Seni anlıyorum, arkadaş!
Siyah bir boyuna sahipsen elbette işin zordur; çünkü beyaz efendinin ötekisi sensin.
Ne misin? Ne kadar kötülük varsa hepsinin zamirisin!
Bir defa maymuna en yakın ‘hayvansın.’
Sonra, kasların gelişmiş, fakat eğitimin eksik ya da zayıf, paran pulun az ya da yok, daima potansiyel suçlusun.
Haliyle öteden beri kanun dışısın!
Sen nasıl frenlenirsin? Beyaz efendi, boynun ve ayakların zincirli olarak, siyah hayvanlar etiketiyle, atalarını Afrika’dan toplayıp Amerika kıtasına, medeniyete, köle yığınları olarak taşırken, seninle nasıl baş edeceğinin yöntemini de kısa sürede geliştirmişti:
‘Siyah boyun beyaz diz!’
Beyaz Efendi, senden az çekmedi hani. Hatırla: Çiftlik sahibi Beyaz efendiler, kafayı bulunca, senin dedelerini insan ahırlarından getirtir, bacaklarından (v) şeklinde iki direğin arasına asarlar ve sonra bir palada seni ikiye bölme oyunu oynarlardı.
Ama öldürülmelerin daima gerekçelendirilmiştir; yoksa Efendi daima adildir.
Mesela ‘bir haftadır yeterli mısırı toplamamıştın ya’, bir de ‘karına kızına tecavüz ederken, efendiye ters bir bakış fırlatmıştın hani.’ Suçlarını unutma; yoksa Efendi, sana karşı daima nefsi müdafaa halinde olmuştur.
Bu, senin hakkından gelmede keşfedilmiş en eski ve etkili yöntemdir; dün bu muameleye maruzdun bugün de aynı muameleye maruzsun.
Çünkü sen hâlâ siyah tenlisin!
Tuhaflığa gelince… Ben, beyaz tenliyim, fakat senin efendin beni de seninle aynı kategoride değerlendiriyor.
Baksana, Beyaz efendin, bana, Kudüs’te neler ediyor, Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Mısır’da, Suudi Arabistan’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Yemen’de, Libya’da, Afganistan’da, hatta Pakistan’da, hatta Türkiye’de…
Beyaz Efendi için benim de ‘siyahtır beyaz boynum!’
İnan ki ben senden zor durumdayım kardeşim…
Velhasıl; ikimizin suçu da aynı: Siyah olmak!
Efendi, bu sebepten benim de boynumu yerden hiç kaldırmaz, arkadaş!
Seni benden daha iyi anlayan olmaz!
Siyah bir boyuna sahipsen elbette işin zordur; çünkü beyaz efendinin ötekisi sensin.
Ne misin? Ne kadar kötülük varsa hepsinin zamirisin!
Bir defa maymuna en yakın ‘hayvansın.’
Sonra, kasların gelişmiş, fakat eğitimin eksik ya da zayıf, paran pulun az ya da yok, daima potansiyel suçlusun.
Haliyle öteden beri kanun dışısın!
Sen nasıl frenlenirsin? Beyaz efendi, boynun ve ayakların zincirli olarak, siyah hayvanlar etiketiyle, atalarını Afrika’dan toplayıp Amerika kıtasına, medeniyete, köle yığınları olarak taşırken, seninle nasıl baş edeceğinin yöntemini de kısa sürede geliştirmişti:
‘Siyah boyun beyaz diz!’
Beyaz Efendi, senden az çekmedi hani. Hatırla: Çiftlik sahibi Beyaz efendiler, kafayı bulunca, senin dedelerini insan ahırlarından getirtir, bacaklarından (v) şeklinde iki direğin arasına asarlar ve sonra bir palada seni ikiye bölme oyunu oynarlardı.
Ama öldürülmelerin daima gerekçelendirilmiştir; yoksa Efendi daima adildir.
Mesela ‘bir haftadır yeterli mısırı toplamamıştın ya’, bir de ‘karına kızına tecavüz ederken, efendiye ters bir bakış fırlatmıştın hani.’ Suçlarını unutma; yoksa Efendi, sana karşı daima nefsi müdafaa halinde olmuştur.
Bu, senin hakkından gelmede keşfedilmiş en eski ve etkili yöntemdir; dün bu muameleye maruzdun bugün de aynı muameleye maruzsun.
Çünkü sen hâlâ siyah tenlisin!
Tuhaflığa gelince… Ben, beyaz tenliyim, fakat senin efendin beni de seninle aynı kategoride değerlendiriyor.
Baksana, Beyaz efendin, bana, Kudüs’te neler ediyor, Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Mısır’da, Suudi Arabistan’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, Yemen’de, Libya’da, Afganistan’da, hatta Pakistan’da, hatta Türkiye’de…
Beyaz Efendi için benim de ‘siyahtır beyaz boynum!’
İnan ki ben senden zor durumdayım kardeşim…
Velhasıl; ikimizin suçu da aynı: Siyah olmak!
Efendi, bu sebepten benim de boynumu yerden hiç kaldırmaz, arkadaş!
Seni benden daha iyi anlayan olmaz!