Bilindiği gibi Erzurum’da son günlerin en yoğun gündemi uçak bilet ücretleri ile sefer sayılarının azlığı. Milletvekillerini saymazsak, Vali Okay Memiş de dahil, sanırım Erzurum’da uçak biletlerinin yüksekliğinden yakınmayan yok. Her ne hikmetse özellikle de bu yaz döneminde inanılmaz fiyat politikası yüzünden herkes rahatsız ve bir an önce bunun çözüme kavuşması isteniyor. Gerçi bu istek karşısında özellikle vekiller boş durmuyor ama gördüğüm kadarıyla onların yaptıkları da günü kurtarmaya yönelik hamleler ya da havanda su dövmekten başka bir şey değil! Hele de vekillerin görüştük, görüşüyoruz dediği yetkililere telefonla ulaşmalarının dışında yaptıkları bir şey yok ki onun da zaten bir anlamı, getirisi yok. Telefonla görüşme halinde bilet fiyatlarının düşeceğine veya sefer sayılarının artacağına inansa inansa bir tek Kadir İnanır!
***
Yok öyle bir dünya. Telefon-melefon işini geçiniz. Eğer ki gerçekten bu sorun çözülecekse telefonla falan olmaz bu işler. Bizzat heyet halinde yetkililerin karşısına çıkılır ve o zaman sonuç alınır. Kaldı ki Ulaştırma Bakanına, THY’nin Yönetim Kurulu Başkanına veya Genel Müdürüne telefonla ya da bizzat gitmenin de çok faydalı olacağına da inanmıyorum. Hele hele bu konuda Genel Müdürü veya Yönetim Kurulu Başkanını istifaya çağırmak bana çok komik geliyor. Bu iş ancak bizatihi Cumhurbaşkanına ulaşılırsa çözülür, başka türlü de çözüleceğine inanmam, inananlardan olmam. Bu konuda samimi iseler o isteği dikkate alanlar bilmelidir ki öncelikle bu işin halli ancak Cumhurbaşkanı sayesinde olur ve ancak o zaman beklenen netice alınır. Ortalığa düşmüş çoğu kişinin aslında yaptığı bir şey yok. Orta sahada top dolaştırmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Kimse kimseyi kandırmasın. Nokta. Bu benim son kararımdır.
--
Büyükşehir’in logosu Valiliğin logosunu döver!
Ayna vazifesini de gören logolar kurumsal kimliğin bizzat bedenidir. İyi bir logo, bir firma için en akılcı ve getirisi olan yatırımdır. O kadar yani. En sade haliyle söylemek gerekirse logonuz, bir yerde sizin imzanızdır. Daha ne olsun. Logonuz imzanızın, bizzat kimliğinizle şekil bulmuş halidir. Logonuzdaki sanatsallık ve yaratıcılık hedeflenecek kitleyi doğrudan etkilemektedir. Bu bilgiler ışığında demem odur ki, Erzurum’da en çok tuttuğum logo Büyükşehir Belediyesi’nin logosudur ve üçüncü defa yenilenen Erzurum Valiliği’nin logosuna on basar! Açık ara o logo hep birincidir benim gözümde. Ahmet Küçükler’in bana göre 10 yıllık belediye başkanlığı süresince en ‘iz bırakan’ işlerinden birinin de kurumsal kimlik kazandırdığı o logodur. Kim yapmıştır, nasıl yapmıştır bilmem ama en azından ben bir Erzurumlu olarak uyduruktan bir sürü logonun dolaştığı günümüz Türkiye’sinde öyle bir logoya sahip olduğumuz için mutluyum, gururluyum. O logoyu her gördüğümde kendimi iyi hissediyorum. Logo dediğin budur işte.
--
Çık çık çık çık çık çık çık. Çık ortaya çık!
1980’lerde hit olmuş Sevda Karaca tarafından seslendirilen bir parçaydı bu.
Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Hiç saklanma orda burda sen ortaya çık /Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Her şeyi konuşalım gel de açık açık/Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Kaçma benden köşe bucak sen ortaya çık/Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Her şeyi konuşalım gel de açık açık diye başlıyordu parça. Erzurum’un tarihi ve turistik tesislerinden olan Çifteminareli Medrese önünde yıllardır devam eden o peyzaj çalışması hatırlattı bana nedense o parçayı. Bir türlü bitmek bilmeyen inşaat çalışmalarının niye bu kadar uzun sürdüğünü anlamadığım gibi artık orada harç bitip inşaat paydos denildiğinde nasıl bir iş çıkacağını merak dahi etmez oldum. Osmaniye’den emekli öğretmen arkadaşım Fatih Menderes Gedik ile dün o Çifteminarelerin önünden geçerken dikkatimi çekti o inşaatın devam ettiği. ’’Yahu ben 2016’da da geldiğimde Çiftelerin önü böyle kapalıydı, halen daha kapalı. Ne yapıyorlar ki içeride bir türlü göremiyoruz’’ derken Fatih’e ne cevap vereceğimi bilemedim. Vakıflar bari kongrenin 100.yılının yüzü suyu hürmetine burasını bu yıla bitirse de bakalım ne yapıp etmişler de bu kadar beklemek zorunda kalmışlar!
--
Cuk oturdu!
Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz süper isabetli bir tercih yapmış, yazıma onu kutlayarak başlamak istiyorum. Son günlerde aldığım en güzel haberlerden birisiydi Taner Aykut’un Erzurum Lisesi gibi asırlık tarihi bir liseye müdür atanması! Taner Aykut, çoğu kişinin Erzurumspor’dan tanıdığı bir isimdir. O Taner Aykut ki Erzurumspor’un 20 yıl önce şampiyon olmuş ekibin oyuncularından biriydi ve onun da çorbada tuzu vardı. Attığı kritik gollerle, yaptığı asistlerle o şampiyonlukta bayağı bir payı olmuştu. Mavi-beyazlı camiada tarihe geçen o efsane kadrodaydı, o da efsanelerdendir. Taner çok erken futbolu bırakıp kendini eğitime verdi. Pasinler İbrahim Hakkı İlköğretim Okulu’nda başlayan öğretmenlik mesleği ile eğitim camiasına adım atan Taner Aykut, Atatürk Lisesi’nde Müdür yardımcılığı ve İMKB Anadolu Lisesindeki müdürlük görevinin ardından şimdi Erzurum Lisesi gibi çok önemli bir okula müdür olarak gidiyor. Kararnamesini bekleyen Taner Aykut sayesinde uzun süredir popüleritesini kaybetmiş olan Erzurum Lisesi, tekrar o eski şaşaalı günlere dönecektir. Bu konuda hiçbir endişem yok. Hele de Erzurum Lisesi’nin bir proje lisesi olması sebebiyle hem okulun hem de Taner’in adını bundan sonra çok duyacağımızı şimdiden söyleyebilirim. Hoş geldin, sefalar getirdin hocam!
--
Efsaneler buluştu!
Erzurumspor’un efsanelerinden Taner Aykut Erzurum Lisesi’nde ki yeni görevine başlamak için gün sayarken, kendisi gibi efsanelerden olan eski takım arkadaşı Muzaffer çoktan kolları sıvadı, BB Erzurumspor’da mesaiye başladı bile.. Zaman zaman aynı kanatta görev aldığı eski takım arkadaşı Muzaffer Bilazer’in BB Erzurumspor’a gelmesinden dolayı mutlu olduğunu söyleyen ve onu ziyarete giderek başarı dileğinde bulunan Taner, ‘’Kim düşünmüşse süper iyi düşünmüş, takımın başına Muzaffer’i getirmiş. Muzaffer karakter olarak süper bir insan ve hoca olarak da süper başarılı işlere imza atacak biri. Ona destek olmamız lazım. Dama taşı gibi aynı adamların bu tür görevlere getirilmesi dönemi sona ermelidir. Muzaffer bu anlamda isabetli, doğru bir isimdir. Hepimizin destek olması gerekir’’ dedi.
--
Kamu binası yapanlar! Bize böyle gelin!
Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin logosunu ne kadar beğeniyorsam şu Şehir Hastanesi’nin mimarisine de öyle bayılıyorum. Bana göre yıl sonunda tamamlanarak hizmete girmesi beklenen bina tasarımında son nokta bu! Hilal formatındaki çatı örtüsü ile bir Şehir Hastanesi ancak bu kadar güzel prezentabl edilir. Atlama kulelerimiz gibi sembol bir yapı oldu bu bina ve Erzurum’a inanılmaz yakıştı. Hele özellikle de Palandöken’den bakıldığında bir mimari destanı hatırlatan binanın tasarımını kim yaptıysa kesin de Dünya Tasarım ödülü de alır. Bildiğim en son Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet binasının mimarı öyle bir ödül almıştı. Dün Sağlık eski Müdürlüğü görevinde de bulunan Yakutiye Belediye Başkanı Dr.Mahmut Uçar ile Basın Danışmanı Cengiz Tosun’a sordum Şehir Hastanesi’nin tasarımını kim yaptı diye, Mehmet Demircioğlu’nun ismini verdiler. Kendisi tasarlamış ama mimarisini Ankara’da bir firmaya yaptırmış. Halen Sağlık Bakanlığı’nda çalışan ve Hastanelerin koordinatörlüğünü yapan Demircioğlu’nu ezberleri bozan bu güzel eseri kazandırdığı için tebrik ediyorum. Ve rutin binalara imza atan kurumların idarecilerine de bu binayı görmelerini öneriyor, ‘’gelecekseniz bize böyle gelin’’ diyorum!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Çok yükseğe çıkamam, bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende alçaklık korkusu var! (Oğuz Atay)
DUVAR LAFLAMALARI: Gittiğim yol, yol değil de manzarasını seviyorum!
***
Yok öyle bir dünya. Telefon-melefon işini geçiniz. Eğer ki gerçekten bu sorun çözülecekse telefonla falan olmaz bu işler. Bizzat heyet halinde yetkililerin karşısına çıkılır ve o zaman sonuç alınır. Kaldı ki Ulaştırma Bakanına, THY’nin Yönetim Kurulu Başkanına veya Genel Müdürüne telefonla ya da bizzat gitmenin de çok faydalı olacağına da inanmıyorum. Hele hele bu konuda Genel Müdürü veya Yönetim Kurulu Başkanını istifaya çağırmak bana çok komik geliyor. Bu iş ancak bizatihi Cumhurbaşkanına ulaşılırsa çözülür, başka türlü de çözüleceğine inanmam, inananlardan olmam. Bu konuda samimi iseler o isteği dikkate alanlar bilmelidir ki öncelikle bu işin halli ancak Cumhurbaşkanı sayesinde olur ve ancak o zaman beklenen netice alınır. Ortalığa düşmüş çoğu kişinin aslında yaptığı bir şey yok. Orta sahada top dolaştırmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Kimse kimseyi kandırmasın. Nokta. Bu benim son kararımdır.
--
Büyükşehir’in logosu Valiliğin logosunu döver!
Ayna vazifesini de gören logolar kurumsal kimliğin bizzat bedenidir. İyi bir logo, bir firma için en akılcı ve getirisi olan yatırımdır. O kadar yani. En sade haliyle söylemek gerekirse logonuz, bir yerde sizin imzanızdır. Daha ne olsun. Logonuz imzanızın, bizzat kimliğinizle şekil bulmuş halidir. Logonuzdaki sanatsallık ve yaratıcılık hedeflenecek kitleyi doğrudan etkilemektedir. Bu bilgiler ışığında demem odur ki, Erzurum’da en çok tuttuğum logo Büyükşehir Belediyesi’nin logosudur ve üçüncü defa yenilenen Erzurum Valiliği’nin logosuna on basar! Açık ara o logo hep birincidir benim gözümde. Ahmet Küçükler’in bana göre 10 yıllık belediye başkanlığı süresince en ‘iz bırakan’ işlerinden birinin de kurumsal kimlik kazandırdığı o logodur. Kim yapmıştır, nasıl yapmıştır bilmem ama en azından ben bir Erzurumlu olarak uyduruktan bir sürü logonun dolaştığı günümüz Türkiye’sinde öyle bir logoya sahip olduğumuz için mutluyum, gururluyum. O logoyu her gördüğümde kendimi iyi hissediyorum. Logo dediğin budur işte.
--
Çık çık çık çık çık çık çık. Çık ortaya çık!
1980’lerde hit olmuş Sevda Karaca tarafından seslendirilen bir parçaydı bu.
Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Hiç saklanma orda burda sen ortaya çık /Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Her şeyi konuşalım gel de açık açık/Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Kaçma benden köşe bucak sen ortaya çık/Çık çık çık çık çık çık çık ortaya çık/Her şeyi konuşalım gel de açık açık diye başlıyordu parça. Erzurum’un tarihi ve turistik tesislerinden olan Çifteminareli Medrese önünde yıllardır devam eden o peyzaj çalışması hatırlattı bana nedense o parçayı. Bir türlü bitmek bilmeyen inşaat çalışmalarının niye bu kadar uzun sürdüğünü anlamadığım gibi artık orada harç bitip inşaat paydos denildiğinde nasıl bir iş çıkacağını merak dahi etmez oldum. Osmaniye’den emekli öğretmen arkadaşım Fatih Menderes Gedik ile dün o Çifteminarelerin önünden geçerken dikkatimi çekti o inşaatın devam ettiği. ’’Yahu ben 2016’da da geldiğimde Çiftelerin önü böyle kapalıydı, halen daha kapalı. Ne yapıyorlar ki içeride bir türlü göremiyoruz’’ derken Fatih’e ne cevap vereceğimi bilemedim. Vakıflar bari kongrenin 100.yılının yüzü suyu hürmetine burasını bu yıla bitirse de bakalım ne yapıp etmişler de bu kadar beklemek zorunda kalmışlar!
--
Cuk oturdu!
Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz süper isabetli bir tercih yapmış, yazıma onu kutlayarak başlamak istiyorum. Son günlerde aldığım en güzel haberlerden birisiydi Taner Aykut’un Erzurum Lisesi gibi asırlık tarihi bir liseye müdür atanması! Taner Aykut, çoğu kişinin Erzurumspor’dan tanıdığı bir isimdir. O Taner Aykut ki Erzurumspor’un 20 yıl önce şampiyon olmuş ekibin oyuncularından biriydi ve onun da çorbada tuzu vardı. Attığı kritik gollerle, yaptığı asistlerle o şampiyonlukta bayağı bir payı olmuştu. Mavi-beyazlı camiada tarihe geçen o efsane kadrodaydı, o da efsanelerdendir. Taner çok erken futbolu bırakıp kendini eğitime verdi. Pasinler İbrahim Hakkı İlköğretim Okulu’nda başlayan öğretmenlik mesleği ile eğitim camiasına adım atan Taner Aykut, Atatürk Lisesi’nde Müdür yardımcılığı ve İMKB Anadolu Lisesindeki müdürlük görevinin ardından şimdi Erzurum Lisesi gibi çok önemli bir okula müdür olarak gidiyor. Kararnamesini bekleyen Taner Aykut sayesinde uzun süredir popüleritesini kaybetmiş olan Erzurum Lisesi, tekrar o eski şaşaalı günlere dönecektir. Bu konuda hiçbir endişem yok. Hele de Erzurum Lisesi’nin bir proje lisesi olması sebebiyle hem okulun hem de Taner’in adını bundan sonra çok duyacağımızı şimdiden söyleyebilirim. Hoş geldin, sefalar getirdin hocam!
--
Efsaneler buluştu!
Erzurumspor’un efsanelerinden Taner Aykut Erzurum Lisesi’nde ki yeni görevine başlamak için gün sayarken, kendisi gibi efsanelerden olan eski takım arkadaşı Muzaffer çoktan kolları sıvadı, BB Erzurumspor’da mesaiye başladı bile.. Zaman zaman aynı kanatta görev aldığı eski takım arkadaşı Muzaffer Bilazer’in BB Erzurumspor’a gelmesinden dolayı mutlu olduğunu söyleyen ve onu ziyarete giderek başarı dileğinde bulunan Taner, ‘’Kim düşünmüşse süper iyi düşünmüş, takımın başına Muzaffer’i getirmiş. Muzaffer karakter olarak süper bir insan ve hoca olarak da süper başarılı işlere imza atacak biri. Ona destek olmamız lazım. Dama taşı gibi aynı adamların bu tür görevlere getirilmesi dönemi sona ermelidir. Muzaffer bu anlamda isabetli, doğru bir isimdir. Hepimizin destek olması gerekir’’ dedi.
--
Kamu binası yapanlar! Bize böyle gelin!
Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin logosunu ne kadar beğeniyorsam şu Şehir Hastanesi’nin mimarisine de öyle bayılıyorum. Bana göre yıl sonunda tamamlanarak hizmete girmesi beklenen bina tasarımında son nokta bu! Hilal formatındaki çatı örtüsü ile bir Şehir Hastanesi ancak bu kadar güzel prezentabl edilir. Atlama kulelerimiz gibi sembol bir yapı oldu bu bina ve Erzurum’a inanılmaz yakıştı. Hele özellikle de Palandöken’den bakıldığında bir mimari destanı hatırlatan binanın tasarımını kim yaptıysa kesin de Dünya Tasarım ödülü de alır. Bildiğim en son Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet binasının mimarı öyle bir ödül almıştı. Dün Sağlık eski Müdürlüğü görevinde de bulunan Yakutiye Belediye Başkanı Dr.Mahmut Uçar ile Basın Danışmanı Cengiz Tosun’a sordum Şehir Hastanesi’nin tasarımını kim yaptı diye, Mehmet Demircioğlu’nun ismini verdiler. Kendisi tasarlamış ama mimarisini Ankara’da bir firmaya yaptırmış. Halen Sağlık Bakanlığı’nda çalışan ve Hastanelerin koordinatörlüğünü yapan Demircioğlu’nu ezberleri bozan bu güzel eseri kazandırdığı için tebrik ediyorum. Ve rutin binalara imza atan kurumların idarecilerine de bu binayı görmelerini öneriyor, ‘’gelecekseniz bize böyle gelin’’ diyorum!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Çok yükseğe çıkamam, bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende alçaklık korkusu var! (Oğuz Atay)
DUVAR LAFLAMALARI: Gittiğim yol, yol değil de manzarasını seviyorum!