Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi 12 Mart Erzurum’un Kurtuluş Günü ile ilgili bir mesaj yayınladı. Vali Çiftçi, ‘Vatanın işgallere uğradığı, ülkemizin büyük bir mağduriyet ve çaresizlik içerisinde bulunduğu o yıllarda Erzurum, ülkenin de yeniden dirilişi için her türlü fedakarlığı omuzlarında taşımış bir şehirdir’ dedi.
İşte Vali Çiftçi’nin açıklamalarından satırbaşları:
Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Anadolu’nun Kafkasya’ya ve Ortadoğu’ya açılan kapısı olma özelliğiyle ticaret ve kültür merkezi durumundaki Erzurum; Türkler ’in ilk yerleşim yerlerinden biridir. Türk tarihinin en parlak dönemlerine şahitlik etmesinin yanı sıra şanlı tarihine büyük ıstırapları da sığdırmış, birçok kez uğradığı işgallerden yüce bir ruh olgunluğu, kültür zenginliği ve eşsiz bir kahramanlık mertebesine ulaşarak çıkmayı başarmıştır.
Kafkas Cephesi’nin ağır sorumluluklarından henüz kurtulduğu ve işgaller sonucu bîtâp halde bulunduğu dönemde dâhi milletimizin kaderinin çizildiği kongreye ev sahipliği yapabilecek kadar vakur, topyekûn kurtuluşa temel hazırlayabilecek denli güçlü bir şehirdir, Erzurum. Tarihi hedeflerini kutlu günlerle aydınlatmayı başarmış Erzurum için 12 Mart, bir inanmışlık ruhuyla ödenen milli bedellerin temelinde en mukaddes değerimiz olan milli birlik ve beraberliğimiz için yıllarca gösterilen çetin bir mücadelenin zaferidir. Bu kutlu ruh, yeri gelmiş kış şartlarıyla, yeri gelmiş açlık, hastalık ve yoklukla büyük ordularla mücadele ederken sınanmıştır. Tarihin her döneminde üzerinde hesaplar yapılan bu aziz millet, sinsi hesap sahiplerinin hiç ihtimal vermedikleri dönemlerde vatanımızın bekasına yönelik tehditleri bertaraf etmeyi Allah’ın izniyle başarmıştır.
Osmanlı Cihan Devleti’nin son döneminde savaş ve işgal acılarıyla yoğrulan Erzurum, Birinci Dünya Savaşı neticesinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında milli bağımsızlık meşalesini yakan ilk yerlerden biridir. Vatanın işgallere uğradığı, ülkemizin büyük bir mağduriyet ve çaresizlik içerisinde bulunduğu o yıllarda Erzurum, ülkenin de yeniden dirilişi için her türlü fedakarlığı omuzlarında taşımış bir şehirdir.
Birinci Dünya Savaşı başlamadan önce ilki 1828 yılına, ikincisi de 93 Harbi’ne denk gelmek üzere iki kere Rus işgaline uğrayan şehirden altın, gümüş eşyaların ve kitabelerin götürüldüğü bilinmektedir. Osmanlı-Rus savaşı esnasında her türlü eziyete karşı Aziziye Tabyaları’nda şeref mücadelesi veren Erzurum halkı, Sarıkamış Harekatı’ndan sonra da hem Rus orduları hem de yıllardır uğraştığı Ermeni çeteleriyle millî benliğini ve kimliğini korumak için mücadele etmiştir. Kahraman ecdadımızı bu kutlu mücadelesini bir kez daha minnetle anıyoruz.
1914 yılından itibaren Doğubayazıt’tan Hasankale, Oltu'ya, Köprüköy’e, Erzurum'a kadar masum, savunmasız, kadın, çocuk ve yaşlı binlerce Müslüman, akla hayale gelmeyecek en vahşi yöntemlerle Ermeni Taşnak ve Hınçak çeteleri tarafından katledilmiş, soykırıma varan bir kıyımın yaşandığı bölgemizde açlık ve hastalığın yanında çetin kış şartlarının da zorladığı bir mahrumiyet yaşanmıştır. Tüm bu olaylar yaşanırken bölge halkının yaşadığı bir dram daha göz ardı edilmemelidir: Göç dramı. Gençlerin ve erkeklerin savaşta olduğu göz önünde bulundurulursa eksi kırk derecede göç kafilelerini yöneten kahraman analarımızın Ermeni komitacısı Antranik’in katliamlarından kaçarken evlatlarıyla soğuğa ve salgın hastalığa yenik düştüğü bir dram.
Nihayet, Mondros Mütarekesi’ne rağmen silahlarını bırakmayan Şark Kahramanı Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki Birinci Kafkas Kolordusu, 12 Mart 1918 tarihinde Erzurum’u düşman işgalinden kurtarmış ve Erzurumlular cennet misali topraklarına kavuşmuştur.
Rus kuvvetlerinden destek alan Ermeni çetecilerince 16 Şubat 1916 Rus işgalinden kurtuluşa kadar süren Müslüman katliamında çekilen kahırlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak, unutulmamak üzere tarih sayfalarında yerini almıştır. Düşmanların ihtiraslarına karşı “Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.” diyenlerin engin ve kutsal vatan sevgisi sayesinde iman dolu göğüslerdeki kahırlar dağılmış, vatanseverlik duyguları perçinlenmiştir.
Erzurum’un çeşitli bölgelerinde toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duran şehitlerimiz; tarihin kalbine adeta bir mühür gibi kazınmış onurlu bir insanlık mirası bırakmıştır. Manası milletimizin yüreğinden can bulan bu miras, ecdadımızın faziletini sıralamakta dillerimizin lâl kaldığı bir destandır. Bize düşen vatanın bölünmez bütünlüğünü dile getiren ve tarihe kayıt düşüren kahraman kent Erzurum’un millî ve manevi iklimini devam ettirmektir.
Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 106. yıl dönümünde Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa önderliğinde kurtuluşta emsalsiz sorumluluklar üstlenmiş, en çetin imtihanları sabır ve vatanperverlikle geçmiş tüm kahramanlarımızı hürmet, minnet ve rahmetle yad ediyorum.
HABER MERKEZİ