Avrupalı devletlerin terör örgütlerine her fırsatta arka çıktığını ifade eden Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Deneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, AB ülkelerinin PKK’yı, sivil toplum örgütü adı altında Türkiye’ye karşı desteklediklerini söyledi.
ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, Avrupa Parlamentosu'nda, kırmızı bültenle aranan terör örgütü PKK/PYD/YPG yöneticilerinin de katılımıyla ve Avrupa’da faaliyet gösteren Türk düşmanı Ermeni diasporası ve FETÖ terör örgütünün de desteğiyle “sözde Kürt” konferansı düzenlendiğini ve AP tarafından 16 defa düzenlenen "Avrupa Birliği, Türkiye, Orta Doğu ve Kürtler" temalı konferansın, gerek katılımcı listesi gerekse yapılan konuşmaların içeriği ile tam bir terör örgütü PKK/PYD propagandasına dönüştüğünü söyledi. Eğilmez, dernek olarak Avrupa Parlamentosu üyelerine bu durumu anlatan mailler gönderdiklerini ifade etti.
Konferansta kırmızı bültenle aranan teröristlere de söz hakkı verildiğini ifade eden ASİMED Başkanı Eğilmez, “Konferansta söz alan ve haklarında kırmızı bültenle arama kararı bulunan terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki elebaşılarından Adem Uzun, Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar tarafından Türk Devleti ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehditler savrulmuş ve terör örgütünün güçlü bir propagandası yapılmıştır. Ayrıca konferansın moderatörlüğünü yapan ve PKK terör örgütünün, Avrupa siyasetindeki en önemli destekçilerinden biri olarak tanınan Yeşiller parlamenteri François Alfonsi’de aynı şekilde ülkemizi hedef alan açıklamalar yaparak terör örgütü PKK/PYD’nin eylemlerine övgüler yağdırmıştır. Konferansta konuşan diğer AP vekilleri, Avrupa eliyle tüm dünyada işlenen savaş suçlarını göz ardı ederek, Türkiye’nin Suriye'de savaş suçu işlediğini söyleyip, Suriye'nin kuzeydoğusunda PYD/YPG'nin terör faaliyetlerini ve bölgede kurulmak istenen terör devletini meşru göstermeye çalıştı. Bunun yanında Avrupalı vekiller, Belçika'nın, PKK'nın Avrupa temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 36 kişinin yargılanmasının önünü kapamaya yönelik yargı kararını yani terörü koruma hamlesini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Konferansa konuşmacı olarak katılan Amerikalı eski diplomat Peter W. Galbraith, ise terör örgütü PKK'nin terör listesinden çıkarılmasını istedi. Bugün Avrupa kıtası tam olarak Türkiye karşıtı bir kaleye dönüşmüş durumda. Avrupa’nın birçok ülkesi, Türkiye aleyhine olabilecek her türlü organizasyona ve faaliyete kucak açmak konusunda birbirleriyle yarışıyor. Yıllardır sözde yasaklı olan PKK terör örgütünün maddi-manevi üssü konumunda olan Avrupa, Ermeni diasporasına yaptığı hamilik ile birlikte son yıllarda da diğer terör örgütü FETÖ’yü korumaya almış durumda. AB ülkeleri, PKK’yı, sivil toplum örgütü adı altında Türkiye’ye karşı desteklemiş ve büyütmüştür. Avrupa`daki PKK dernekleri, büroları, medyası, ekonomik örgütlenmesi AB tarafından durdurulmamakta ve kültürel yardım adı altında desteklenmektedir. Düzenlenen PKK gecelerinde, Avrupalı sivil toplum temsilcileri ve parlamenterlerin boy göstermesi bu işi daha da ahlaksız hale getirmektedir. Bu bakımdan AB ülkelerinde PKK`nın terör örgütü olarak gösterilmesi tamamen kandırmacadır. PKK/YPG, Avrupa’da sivil toplum kisvesi alında düzenlediği organizasyonlarla yılda yaklaşık 150 milyon euro gelir elde ediyor” diye konuştu.
“Her ülkenin kendi PKK’sı var”
PKK/PYD’yi yekpare görmenin ve sadece Amerikancı PKK ile sınırlandırmanın doğru olmadığını kaydeden Eğilmez, “Avrupalı devletlerin çıkarlarına zarar vermeden ve onların çıkarlarını gözeterek eylem çizgisini belirleyen PKK, bir ahtapotun kolları misali Alman PKK’sı, Fransa PKK’sı, Belçika, Hollanda, Avusturya PKK’sı şeklinde hareket etmektedir. Bu gruplar üslendiği devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket ederek, yine o devletlerin isteği üzerine Türkiye’yi çıkmaza sokmaya çalışmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
“PKK’nın Avrupa’da 400’den fazla aktif şubesi var”
PKK terör örgütünün Avrupa’nın neredeyse tamamında büyük bir yapılanma ile temsil edildiğini belirten Eğilmez, “Avrupalı devletler tarafından himaye edilmektedir. Bu bakımdan sadece Almanya’da PKK/PYD’ye ait 189 dernek ve kuruluş faaliyet göstermektedir. Bu terör örgütü Avusturya’da 9, Belçika’da 17, Bulgaristan’da 7, Danimarka’da 16, Finlandiya’da 5, Fransa’da 10, Hollanda’da 11, İsviçre’de 24, İngiltere’de 12, İspanya’da 4, İsveç’te 29, İrlanda’da 1, Macaristan’da 1, Norveç’te 15, Romanya’da 6 ve Yunanistan’da 10 adet sözde sivil toplum örgütü ile temsil ediliyor. Bunların dışında Avrupa’da terör örgütüne ait 3 TV kanalı, 29 gazete-dergi aracılığı ile örgüt propagandası yapılmakta ve örgüt milyonlarca euro bağış toplanmaktadır. Bu yapılanmayla Avrupalı devletler adeta PKK’nın kasası durumunda olup, terör örgütünün tüm iaşe ve her türlü ihtiyacı Avrupalı devletlerce karşılanmaktadır.
Avrupa ile PKK/PYD arasındaki kirli pazarlık
Batılı istihbarat kaynaklarına hazırladıkları raporlara göre DEAŞ terör örgütüne katılmak için 100’den fazla ülkeden Orta Doğu’ya giden 40 bin kişiden, 4 de 1’inin çatışmalarda öldüğünü vurgulayan Eğilmez, “Geriye kalanlar ise şimdi Batılı devletler ve PYD/PKK terör örgütü arasında uyuşturucu ve silahın yanı sıra önemli bir pazarlık unsuru olarak birinci sırada yer alıyor. Yani batı ile terör örgütü arasında, batılı DEAŞ üyelerinin bölgeden çıkmaması için ahlaksız pazarlıklar ve anlaşmalar yapılıyor. Avrupa, PYD/PKK terör örgütüne, batılı DEAŞ’lı teröristlerin bölgeden ayrılmaması karşılığında silah, para ve meşrutiyet vaat ediyor. DEAŞ’lıların bir kısmı hapisten kurtulma karşılığında PYD çatısı altında Türkiye’ye karşı eylem yapmaya teşvik ediliyor. Bir kısmı sözde mahkemelerde yargılanıp, ömür boyu hapis cezasına çarptırılıp kilit altına alınıyor. Ve bu yapılan yargılama batılı ülkeler tarafından meşru kabul ediliyor. Hiç ıslah edilemeyenler ise infaz ediliyor. Bu adi pazarlık içerisinde, ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere batılı ülkeler, PYD/PKK’ya silah altına alınanların, hapis veya infaz edilenlerin her biri için ayrı ayrı para ödüyor, silah yardımı yapıyor ve kendi ülkelerinde PYD/PKK’ya alan açıyor. Küresel güçler, II. Dünya Savaşından sonra enerji kaynakları veya stratejik açıdan önemli olan bölgeleri, kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek için 200’e yakın terör örgütü kurdu. Yüz binlerce masum insanın ölümüne, milyonlarca insanın mülteci olmasına neden oldular. Bu terör örgütleri sayesinde, küresel güçlerin hizmetindeki silah ve uyuşturucu tacirleri milyarlarca doları ABD ve Batılı ülkelere aktardı. Şimdi ise Avrupa’nın kullandığı terör örgütlerinin başında PKK/PYD geliyor. Öyle ki Brüksel’ deki AP merkezini PKK/PYD, FETÖ ve Ermeni diasporasının üssü haline gelmesine göz yumuyor. Şu bir gerçek ki Türkiye aleyhine faaliyet gösteren ve Avrupa’dan çok ciddi destek alan terör örgütlerinin tamamı tarihin çöplüğüne gömüleceklerdir. Biz de dernek olarak, mail yoluyla AP’nin tüm üyelerine bildikleri bu gerçekleri bir kez daha hatırlatıp, Türk kamuoyunun da Avrupa’nın gerçek yüzü ve niyetinin ne olduğunun tam olarak farkında olduğunu anlatmaya başladık. Avrupa, Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerinin kalelerinden birine dönüşmüştür” açıklamalarında bulundu. İHA
ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, Avrupa Parlamentosu'nda, kırmızı bültenle aranan terör örgütü PKK/PYD/YPG yöneticilerinin de katılımıyla ve Avrupa’da faaliyet gösteren Türk düşmanı Ermeni diasporası ve FETÖ terör örgütünün de desteğiyle “sözde Kürt” konferansı düzenlendiğini ve AP tarafından 16 defa düzenlenen "Avrupa Birliği, Türkiye, Orta Doğu ve Kürtler" temalı konferansın, gerek katılımcı listesi gerekse yapılan konuşmaların içeriği ile tam bir terör örgütü PKK/PYD propagandasına dönüştüğünü söyledi. Eğilmez, dernek olarak Avrupa Parlamentosu üyelerine bu durumu anlatan mailler gönderdiklerini ifade etti.
Konferansta kırmızı bültenle aranan teröristlere de söz hakkı verildiğini ifade eden ASİMED Başkanı Eğilmez, “Konferansta söz alan ve haklarında kırmızı bültenle arama kararı bulunan terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki elebaşılarından Adem Uzun, Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar tarafından Türk Devleti ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehditler savrulmuş ve terör örgütünün güçlü bir propagandası yapılmıştır. Ayrıca konferansın moderatörlüğünü yapan ve PKK terör örgütünün, Avrupa siyasetindeki en önemli destekçilerinden biri olarak tanınan Yeşiller parlamenteri François Alfonsi’de aynı şekilde ülkemizi hedef alan açıklamalar yaparak terör örgütü PKK/PYD’nin eylemlerine övgüler yağdırmıştır. Konferansta konuşan diğer AP vekilleri, Avrupa eliyle tüm dünyada işlenen savaş suçlarını göz ardı ederek, Türkiye’nin Suriye'de savaş suçu işlediğini söyleyip, Suriye'nin kuzeydoğusunda PYD/YPG'nin terör faaliyetlerini ve bölgede kurulmak istenen terör devletini meşru göstermeye çalıştı. Bunun yanında Avrupalı vekiller, Belçika'nın, PKK'nın Avrupa temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 36 kişinin yargılanmasının önünü kapamaya yönelik yargı kararını yani terörü koruma hamlesini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Konferansa konuşmacı olarak katılan Amerikalı eski diplomat Peter W. Galbraith, ise terör örgütü PKK'nin terör listesinden çıkarılmasını istedi. Bugün Avrupa kıtası tam olarak Türkiye karşıtı bir kaleye dönüşmüş durumda. Avrupa’nın birçok ülkesi, Türkiye aleyhine olabilecek her türlü organizasyona ve faaliyete kucak açmak konusunda birbirleriyle yarışıyor. Yıllardır sözde yasaklı olan PKK terör örgütünün maddi-manevi üssü konumunda olan Avrupa, Ermeni diasporasına yaptığı hamilik ile birlikte son yıllarda da diğer terör örgütü FETÖ’yü korumaya almış durumda. AB ülkeleri, PKK’yı, sivil toplum örgütü adı altında Türkiye’ye karşı desteklemiş ve büyütmüştür. Avrupa`daki PKK dernekleri, büroları, medyası, ekonomik örgütlenmesi AB tarafından durdurulmamakta ve kültürel yardım adı altında desteklenmektedir. Düzenlenen PKK gecelerinde, Avrupalı sivil toplum temsilcileri ve parlamenterlerin boy göstermesi bu işi daha da ahlaksız hale getirmektedir. Bu bakımdan AB ülkelerinde PKK`nın terör örgütü olarak gösterilmesi tamamen kandırmacadır. PKK/YPG, Avrupa’da sivil toplum kisvesi alında düzenlediği organizasyonlarla yılda yaklaşık 150 milyon euro gelir elde ediyor” diye konuştu.
“Her ülkenin kendi PKK’sı var”
PKK/PYD’yi yekpare görmenin ve sadece Amerikancı PKK ile sınırlandırmanın doğru olmadığını kaydeden Eğilmez, “Avrupalı devletlerin çıkarlarına zarar vermeden ve onların çıkarlarını gözeterek eylem çizgisini belirleyen PKK, bir ahtapotun kolları misali Alman PKK’sı, Fransa PKK’sı, Belçika, Hollanda, Avusturya PKK’sı şeklinde hareket etmektedir. Bu gruplar üslendiği devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket ederek, yine o devletlerin isteği üzerine Türkiye’yi çıkmaza sokmaya çalışmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
“PKK’nın Avrupa’da 400’den fazla aktif şubesi var”
PKK terör örgütünün Avrupa’nın neredeyse tamamında büyük bir yapılanma ile temsil edildiğini belirten Eğilmez, “Avrupalı devletler tarafından himaye edilmektedir. Bu bakımdan sadece Almanya’da PKK/PYD’ye ait 189 dernek ve kuruluş faaliyet göstermektedir. Bu terör örgütü Avusturya’da 9, Belçika’da 17, Bulgaristan’da 7, Danimarka’da 16, Finlandiya’da 5, Fransa’da 10, Hollanda’da 11, İsviçre’de 24, İngiltere’de 12, İspanya’da 4, İsveç’te 29, İrlanda’da 1, Macaristan’da 1, Norveç’te 15, Romanya’da 6 ve Yunanistan’da 10 adet sözde sivil toplum örgütü ile temsil ediliyor. Bunların dışında Avrupa’da terör örgütüne ait 3 TV kanalı, 29 gazete-dergi aracılığı ile örgüt propagandası yapılmakta ve örgüt milyonlarca euro bağış toplanmaktadır. Bu yapılanmayla Avrupalı devletler adeta PKK’nın kasası durumunda olup, terör örgütünün tüm iaşe ve her türlü ihtiyacı Avrupalı devletlerce karşılanmaktadır.
Avrupa ile PKK/PYD arasındaki kirli pazarlık
Batılı istihbarat kaynaklarına hazırladıkları raporlara göre DEAŞ terör örgütüne katılmak için 100’den fazla ülkeden Orta Doğu’ya giden 40 bin kişiden, 4 de 1’inin çatışmalarda öldüğünü vurgulayan Eğilmez, “Geriye kalanlar ise şimdi Batılı devletler ve PYD/PKK terör örgütü arasında uyuşturucu ve silahın yanı sıra önemli bir pazarlık unsuru olarak birinci sırada yer alıyor. Yani batı ile terör örgütü arasında, batılı DEAŞ üyelerinin bölgeden çıkmaması için ahlaksız pazarlıklar ve anlaşmalar yapılıyor. Avrupa, PYD/PKK terör örgütüne, batılı DEAŞ’lı teröristlerin bölgeden ayrılmaması karşılığında silah, para ve meşrutiyet vaat ediyor. DEAŞ’lıların bir kısmı hapisten kurtulma karşılığında PYD çatısı altında Türkiye’ye karşı eylem yapmaya teşvik ediliyor. Bir kısmı sözde mahkemelerde yargılanıp, ömür boyu hapis cezasına çarptırılıp kilit altına alınıyor. Ve bu yapılan yargılama batılı ülkeler tarafından meşru kabul ediliyor. Hiç ıslah edilemeyenler ise infaz ediliyor. Bu adi pazarlık içerisinde, ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere batılı ülkeler, PYD/PKK’ya silah altına alınanların, hapis veya infaz edilenlerin her biri için ayrı ayrı para ödüyor, silah yardımı yapıyor ve kendi ülkelerinde PYD/PKK’ya alan açıyor. Küresel güçler, II. Dünya Savaşından sonra enerji kaynakları veya stratejik açıdan önemli olan bölgeleri, kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek için 200’e yakın terör örgütü kurdu. Yüz binlerce masum insanın ölümüne, milyonlarca insanın mülteci olmasına neden oldular. Bu terör örgütleri sayesinde, küresel güçlerin hizmetindeki silah ve uyuşturucu tacirleri milyarlarca doları ABD ve Batılı ülkelere aktardı. Şimdi ise Avrupa’nın kullandığı terör örgütlerinin başında PKK/PYD geliyor. Öyle ki Brüksel’ deki AP merkezini PKK/PYD, FETÖ ve Ermeni diasporasının üssü haline gelmesine göz yumuyor. Şu bir gerçek ki Türkiye aleyhine faaliyet gösteren ve Avrupa’dan çok ciddi destek alan terör örgütlerinin tamamı tarihin çöplüğüne gömüleceklerdir. Biz de dernek olarak, mail yoluyla AP’nin tüm üyelerine bildikleri bu gerçekleri bir kez daha hatırlatıp, Türk kamuoyunun da Avrupa’nın gerçek yüzü ve niyetinin ne olduğunun tam olarak farkında olduğunu anlatmaya başladık. Avrupa, Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerinin kalelerinden birine dönüşmüştür” açıklamalarında bulundu. İHA