Manolya BULUT-PUSULA
Doğada kendiliğinden yetişen mantarları toplayarak tüketen vatandaşlar, büyük risk alıyor. Türkiye’de yaklaşık 300 yenilebilir mantar türünün yanı sıra 100’e yakın zehirli mantar türü bulunuyor. Kimi zehirli mantarlar bulantı, kusma gibi bulgular verse de bazı türler ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Türkiye’de çok çeşitli mantar türlerinin bulunduğunu belirten Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melek Ekinci, “Mantarlar popülasyon olarak düşünüldüğü zaman oldukça çok sayıda tür ve çeşitlilik barındırıyor. Doğadaki mantarlarda yenilebilir özellikte olanlar var, yenilmeyen özellikte olanlar ve zehirli olanlar var. Ülkemizde yenilebilir birçok tür bulunuyor. Örneğin kuzugöbeği mantarı, çaşır mantarı, kanlıca mantarı gibi bazı yöre insanlarının zevkle, toplayıp tükettiği mantarlar var. Hatta ekonomik olarak da getirisi var. Bazı doğa mantarlarımız ihraç ürünü olarak da kullanılıyor. Ama doğada kendiliğinden yetişen, yenilemeyen türler de var. Zehirli olmayıp besin olarak faydalı olmayan ve yapısı itibariyle yenilebilir özellikte değil. Bu nedenle tercih edilmiyor. Bir de zehirli mantar türleri var. Ülkemizde de bunların sayısı çok. Ki henüz teşhis edilemeyen zehirli türler de olabilir” dedi.
Kültürü yapılan mantarları tüketin
Sadece kültürü yapılan mantarların tüketilmesini tavsiye eden Prof. Dr. Ekinci, “Havaların ısınmasıyla bahar dönemlerinde doğada çıkmaya başlayan mantarlar yöre insanları tarafından toplanmaya başlıyor. Bazı yörelerde insanlar, nerede o mantar var biliyor. Özellikle orada doğmuş büyümüş insanlar tanıyor. Onlar gösterebilir belki, hangisinin yenilip hangisinin yenilemeyeceğini. Ama ister istemez araya yenilemeyen veya zehirli mantar türü de karışmış olabilir. Çok sayıda mantar içerisine bir tane zehirli mantar türü karışsa o bile insanı zehirleyebilir. Tüketirken bilemeyebiliriz. İyi teşhis etmek lazım, gerek o yörede yaşayan bilen kişilere sormak gerek bu konuda bilimsel çalışmalar yapan uzman kişilere danışmak gerekir. Ama çok iyi bilen bir kişi bile gözden kaçırabilir. Risk doğada toplanan mantarda her zaman vardır. Tavsiyemiz yetiştiriciliği yapılan, marketlerde, pazarlarda artık çokça bulabileceğimiz mantarların tüketilmesi” diye konuştu.
Birbirine benzeyen mantarlar
Halk arasında kulaktan dolma bilgilerin bilimsel bir dayanağı olmadığını dile getiren Ekinci, “Yöresel farklılıklar da olabiliyor. Çaşır mantarı, çayır mantarı gibi farklı isimler verilebilir. Başka bir yörede isimle gidip, onu aramak, bulmak doğru değil. Kırsal kentten şehre taşınan insanlar, ormanlık alanlarda tanıdıklarını düşündükleri mantarları toplayıp yiyerek zehirlenme yaşayabiliyorlar. Kendi yörelerinde bildikleri bir mantar türünü başka bölgede benzeterek tüketmeye kalkışabilir. Ama birbirine benzeyen mantarlar bölgeye göre de zehir açısından değişkenlik gösterebilir. Üzerinde kuş, böcek gibi canlılar varsa zehirsizdir gibi, soğanın zehri alması, pişirme suyuna gümüşten malzeme konulduğunda karardığında zehirlidir, tuzlu sirkeli suda kaynatmak mantarın zehrini alır, yanında yoğurtla tüketildiğinde zehrini alır gibi inanışlar var. Bunların bilimsel bir dayanağı yok. Bu yüzden dikkat etmek gerekir. Bu tarz halk arasında bilinen bilgilerle ayırt etmek doğru ve sağlıklı bir yöntem değil” ifadelerini kullandı.
Ölüme varan sonuçlar
Bazı zehirli mantar türlerinin ölümcül olabileceğini aktaran Ekinci, “İçerdiği toksik maddeye göre zehirlenme belirtileri değişkenlik gösterebilir. Kimisi bulantı kusma gibi etkiler gösterirken kimileri ölümcül olabiliyor. Geri dönüşü olmayan etkiler de bırakabiliyor. Örneğin böbrek iflasına neden olabiliyor. Belirtiler görüldüğü gibi vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve mümkünse yenilen mantardan da bir örnek götürülmeli. Kırsal kesimlerdeki ölümlerin en büyük nedenlerinden biri de bu. Uzak mesafelerde olması, hastaneye zamanında yetiştirilememesi etken olabiliyor. Her zehirli mantar da aynı sürede etki etmez. Kimisi ilk 6 saat içerisinde kimisi ise birkaç gün sonra bile bulgu verebilir” dedi.