı’nın dış ilişkilerden sorumlu tuttuğu Prof.Dr.Göğebakan, Atatürk Üniversitesi’nin yurt dışı görüşmelerini de yürütecek, Araştırma Üniversitesi olması sebebiyle ülkelerin üniversiteleriyle temas görevini üstlendi. Çiçeği burnundaki rektör yardımcısı bir süre öncesine kadar Almanya’da Mainz Eğitim Ataşesi görevini yürütüyordu. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ömer Çomaklı’nın özellikle daha önce rektörlük için aday olmuş bir akademisyeni yardımcısı yapmasını ben çok önemsiyorum, alkışa değer görüyorum, her ikisini de kutluyorum. Bu benim son kararımdır.
Arılar mazot mu yakıyor?
Son zamanlarda ürünlerde inanılmaz artış gösteren fiyatlar, hepimizin moralini bozuyor. Özellikle biz tüketiciler, her gün gittiğimiz marketlerde elimizi uzattığımız ürünün hemen ertesi günkü fiyat değişikliği karşısında şaş kalıyor, şaşa kalıyoruz. Hele bazı ürünler var ki niye fiyat ayarlaması yapılıyor, anlaşılır gibi değil. Dün bir arkadaşımızın ofisinde oturuyoruz. Orada bulunanlardan elinde yazın satın aldığı çok miktarda balı bulunan birisi bir arkadaşımıza petek bal satmış. O arkadaşım daha 15 gün önce kilosunu 45 liradan sattığı baldan yine istedi ama bal satıcısı ona ‘’Ama şimdi 45 lira değil. 75 lira. Alıyorsan ancak o fiyattan satıyorum şimdi’’ dedi. Bunu üzerine arkadaşımın cevabı çok çok güzeldi, sizinle de paylaşmak istedim: Niye, sizin arılar mazotla mı çalışıyor?
Olduysa mübarek olsun!
Özellikle Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar’ın her fırsatta ‘’Erzurum’un parlayan yıldızı Palandöken’’ demesine ve ilçenin daha güzel bir görünüme ve de konuma kavuşmak için canhıraş şekilde çaba sarf ederken, aynı ilçenin kaymakamlığı sessizliğini koruması kimsenin olmasa dahi benim çok dikkatimi çekiyor . 6 Mart 2008 yılında kurulması kararlaştırılan Palandöken ilçesinin onca yıl geçmesine rağmen halen daha kaymakamlık binasının olmaması, bana göre adeta Sunar’ı tekzip ediyor, sözünü yere düşürüyor. Bilmem bu kaçıncı kaymakam görevde, halen daha ilçe kaymakamlık binası Yakutiye ilçesi sınırlarında. Eski hükümet konağında hizmetini sürdüren Palandöken kaymakamının şöyle kendi ilçesinde bir binamız olsun diye bir dert edinmediğini düşündükçe açıkçası şaşırıyor, biraz da yadırgıyorum. İl Turizm ve Kültür Müdürlüğü dahi nikah salonu olarak yapılan binada hizmet vermeye başlamışken, Palandöken kaymakamlığı rahatlığını bozmuyor, eskiden olduğu gibi yine Hükümet konağında kalmayı tercih ediyor.
Açıkçası Palandöken’in sayın mevcut kaymakamı ile henüz tanışmadım ama bir nasip olsa tanışsam, bu durumdan rahatsızlık duyup duymadığını soracağım. İnanıyorum ki sayın Valimiz Okay Memiş de pozitif biri, güzel bir proje ile karşısına çıksa ‘yok’ demez, diyeceğini sanmam. Kaldı ki illa ki Palandöken kaymakamlık binası için de başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar ve diğer yöneticiler, hatta milletvekilleri de ‘hayır’ demez, diyemez. Giderek genişleyen ve özellikle de prestij caddeleri ile dikkat çeken Palandöken’e kim böyle bir bina yapılmasın der ki? Erzurum’un parlayan yıldız olarak gösterilen, adını taşıyan olimpiyat düşünülen bir bölgede halen daha bir kaymakamlık binasının olmamasını ben şahsen gelip, giden kaymakamların hep ‘’Kim şimdi onunla uğraşacak’’ diye savuşturduğunu sanıyorum ki daha başka bir alternatif aklıma gelmiyor.
Eskidendi kombina, şimdi her tarafı bina!
Gazeteci Selahattin Şener ağabeyimle geçtiğimiz gün geçtim eski Kombina yolundan. Bir zamanların ülkenin ünlü hamburgercilerine et yetiştiren Göncüoğlu’na ait binasının da yıkımına başlandığını görünce için ‘cız’ etti bir an. Zaten etrafındaki irili ufaklı tesislerin yerinde yellerin estiğini gözlemlediğim bölge, kombina bölgesi olmaktan çıkmış, beton binalara dönmüş. Her ne kadar tarım arazisi olsa dahi, geçmiş idareciler su kuyuları açmış olsa dahi binalar ard arda geliyor. Her yıl yeni bloklar karşılıyor bizi artık. Yıkılmayan o günlerden kalma binalar da biliyorum ki müteahhitlerin kıskacında. Bugün-yarın onlar da yıkılacak, yerlerine bina yapılacak. Oysa bu bölgede Türkiye’nin en iyi pastırmaları, sucukları imal edilirdi, binlerce canlı hayvan ihracatı gerçekleşirdi. Sakatatçısından, et ile ilgili ne kadar mamül varsa merkezdi burası. Bazen 2 vardiye çalışılan bu bölgede şimdi eskiden kalma binalar da yokoluyor. Tıpkı artık o hayvan nakillerinin olmadığı, iç piyasaya ürün satılmadığı gibi.. Her ne kadar gerek EBK’nın ve gerekse Büyükşehir Belediyesi’nin et ürünleri ile ilgili modern binalar yapmasına ve faaliyetine başlamasına rağmen sanmam daha bu bölgede olan aksiyon olsun. Anladım ki havada bulut, sen artık o eski kombinayı, onca hayı-hengameyi unut!
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Sırtından vurana kızma. Ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma. Onu insan yerine koyan yine sensin! (Ömer Hayyam)
DUVARIN DİLİ : Üzülmek hepimizin baba mesleği!