Bu hafta mahallemizde yer alan tarihi eserleri tanımaya devam ediyoruz. Şehrin merkezi mahallelerinden biri olan ve her gün binlerce araç ve insanın önünde geçtiği Sultan Melik Mahallesinde yer alan en önemli eserlerden biri de Gürcü Mehmet Paşa Camii ve çeşmesidir.
Mahalle ile ilgili Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde bilgilerimizi alarak, mahalleyi tanımaya çalışalım. Evliya Çelebi mahalle ile ilgili şu bilgileri verir: “ Sultan Melik Mahallesi Tebrizkapıda Üç kümbetler mevkiindedir. Kale dışında bir mahalle olup bünyesinde birçok tarihi eser bulundurmaktadır. Bu tarihi eserlerden birisi de daha önceleri Saltuk Mescit iken Osmanlı valilerinden olan Gürcü Mehmet Paşa (“Gürcü Mehmet Paşa 1632 yılında Erzurum da beylerbeylik görevinde bulunmuş saraydan vezirlik rütbesiyle ayrılmıştır”, Bilgehan Pamuk, XVII.Yüzyılda Bir Serhad Şehri, s.158.) tarafından 1648’de yapılan, Teprizkapı dışında Gürcü Mehmet Paşa camidir. (Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.121.) Bir minareli toprak örtülü yaptıranı gibi babayani bir camidir.” (Hancı, Age., s.77) Evliya Çelebi aynı zamanda bu caminin çok fazla bir cemaatinin de olmadığını kayıtlara düşer. Cami moloz taş üzerine toprak dam örtülüdür. Bu plan şekli dönem mimarisinde önemli bir özelliktir. (Karpuz, Erzurum’da Türk-İslam Yapıları, s.14.) Kare planlı caminin minaresi ise kuzeybatı köşededir. Minare beden duvarına kadar yükselen taştan bir kaideye sahiptir. Minare gövdesi üzerinde iki kuşak halinde tuğlaların değişik dizimleriyle elde edilen süsleme unsuruna yer verilmiştir. Şerefede ise kesme taş kullanılmıştır. Cami önünde yedi ahşap sütuna oturan düz damlı son cemaat yeri bulunmaktadır. Cami tadilatlar yapılarak günümüze kadar gelmiştir. Üst örtüsü çatı ile örülmüş olan caminin etrafı evlerle çevrilmiş olup tuvaletleri bakımsızlıktan harap bir haldedir. Cami, Erzurum’daki diğer camiler gibi sadece ibadethane olarak kullanılmamış İkinci Dünya Savaşı sırasında sevkıyathane misyonunu da üstlenerek üstüne düşeni yapmıştır. Cami içerisinde birkaç mezar bulunmakta olup bahçesi dardır. Bu mezarlardan biri 1897’de ölen Erzurum Müftüsü Hemşinli Ali Avni Efendiye aittir.
Caminin hemen öte tarafında ise aynı adı taşıyan çeşme yer alır. Çeşme düzgün kesme taşlardan yapılmış olup kemeri vardır. Kemer ise çeşmeye ayaklık eden taşlara oturmaktadır. Çeşme dikdörtgen bir forma sahip olup üst tarafında kesme taştan yapılmış dışa taşmış saçak şeklinde motifi bulunmaktadır. Bu motifler çeşmenin arka kısmında bulunmayıp üst tarafında ise kütle mevcuttur. Çeşmenin sol tarafında enine dikdörtgen şeklinde üç adet taş yan yana bulunmaktadır. (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, s.151) Çeşmenin orta kısmında bir niş bulunmakta olup bunun epeyce altında iki niş ve iki adet suyun çıktığı lüle bulunmaktadır. Nişlerin her ikisi de belirli bir mesafe olmasa bile lülerin sağ tarafında kalmaktadır. Suların aktığı ve bir de kurnası bulunan çeşmenin yine bu kısmında iki delik bulunmaktadır. Çeşmenin kitabesi, çeşmenin ortasında yer alan nişin hemen üstünde ve kemerin hemen altında bulunmaktadır. Arapça yazılan kitabede “Bu akar sadakayı Mustafa Paşanın kethudası Mehmet akıttı. Allah ona her çeşit zaaftan ve kederden arı ihsanlarda bulunmak nasip etsin.” (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarih,. s.169.) Ünlü seyyah Evliya Çelebi de bu tarihi değerden söz etmiş adına da soğuk çeşme demiştir. Bu gün çeşme üzerine sayılar işaretlenmiş bir şekilde beklemektedir. Uzun zamandan beridir zaten pungardan bir damla dahi olsun su akmamıştır. İnşalllah çeşme ya bulunduğu yerde kalır veyahut başka bir yerde yine aynı hizmeti yapmaya devam eder.
Gürcü Mehmet Paşa Cami
Mahalle ile ilgili Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde bilgilerimizi alarak, mahalleyi tanımaya çalışalım. Evliya Çelebi mahalle ile ilgili şu bilgileri verir: “ Sultan Melik Mahallesi Tebrizkapıda Üç kümbetler mevkiindedir. Kale dışında bir mahalle olup bünyesinde birçok tarihi eser bulundurmaktadır. Bu tarihi eserlerden birisi de daha önceleri Saltuk Mescit iken Osmanlı valilerinden olan Gürcü Mehmet Paşa (“Gürcü Mehmet Paşa 1632 yılında Erzurum da beylerbeylik görevinde bulunmuş saraydan vezirlik rütbesiyle ayrılmıştır”, Bilgehan Pamuk, XVII.Yüzyılda Bir Serhad Şehri, s.158.) tarafından 1648’de yapılan, Teprizkapı dışında Gürcü Mehmet Paşa camidir. (Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.121.) Bir minareli toprak örtülü yaptıranı gibi babayani bir camidir.” (Hancı, Age., s.77) Evliya Çelebi aynı zamanda bu caminin çok fazla bir cemaatinin de olmadığını kayıtlara düşer. Cami moloz taş üzerine toprak dam örtülüdür. Bu plan şekli dönem mimarisinde önemli bir özelliktir. (Karpuz, Erzurum’da Türk-İslam Yapıları, s.14.) Kare planlı caminin minaresi ise kuzeybatı köşededir. Minare beden duvarına kadar yükselen taştan bir kaideye sahiptir. Minare gövdesi üzerinde iki kuşak halinde tuğlaların değişik dizimleriyle elde edilen süsleme unsuruna yer verilmiştir. Şerefede ise kesme taş kullanılmıştır. Cami önünde yedi ahşap sütuna oturan düz damlı son cemaat yeri bulunmaktadır. Cami tadilatlar yapılarak günümüze kadar gelmiştir. Üst örtüsü çatı ile örülmüş olan caminin etrafı evlerle çevrilmiş olup tuvaletleri bakımsızlıktan harap bir haldedir. Cami, Erzurum’daki diğer camiler gibi sadece ibadethane olarak kullanılmamış İkinci Dünya Savaşı sırasında sevkıyathane misyonunu da üstlenerek üstüne düşeni yapmıştır. Cami içerisinde birkaç mezar bulunmakta olup bahçesi dardır. Bu mezarlardan biri 1897’de ölen Erzurum Müftüsü Hemşinli Ali Avni Efendiye aittir.
Gürcü Mehmet Paşa Çeşmesi
Caminin hemen öte tarafında ise aynı adı taşıyan çeşme yer alır. Çeşme düzgün kesme taşlardan yapılmış olup kemeri vardır. Kemer ise çeşmeye ayaklık eden taşlara oturmaktadır. Çeşme dikdörtgen bir forma sahip olup üst tarafında kesme taştan yapılmış dışa taşmış saçak şeklinde motifi bulunmaktadır. Bu motifler çeşmenin arka kısmında bulunmayıp üst tarafında ise kütle mevcuttur. Çeşmenin sol tarafında enine dikdörtgen şeklinde üç adet taş yan yana bulunmaktadır. (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, s.151) Çeşmenin orta kısmında bir niş bulunmakta olup bunun epeyce altında iki niş ve iki adet suyun çıktığı lüle bulunmaktadır. Nişlerin her ikisi de belirli bir mesafe olmasa bile lülerin sağ tarafında kalmaktadır. Suların aktığı ve bir de kurnası bulunan çeşmenin yine bu kısmında iki delik bulunmaktadır. Çeşmenin kitabesi, çeşmenin ortasında yer alan nişin hemen üstünde ve kemerin hemen altında bulunmaktadır. Arapça yazılan kitabede “Bu akar sadakayı Mustafa Paşanın kethudası Mehmet akıttı. Allah ona her çeşit zaaftan ve kederden arı ihsanlarda bulunmak nasip etsin.” (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarih,. s.169.) Ünlü seyyah Evliya Çelebi de bu tarihi değerden söz etmiş adına da soğuk çeşme demiştir. Bu gün çeşme üzerine sayılar işaretlenmiş bir şekilde beklemektedir. Uzun zamandan beridir zaten pungardan bir damla dahi olsun su akmamıştır. İnşalllah çeşme ya bulunduğu yerde kalır veyahut başka bir yerde yine aynı hizmeti yapmaya devam eder.