MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin salı günü grup konuşmasını dinlemişsinizdir. Konuşma metninde en dikkat çeken bölüm; "Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ ile irtibatlarının araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Açgözlülere müsamaha gösterilmemelidir. Mutfaklarımıza karabasan gibi çöken kim varsa, iki yakasından tutmak devletin asli vazifesidir," şeklindeki açıklamalarıydı.
Allah aşkına bu konuşma metinlerini kim, hangi mantıkla, hangi gerekçe ile yazıyor çok merak ediyorum. Döviz kuru artışları, elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatlarına sürekli yapılan zamlardan dolayı ürün artışlarının gerçekleştiğini metni yazan kişi bilmiyor mu?! TÜİK'in dahi enflasyonu %85 çıkardığı, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'nin yüzde 138'e yükseldiği bir ortamda ekonomi politikalarını sorgulamak yerine birilerini ya da kurumları suçlu göstermek kamuoyuna inandırıcı gelmiyor.
Zam yapan sadece zincir marketler mi? Bakkal, şarküteri kasaplar, zincir marketlerden daha pahalı satıyorlar. Hepsinden önemlisi sayın Bahçeli'nin dediği gibi bir araştırma yapılacaksa, Tarım Kredi Kooperatiflerinin fiyatları, hedef alınan zincir marketlerle aşağı yukarı aynı. Tarım Kredi Kooperatiflerine de aynı soruşturma yapılacak mı? Dünyada en fazla çay tüketilen ülkemizde faaliyet gösteren ÇAYKUR’un zararı, köprü, yol geçişlerine yapılan zamlar araştırılacak mı?
Devletin tüm imkan ve olanakları elinde olan bir parti, neden kamuoyunun gazını alma amaçlı meclis kürsüsünden açıklama yapmak yerine sahada gerekeni yapmadığını da ayrıca irdelemek gerekir. Mecliste zincir marketlerle alakalı bir soru önergesi talep edilse emin olun ki ilk önce Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedilir.
Son olarak geçim sıkıntısına sürekli bir yerleri suçlayarak kılıf bulanlar, acaba hiç bir gün markete gidip alışveriş yapmışlar mıdır?
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi
Son 20 gündür Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde yatan hastamız nedeniyle günün büyük çoğunluğunu hastanede geçirdim. Bu süreçte, hastane ortamını ve hasta ile sağlık çalışanlarının ilişkisini yakından izleme imkanı buldum. Bu nedenle Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi'nde gözlemlediğim bazı olumlu ve olumsuz izlenimleri sizlerle paylaşma gereği duydum.
Öncelikle Şehir Hastanesinin tam tersi olarak doktorundan hemşiresine, asistanından temizlik personeline kadar hastaların bir dediği iki edilmiyor. Aşırı kibar ve saygın bir ilginin söz konusu olduğunu söyleyebilirim. Hastanede 20 gündür vakit geçirdiğim süreç içerisinde hiç bir hasta veya yakınının sağlık personeli ile tartıştığına şahit olmadım.
Temizlik aynı şekilde, gece ve gündüz defalarca oda içi ve koridorlara titizlikle yapılıyor.
Danışmanlar, hasta ve hasta yakınlarına kibar bir şekilde eksiksiz hizmet veriyor.
Güvenlik görevlileri keza öyle.
Olumsuz yönleri ise randevu alımlarında süre, diğer hastaneler gibi çok uzun ve vatandaşların tedavi sürecine geç kalınıyor.
Tüm polikliniklerde sabah 10:00'da sıra alma hakkı bitiyor ve hasta günler sonra tekrar hastaneye gelmek zorunda kalıyor.
Kantinlerin hiç birinde doğru düzgün fiyat listesi yoktur. Tüketici alacağı bir ürünün fiyatına bakarak almak yerine kasada öğrenmesi hem 6502 sayılı yasaya hem de bilgi edinme kurallarına aykırıdır.
Aperatif gıda ürünleri satılan kantinlerde kredi kartı geçmiyor. En küçük bir bakkal dükkanında dahi pos makinesi varken Erzurum'un en işlek işletmelerinde kredi kartının geçmemesi pek çok hasta ve yakınını mağdur ediyor.
Kahvaltı ve öğün yemekleri çok az veriliyor. Bırakın yetişkini, bir çocuğun dahi doymayacağı şekilde yemeklerin az verildiği hasta ve yakınlarının en önemli gördüğü sıkıntı olarak gözlemledim.
Son olarak otopark sorunu. Hasta ve yakınları için hem önde hem de arkada büyütülen otoparklar düzensiz parklar nedeniyle çileye dönüşüyor. Hastane yönetimi, ya güvenlik görevlisi, ya da park görevlisi ile günün yoğun saatlerinde düzeni sağlamalıdır.
ÖTV Matrah Düzenlemesi Beklentileri Karşılamadı
Otomobil fiyatlarının yeniden belirleneceği ÖTV matrahı düzenlemesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Aslına bakarsanız matrah limitlerinin biraz daha yukarı çekileceğini düşünüyordum. Ancak limitler beklediğimiz oranda çıkmadı.
Öncelikle şu hususu belirtmekte fayda var. Matrah güncellemesinden sadece 595 bin TL'nin altında fiyata sahip olan araçların fiyatlarında düşüş olacak. Yani 595 bin liranın üstündeki c ve d segmenti araçlar için bu uygulama geçerli değil. Bu da şu sonucu çıkarıyor ki yerli ve ekonomik araçlar için gerçekleştirilen bir uygulama.
Tabi düzenlemenin ikinci el piyasasına haliyle etkisi olacaktır ki bir kaç gün içinde ekonomik sınıfında satışa sunulan ikinci el araç fiyatlarında yüzde 10'a kadar düşüş olacağını öngörüyorum. Ancak gerek kamuoyunda yapılan açıklamalar, gerekse vatandaşların söylem ve yorumları, düzenlemenin alıcıları memnun etmediği, beklentinin yüksek olduğu yönündedir.
Allah aşkına bu konuşma metinlerini kim, hangi mantıkla, hangi gerekçe ile yazıyor çok merak ediyorum. Döviz kuru artışları, elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatlarına sürekli yapılan zamlardan dolayı ürün artışlarının gerçekleştiğini metni yazan kişi bilmiyor mu?! TÜİK'in dahi enflasyonu %85 çıkardığı, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'nin yüzde 138'e yükseldiği bir ortamda ekonomi politikalarını sorgulamak yerine birilerini ya da kurumları suçlu göstermek kamuoyuna inandırıcı gelmiyor.
Zam yapan sadece zincir marketler mi? Bakkal, şarküteri kasaplar, zincir marketlerden daha pahalı satıyorlar. Hepsinden önemlisi sayın Bahçeli'nin dediği gibi bir araştırma yapılacaksa, Tarım Kredi Kooperatiflerinin fiyatları, hedef alınan zincir marketlerle aşağı yukarı aynı. Tarım Kredi Kooperatiflerine de aynı soruşturma yapılacak mı? Dünyada en fazla çay tüketilen ülkemizde faaliyet gösteren ÇAYKUR’un zararı, köprü, yol geçişlerine yapılan zamlar araştırılacak mı?
Devletin tüm imkan ve olanakları elinde olan bir parti, neden kamuoyunun gazını alma amaçlı meclis kürsüsünden açıklama yapmak yerine sahada gerekeni yapmadığını da ayrıca irdelemek gerekir. Mecliste zincir marketlerle alakalı bir soru önergesi talep edilse emin olun ki ilk önce Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedilir.
Son olarak geçim sıkıntısına sürekli bir yerleri suçlayarak kılıf bulanlar, acaba hiç bir gün markete gidip alışveriş yapmışlar mıdır?
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi
Son 20 gündür Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde yatan hastamız nedeniyle günün büyük çoğunluğunu hastanede geçirdim. Bu süreçte, hastane ortamını ve hasta ile sağlık çalışanlarının ilişkisini yakından izleme imkanı buldum. Bu nedenle Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi'nde gözlemlediğim bazı olumlu ve olumsuz izlenimleri sizlerle paylaşma gereği duydum.
Öncelikle Şehir Hastanesinin tam tersi olarak doktorundan hemşiresine, asistanından temizlik personeline kadar hastaların bir dediği iki edilmiyor. Aşırı kibar ve saygın bir ilginin söz konusu olduğunu söyleyebilirim. Hastanede 20 gündür vakit geçirdiğim süreç içerisinde hiç bir hasta veya yakınının sağlık personeli ile tartıştığına şahit olmadım.
Temizlik aynı şekilde, gece ve gündüz defalarca oda içi ve koridorlara titizlikle yapılıyor.
Danışmanlar, hasta ve hasta yakınlarına kibar bir şekilde eksiksiz hizmet veriyor.
Güvenlik görevlileri keza öyle.
Olumsuz yönleri ise randevu alımlarında süre, diğer hastaneler gibi çok uzun ve vatandaşların tedavi sürecine geç kalınıyor.
Tüm polikliniklerde sabah 10:00'da sıra alma hakkı bitiyor ve hasta günler sonra tekrar hastaneye gelmek zorunda kalıyor.
Kantinlerin hiç birinde doğru düzgün fiyat listesi yoktur. Tüketici alacağı bir ürünün fiyatına bakarak almak yerine kasada öğrenmesi hem 6502 sayılı yasaya hem de bilgi edinme kurallarına aykırıdır.
Aperatif gıda ürünleri satılan kantinlerde kredi kartı geçmiyor. En küçük bir bakkal dükkanında dahi pos makinesi varken Erzurum'un en işlek işletmelerinde kredi kartının geçmemesi pek çok hasta ve yakınını mağdur ediyor.
Kahvaltı ve öğün yemekleri çok az veriliyor. Bırakın yetişkini, bir çocuğun dahi doymayacağı şekilde yemeklerin az verildiği hasta ve yakınlarının en önemli gördüğü sıkıntı olarak gözlemledim.
Son olarak otopark sorunu. Hasta ve yakınları için hem önde hem de arkada büyütülen otoparklar düzensiz parklar nedeniyle çileye dönüşüyor. Hastane yönetimi, ya güvenlik görevlisi, ya da park görevlisi ile günün yoğun saatlerinde düzeni sağlamalıdır.
ÖTV Matrah Düzenlemesi Beklentileri Karşılamadı
Otomobil fiyatlarının yeniden belirleneceği ÖTV matrahı düzenlemesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Aslına bakarsanız matrah limitlerinin biraz daha yukarı çekileceğini düşünüyordum. Ancak limitler beklediğimiz oranda çıkmadı.
Öncelikle şu hususu belirtmekte fayda var. Matrah güncellemesinden sadece 595 bin TL'nin altında fiyata sahip olan araçların fiyatlarında düşüş olacak. Yani 595 bin liranın üstündeki c ve d segmenti araçlar için bu uygulama geçerli değil. Bu da şu sonucu çıkarıyor ki yerli ve ekonomik araçlar için gerçekleştirilen bir uygulama.
Tabi düzenlemenin ikinci el piyasasına haliyle etkisi olacaktır ki bir kaç gün içinde ekonomik sınıfında satışa sunulan ikinci el araç fiyatlarında yüzde 10'a kadar düşüş olacağını öngörüyorum. Ancak gerek kamuoyunda yapılan açıklamalar, gerekse vatandaşların söylem ve yorumları, düzenlemenin alıcıları memnun etmediği, beklentinin yüksek olduğu yönündedir.