Değerli okuyucularım yine sizden bize gelen sorulara verdiğimiz cevapları sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Yine sorularınız sifrelihoca@gmail.com adresine atabilirsiniz.
E KLAVYE HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Boğaziçi Üniversitesi tarafından Türkçeye uygun ergonomik ve optimal olarak geliştirilen E-Klavye, ‘’Türkiye’nin milli klavyesi’’ on parmak yazım ilkeleri göz önüne alınarak tasarlandı. Sağlık ve konfor açısından kullanıcılara avantaj sağlayan E-Klavye ’de hızlı yazım performansı da öne çıkan özellikler arasında yer alıyor. Klavyenin mucidi Prof. Dr. Mahmut Ekşioğlu, E-Klavyenin “ileri teknoloji ve yöntemlerle geliştirilmiş, deneye ve matematiğe dayalı, dünyanın en bilimsel klavyesi’’ olduğunu belirtti.
KIZIL ELMA NEDİR? Kızıl Elma, Hristiyan dünyasının merkezi olan Roma'daki kilisenin kızıl bakırdan olan kubbesi ima edilerek, ulaşılacak, ele geçirilecek en uzak, en son coğrafi nokta anlamına gelirdi. Roma ve Viyana kentlerine verilen simgesel bir isimdir. Tarih boyunca Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkanlara ve oradan da Avrupa’ya at koşturan, kılıç kuşanan, hak ve adalet peşinde koşan her Türk’ün hayallerinde kızıl elma vardır. Kızıl Elma, , bütün Türk Devlet adamlarının zihinlerinde yer edinmiştir ve hayat sahasında uygulamaya da konulmuştur. Kızıl Elma düşüncesi Ziya Gökalp’in: “ Vatan ne Türkiye’dir ne Türkistan’dır. Vatan büyük ve müebbet ülke: Turan.” Sözüyle aslında hedefin neresi olduğunu çizmiştir.
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNİN KUDÜS KARARINI NASIL BULDUNUZ?
Kudüs, üç semavi dinin kutsal mabetlerinin bulunduğu mekândır. Dolayısıyla bugün itibariyle herhangi bir devletin tasarrufunda olamaz. Mescidi Aksamız, Yahudilerin Ağlama Duvarı ve Hristiyanların Kamama Kilisesi de bu ortak payda içerisinde yer almaktadır. Yani Kudüs, dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımının yapılamayacağı devletler üstü bir coğrafi mekândır. Asırlarca hakkı üstün tutup, hakkı hak edene vermiş Osmanlının elinde adeta barış çağı yaşayan Kudüs’ten maalesef merhamet eli çekilince bölge acının ve gözyaşının hâkim olduğu bir yer olmuştur. Kudüs, bölgeyi tanımayan olaya sadece kendi geleceği için bakıp, emperyalist planlarına hayat sahası bulmak isteyenlerin sığınacağı yer olmuştur. Hz. Ömer’in hilafetinden beri İslam’la yoğrulmuş bu coğrafyada harita çizmeye çalışanlar kırılmış kalemleri ile yarı yolda kalacaklardır. Kendi dünyalarında çizdikleri sınırları bozacak Selahattin Eyyubiler her devirde olmuş ve olacaktır. İsrail’in başkenti Kudüs söylemi, söylem diyorum çünkü ondan öteye gidememiş Türkiye’nin öncü olduğu Kudüs İslam’ındır ve onun kalacaktır dirilişi Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da yankı bulmuştur. Kudüs, İsrail’in başkentidir tasarısına Guatemala, Micronezya, Togo, Marshall, Nauru, Palau ve Honduras gibi kabile anlayışına sahip yapılar evet oyu kullanırken 193 üyeli BM’ler de 128 devlet hayır oyu kullanmıştır. Bu oylamada göstermiştir ki bu karar hukuken de geçersizdir. Gönüllerde yer almayan her hareket yeşermeden ölmeye mahkûmdur.
AFRİNE GİDEN TSK’YA GÖSTERİLEN SEVGİ KAYNAĞI NEDİR?
Afrin yolunda Mehmetçiğimize ikram edilen bir bardak çay, bir lokma ekmek veya bir tutum çiçek aslında yıllardır hor görülmüş, ezilmiş, dışlanmış insanların merhamete, huzura, barışa ve sevgiye kavuşacaklarının şükran hissinin dışa yansımadır. Ata, dede ve yakınlarından dinledikleri ve onların görmeye ulaşamadıkları insanların coğrafyalarına ayak basmalarının sevincidir bu ikram edilenler. Çocukların yüzlerinde ki gülümsemeler, gençler deki hayata yeniden tutunma azmi ve yaşlıların dillerinde ki dualar hepsi Türkiye’nin haklılığını ve samimiyetini ortaya koyan en önemli delillerdir. Türk, istilaya değil kardeşliği kurmaya, işgale değil orayı yeniden tesis etmeye gelir, görevini yapar ve gönülleri fethederek, iz bırakarak, marş söyleyerek, iman ve inançla, görevini yapmanın verdiği mutlulukla geri döner. Yoksa 100 yılı yakın bir zamandır terk ettiği topraklara her ne sebep dâhilinde olsun o topraklara geri döndüğünde teveccüh görmez, arkadan hançerlenirdi. Osmanlı Torunları destan yazarken Afrinde hain eller kazdıkları çukurlarda yok olmaya mahkûm olacaktır.
E KLAVYE HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Boğaziçi Üniversitesi tarafından Türkçeye uygun ergonomik ve optimal olarak geliştirilen E-Klavye, ‘’Türkiye’nin milli klavyesi’’ on parmak yazım ilkeleri göz önüne alınarak tasarlandı. Sağlık ve konfor açısından kullanıcılara avantaj sağlayan E-Klavye ’de hızlı yazım performansı da öne çıkan özellikler arasında yer alıyor. Klavyenin mucidi Prof. Dr. Mahmut Ekşioğlu, E-Klavyenin “ileri teknoloji ve yöntemlerle geliştirilmiş, deneye ve matematiğe dayalı, dünyanın en bilimsel klavyesi’’ olduğunu belirtti.
KIZIL ELMA NEDİR? Kızıl Elma, Hristiyan dünyasının merkezi olan Roma'daki kilisenin kızıl bakırdan olan kubbesi ima edilerek, ulaşılacak, ele geçirilecek en uzak, en son coğrafi nokta anlamına gelirdi. Roma ve Viyana kentlerine verilen simgesel bir isimdir. Tarih boyunca Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkanlara ve oradan da Avrupa’ya at koşturan, kılıç kuşanan, hak ve adalet peşinde koşan her Türk’ün hayallerinde kızıl elma vardır. Kızıl Elma, , bütün Türk Devlet adamlarının zihinlerinde yer edinmiştir ve hayat sahasında uygulamaya da konulmuştur. Kızıl Elma düşüncesi Ziya Gökalp’in: “ Vatan ne Türkiye’dir ne Türkistan’dır. Vatan büyük ve müebbet ülke: Turan.” Sözüyle aslında hedefin neresi olduğunu çizmiştir.
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNİN KUDÜS KARARINI NASIL BULDUNUZ?
Kudüs, üç semavi dinin kutsal mabetlerinin bulunduğu mekândır. Dolayısıyla bugün itibariyle herhangi bir devletin tasarrufunda olamaz. Mescidi Aksamız, Yahudilerin Ağlama Duvarı ve Hristiyanların Kamama Kilisesi de bu ortak payda içerisinde yer almaktadır. Yani Kudüs, dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımının yapılamayacağı devletler üstü bir coğrafi mekândır. Asırlarca hakkı üstün tutup, hakkı hak edene vermiş Osmanlının elinde adeta barış çağı yaşayan Kudüs’ten maalesef merhamet eli çekilince bölge acının ve gözyaşının hâkim olduğu bir yer olmuştur. Kudüs, bölgeyi tanımayan olaya sadece kendi geleceği için bakıp, emperyalist planlarına hayat sahası bulmak isteyenlerin sığınacağı yer olmuştur. Hz. Ömer’in hilafetinden beri İslam’la yoğrulmuş bu coğrafyada harita çizmeye çalışanlar kırılmış kalemleri ile yarı yolda kalacaklardır. Kendi dünyalarında çizdikleri sınırları bozacak Selahattin Eyyubiler her devirde olmuş ve olacaktır. İsrail’in başkenti Kudüs söylemi, söylem diyorum çünkü ondan öteye gidememiş Türkiye’nin öncü olduğu Kudüs İslam’ındır ve onun kalacaktır dirilişi Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da yankı bulmuştur. Kudüs, İsrail’in başkentidir tasarısına Guatemala, Micronezya, Togo, Marshall, Nauru, Palau ve Honduras gibi kabile anlayışına sahip yapılar evet oyu kullanırken 193 üyeli BM’ler de 128 devlet hayır oyu kullanmıştır. Bu oylamada göstermiştir ki bu karar hukuken de geçersizdir. Gönüllerde yer almayan her hareket yeşermeden ölmeye mahkûmdur.
AFRİNE GİDEN TSK’YA GÖSTERİLEN SEVGİ KAYNAĞI NEDİR?
Afrin yolunda Mehmetçiğimize ikram edilen bir bardak çay, bir lokma ekmek veya bir tutum çiçek aslında yıllardır hor görülmüş, ezilmiş, dışlanmış insanların merhamete, huzura, barışa ve sevgiye kavuşacaklarının şükran hissinin dışa yansımadır. Ata, dede ve yakınlarından dinledikleri ve onların görmeye ulaşamadıkları insanların coğrafyalarına ayak basmalarının sevincidir bu ikram edilenler. Çocukların yüzlerinde ki gülümsemeler, gençler deki hayata yeniden tutunma azmi ve yaşlıların dillerinde ki dualar hepsi Türkiye’nin haklılığını ve samimiyetini ortaya koyan en önemli delillerdir. Türk, istilaya değil kardeşliği kurmaya, işgale değil orayı yeniden tesis etmeye gelir, görevini yapar ve gönülleri fethederek, iz bırakarak, marş söyleyerek, iman ve inançla, görevini yapmanın verdiği mutlulukla geri döner. Yoksa 100 yılı yakın bir zamandır terk ettiği topraklara her ne sebep dâhilinde olsun o topraklara geri döndüğünde teveccüh görmez, arkadan hançerlenirdi. Osmanlı Torunları destan yazarken Afrinde hain eller kazdıkları çukurlarda yok olmaya mahkûm olacaktır.