Sevgili Acıkan Günlük; Ramazan ayındayız ve her şeye bambaşka bir pencereden bakmak için bütün kapılar ardına kadar açılıyor.
Sen açık bir kapının önünde saatlerce bekleyip girmeyen birisine rastladın mı bilmiyorum. Ben etrafıma bakıp; feyiz ve mağfiret kapısının önünde dikilip bir adım atacak ferasetleri olmayan zavallıları gözlerimle görüp, yüreğimle acıyorum onlara.
Keşke sonsuza kadar açılan kapının eşiğinden tek adım atabilecek kadar çaba sarf edebilselerdi.
Ramazan’ın bir ‘pak insan’ oluşturma formülü olduğunu sanırım anlamışsındır Sevgili Acıkan Günlük.
Ramazan’da belli bir saat aralığında yemek yemeyerek aç kalmanın ne demek olduğunu anlamış oluyoruz.
Yine şehvetimizi belli saatler dâhilinde tamamen dizginleyerek, onu terbiyeden geçirebileceğimizi anlıyoruz.
Gözlerimizi, şehvetli ahlaksızlıklardan uzak tutarak bir imtihandan geçiriyoruz.
Kulaklarımızı, şehvetin iniltilerine tıkayarak, insanca seslerin güzelliğine odaklanıyoruz.
Şehvet; Sevgili Acıkan Günlük, peşinde koştuğumuz nefsimizin bizi zapt etmek için kullandığı en kuvvetli tasmadır.
Şehvetin peşine düşmüş zavallıların, dünyanın başına açtığı belaları burada tek tek sayıp sayfalarını kirletmeye hacet yok.
Herkes şehvetin ne feci bir şey olduğunu bilir… ama ondan kendisine ancak Allah’tan hakkıyla korkanlar ve O’nu gerçekten sevenler kurtarabilir.
Şehvet elbette binlerce şekilde ortaya çıkabilir.
Neye şehvetle yöneliyor, neden inanılmaz bir haz duyduğunuzu hissediyor, ne için yanıp tutuştuğunuza kanaat getiriyorsanız ona karşı mutlaka mesafeli olmaya çalışın.
Bu bir iyilik, bir ibadet, bir hayır gibi görünse de onunla aranızdaki mesafeyi açıp… ona yeniden bakın.
Acaba bu iyilik yapmak şehvetinin altında Allah rızasından başka bir şey yatıyor mu?
Gösteriş, büyüklenme, kibir saklanmışsa iyiliklerinizin arasına, kirlenmiş her şey gibi uzak durmaya bakın ondan da.
Bu sayfada Sevgili Acıkan Günlük, şehvetin hayatımıza musallat olmuş diğer taraflarına bakacak zamanımız yok.
Şimdi Ramazan ve lütfen helal olmayan şehvetli hallerinizden uzak durmak için elinizdeki bu büyük fırsatı kullanın.
Size sağlanan yoksulluk imkânına sıkı sarılın.
Ve bu ulvi fakirliği hayatınızın bütün zamanlarına yayın.
Şehvetle saldırmak yerine, asaletle refakat edin hayata…
Kendi hayatınıza!
Çünkü kendi hayatım dediğinizin sahibi değil şahidi olabilirsiniz ancak.
Sevgili Acıkan Günlük; sıradan bir sloganla bitirelim mi bu işi…
Şehveti bırak sonsuz mutluluğa bak!
Çok basit mi oldu dersin… Deme; içinde sonsuz geçen hiçbir şey asla basit değildir.
Sen açık bir kapının önünde saatlerce bekleyip girmeyen birisine rastladın mı bilmiyorum. Ben etrafıma bakıp; feyiz ve mağfiret kapısının önünde dikilip bir adım atacak ferasetleri olmayan zavallıları gözlerimle görüp, yüreğimle acıyorum onlara.
Keşke sonsuza kadar açılan kapının eşiğinden tek adım atabilecek kadar çaba sarf edebilselerdi.
Ramazan’ın bir ‘pak insan’ oluşturma formülü olduğunu sanırım anlamışsındır Sevgili Acıkan Günlük.
Ramazan’da belli bir saat aralığında yemek yemeyerek aç kalmanın ne demek olduğunu anlamış oluyoruz.
Yine şehvetimizi belli saatler dâhilinde tamamen dizginleyerek, onu terbiyeden geçirebileceğimizi anlıyoruz.
Gözlerimizi, şehvetli ahlaksızlıklardan uzak tutarak bir imtihandan geçiriyoruz.
Kulaklarımızı, şehvetin iniltilerine tıkayarak, insanca seslerin güzelliğine odaklanıyoruz.
Şehvet; Sevgili Acıkan Günlük, peşinde koştuğumuz nefsimizin bizi zapt etmek için kullandığı en kuvvetli tasmadır.
Şehvetin peşine düşmüş zavallıların, dünyanın başına açtığı belaları burada tek tek sayıp sayfalarını kirletmeye hacet yok.
Herkes şehvetin ne feci bir şey olduğunu bilir… ama ondan kendisine ancak Allah’tan hakkıyla korkanlar ve O’nu gerçekten sevenler kurtarabilir.
Şehvet elbette binlerce şekilde ortaya çıkabilir.
Neye şehvetle yöneliyor, neden inanılmaz bir haz duyduğunuzu hissediyor, ne için yanıp tutuştuğunuza kanaat getiriyorsanız ona karşı mutlaka mesafeli olmaya çalışın.
Bu bir iyilik, bir ibadet, bir hayır gibi görünse de onunla aranızdaki mesafeyi açıp… ona yeniden bakın.
Acaba bu iyilik yapmak şehvetinin altında Allah rızasından başka bir şey yatıyor mu?
Gösteriş, büyüklenme, kibir saklanmışsa iyiliklerinizin arasına, kirlenmiş her şey gibi uzak durmaya bakın ondan da.
Bu sayfada Sevgili Acıkan Günlük, şehvetin hayatımıza musallat olmuş diğer taraflarına bakacak zamanımız yok.
Şimdi Ramazan ve lütfen helal olmayan şehvetli hallerinizden uzak durmak için elinizdeki bu büyük fırsatı kullanın.
Size sağlanan yoksulluk imkânına sıkı sarılın.
Ve bu ulvi fakirliği hayatınızın bütün zamanlarına yayın.
Şehvetle saldırmak yerine, asaletle refakat edin hayata…
Kendi hayatınıza!
Çünkü kendi hayatım dediğinizin sahibi değil şahidi olabilirsiniz ancak.
Sevgili Acıkan Günlük; sıradan bir sloganla bitirelim mi bu işi…
Şehveti bırak sonsuz mutluluğa bak!
Çok basit mi oldu dersin… Deme; içinde sonsuz geçen hiçbir şey asla basit değildir.