Suriye iç savaşı, dış müdahale ve ardından Türkiye’ye sığınan 4 milyonun üzerinden sığınmacı akını yaşandı. Türkiye’nin uluslararası anlaşmalar gereği Suriyeli sığınmacıları almaktan başka seçeneği yoktu. Türkiye dışında da 5 milyonun üzerinde Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Suriyeliler dışında Afgan ve Pakistanlı düzensiz göçmenlerimizde var.
Suriyeli ve Afganlıların özellikle kırsalda, sanayi bölgelerinde çalıştırıldıkları biliniyor. Çobanlık gibi kimsenin yüzüne bakmadığı işleri Afganlılar yapmaktadır. Suriyelilerde fabrikalarda ucuz iş gücü olarak çalışmaktadırlar. Birçok Suriyeli ve Afganlı büyük şehirlerde işletme kurup, memleketlisine de iş vermektedir.
Suriyeli, Pakistanlı ve Afganlara ait olduğu ifade edilen birtakım hoş olmayan, toplum sinirlerini zıplatan hadiseler yaşanmaktadır. Ne kadarı kışkırtma, ne kadarı değil bilemiyoruz.
Suriyeliler ile ilgili propaganda aslında yeni değil. MHP’yi teslim almak isteyen gruptan iki kişi çeşitli görüntüleri sosyal medyada servis ederek alt yapı oluşturmuşlardı. Son aylarda kışkırtma ve olaylarda artış görünüyor.
Sosyal medya üzerinden bir operasyon çekildiği görülüyor.
Örneğin yurtdışından (Avrupa ve Amerika) açılan hesaplar üzerinden yürüyen kışkırtmalar istihbarat birimlerinin de dikkatini çekmiş.
Bu bağlamda yaptığı açıklamasında EGM: Sosyal medya üzerinden yurt dışından Feto ve diger örgütler tarafından halkı kin ve nefrete yönelten hesaplar ile ilgili ivedilikle çalışma başlatılmış olup bu tür paylaşımlar ile halkımız ve Suriyeli sığınmacıların karşı karşıya getirilmesine asla müsaade edilmeyecektir.” denilmektedir.
Açılan hesapların FETÖ ve PKK ile iltisaklı oldukları belirtiliyor.
Ancak içeride kışkırtma körüklenmek isteniyor.
Bunlardan “Suriyeliler Halk Platformu” hesabının PKK sempatizanları tarafından İsviçre’den yönetildiği belirlendi.
Sosyal medyada tevatür kışkırtmalar yaşanıyor. Rauf Köse isimli bir kullanıcı anket düzenlemiş, sorusu şöyle;
“Türkiye Cumhuriyeti'nin sığınmacılar ve düzensiz göç yüzünden milli güvenlik tehdidi altında olduğunu dile getirecek bununla ilgili siyaset üstü mitingler, konferanslar, kamuoyu aydınlatma etkinlikleri düzenleyecek Müdafaa-i HUDUT Cemiyetleri kurulmalı mıdır?
Evet ve Hayır seçenekleri var. Evet diyenler yüzde 90’ın üzerinde. Sonuç açıklandıktan sonra Rauf Köse şu paylaşımı yapmış; “Evet oyu kullanan arkadaşlar 22 Haziran 2022 tarihine kadar devletimizden kontrolsüz göç meselesiyle alakalı somut bir adım gelmezse bulundukları şehirde dernekler kurarak Anasayal haklarını yasal zeminde sürdürebilirler. Kurtarıcı beklemeye alışan toplumlardan olmayın!”
Rauf Köse, işgal edilmiş bir ülkede halkı Müdafaa-i Hudut (Hukuk) cemiyeti kurmaya çağırıyor.
Ne desem bilemedim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına giderken uyanık olmak şart!
Onu bilirim…
Suriyeli ve Afganlıların özellikle kırsalda, sanayi bölgelerinde çalıştırıldıkları biliniyor. Çobanlık gibi kimsenin yüzüne bakmadığı işleri Afganlılar yapmaktadır. Suriyelilerde fabrikalarda ucuz iş gücü olarak çalışmaktadırlar. Birçok Suriyeli ve Afganlı büyük şehirlerde işletme kurup, memleketlisine de iş vermektedir.
Suriyeli, Pakistanlı ve Afganlara ait olduğu ifade edilen birtakım hoş olmayan, toplum sinirlerini zıplatan hadiseler yaşanmaktadır. Ne kadarı kışkırtma, ne kadarı değil bilemiyoruz.
Suriyeliler ile ilgili propaganda aslında yeni değil. MHP’yi teslim almak isteyen gruptan iki kişi çeşitli görüntüleri sosyal medyada servis ederek alt yapı oluşturmuşlardı. Son aylarda kışkırtma ve olaylarda artış görünüyor.
Sosyal medya üzerinden bir operasyon çekildiği görülüyor.
Örneğin yurtdışından (Avrupa ve Amerika) açılan hesaplar üzerinden yürüyen kışkırtmalar istihbarat birimlerinin de dikkatini çekmiş.
Bu bağlamda yaptığı açıklamasında EGM: Sosyal medya üzerinden yurt dışından Feto ve diger örgütler tarafından halkı kin ve nefrete yönelten hesaplar ile ilgili ivedilikle çalışma başlatılmış olup bu tür paylaşımlar ile halkımız ve Suriyeli sığınmacıların karşı karşıya getirilmesine asla müsaade edilmeyecektir.” denilmektedir.
Açılan hesapların FETÖ ve PKK ile iltisaklı oldukları belirtiliyor.
Ancak içeride kışkırtma körüklenmek isteniyor.
Bunlardan “Suriyeliler Halk Platformu” hesabının PKK sempatizanları tarafından İsviçre’den yönetildiği belirlendi.
Sosyal medyada tevatür kışkırtmalar yaşanıyor. Rauf Köse isimli bir kullanıcı anket düzenlemiş, sorusu şöyle;
“Türkiye Cumhuriyeti'nin sığınmacılar ve düzensiz göç yüzünden milli güvenlik tehdidi altında olduğunu dile getirecek bununla ilgili siyaset üstü mitingler, konferanslar, kamuoyu aydınlatma etkinlikleri düzenleyecek Müdafaa-i HUDUT Cemiyetleri kurulmalı mıdır?
Evet ve Hayır seçenekleri var. Evet diyenler yüzde 90’ın üzerinde. Sonuç açıklandıktan sonra Rauf Köse şu paylaşımı yapmış; “Evet oyu kullanan arkadaşlar 22 Haziran 2022 tarihine kadar devletimizden kontrolsüz göç meselesiyle alakalı somut bir adım gelmezse bulundukları şehirde dernekler kurarak Anasayal haklarını yasal zeminde sürdürebilirler. Kurtarıcı beklemeye alışan toplumlardan olmayın!”
Rauf Köse, işgal edilmiş bir ülkede halkı Müdafaa-i Hudut (Hukuk) cemiyeti kurmaya çağırıyor.
Ne desem bilemedim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına giderken uyanık olmak şart!
Onu bilirim…