Konuyu biliyorsunuz. Kredi kartı ile taksitli cep telefonu alınamıyor. Hükümet, cari açığı azaltmak ve tüketicilerin cep telefonlarına yaptığı aşırı harcamayı önlemek amacıyla 1 Şubat 2014' te kredi kartıyla cep telefonuna taksit yasağı getirdi. Son bir yıldır ise elektronik merketlerde anında kredi çekilerek, 'faizsiz' 12 taksitle cep telefonu alınabiliyordu. Ancak 1 Ocak 2020'de BDDK, cep telefonu ve tablet alımı için elektronik marketlerden çekilen kredilerde vadenin 3 aya indirilmesini öngören yönetmelik taslağı yayımladı. Yani cep telefonu alımı için verilen krediler 3 ayı geçemeyecek.
Buraya kadar her şeyin tüketici ve ülke için yapıldığı görünse de aslında tüketicilerin GSM operatörlerinin kucağına itildiğinin farkında değiliz. Çünkü GSM operatörleri, cep telefonlarını fahiş faizlerle taksit yaparak ve faturaya yansıtarak satıyorlar. GSM operatörlerinin vade farkı koyarak sattığı telefonların milyonlarca olduğu ifade ediliyor. Sonrasında tüketiciler, fatura ve telefon taksiti ile birlikte kredi öder gibi yüksek tutarlarla telefon faturası ödüyorlar.
Öncelikle şu gerçeği vurgulamak gerekirse gerek kredi kartı yasağının, gerekse kredi taksit sayısının düşürülmesinin ne tüketiciye ne de cari açığa bir faydası yoktur. Hiç olmasa tüketiciler, söz konusu yasaktan önce kredi kartıyla anlaşmalı bazı bankalar aracılığıyla vade farksız peşin fiyatına taksitli cep telefonu alabiliyorlardı. Bu durum tüketici açısından yararlıydı. Şimdi GSM operatörlerinden bin 500 liralık bir cep telefonu alınırsa, fatura üzerine 12 ay vade seçeneğiyle yaklaşık 700 lira gibi bir vade farkı ödeniyor.
Bunun yanında pek çok tüketici GSM operatörlerinden taksitli telefon alarak, telefonu aldığı gün çok düşük fiyatlara telefon satıcılarına satıp, nakit paraya çeviriyor. Daha birkaç gün önce GSM operatörlerinden vade farkıyla birlikte 2 bin 500 liraya alınan bir telefonun alındığı gün 900 liraya satıldığına şahit oldum.
Kredi kartıyla taksitli şekilde cep telefonu satışının yapılması ve tüketicinin fazla ödeyeceği meblağın cebinde kalması, bu soruna en etkili çözümdür. Bu nedenle başka yöntemlere fırsat vermeyerek kredi kartıyla taksitli cep telefonu satışı, taksit sayısının belli bir sınırda tutularak gerçekleşmesi en doğru yöntem olacaktır.
Buraya kadar her şeyin tüketici ve ülke için yapıldığı görünse de aslında tüketicilerin GSM operatörlerinin kucağına itildiğinin farkında değiliz. Çünkü GSM operatörleri, cep telefonlarını fahiş faizlerle taksit yaparak ve faturaya yansıtarak satıyorlar. GSM operatörlerinin vade farkı koyarak sattığı telefonların milyonlarca olduğu ifade ediliyor. Sonrasında tüketiciler, fatura ve telefon taksiti ile birlikte kredi öder gibi yüksek tutarlarla telefon faturası ödüyorlar.
Öncelikle şu gerçeği vurgulamak gerekirse gerek kredi kartı yasağının, gerekse kredi taksit sayısının düşürülmesinin ne tüketiciye ne de cari açığa bir faydası yoktur. Hiç olmasa tüketiciler, söz konusu yasaktan önce kredi kartıyla anlaşmalı bazı bankalar aracılığıyla vade farksız peşin fiyatına taksitli cep telefonu alabiliyorlardı. Bu durum tüketici açısından yararlıydı. Şimdi GSM operatörlerinden bin 500 liralık bir cep telefonu alınırsa, fatura üzerine 12 ay vade seçeneğiyle yaklaşık 700 lira gibi bir vade farkı ödeniyor.
Bunun yanında pek çok tüketici GSM operatörlerinden taksitli telefon alarak, telefonu aldığı gün çok düşük fiyatlara telefon satıcılarına satıp, nakit paraya çeviriyor. Daha birkaç gün önce GSM operatörlerinden vade farkıyla birlikte 2 bin 500 liraya alınan bir telefonun alındığı gün 900 liraya satıldığına şahit oldum.
Kredi kartıyla taksitli şekilde cep telefonu satışının yapılması ve tüketicinin fazla ödeyeceği meblağın cebinde kalması, bu soruna en etkili çözümdür. Bu nedenle başka yöntemlere fırsat vermeyerek kredi kartıyla taksitli cep telefonu satışı, taksit sayısının belli bir sınırda tutularak gerçekleşmesi en doğru yöntem olacaktır.