Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sözer Akyıldırım, TRT Erzurum Radyosu” Bölgenin Sesi “Programında, Şeb-İ Yelda Gecesi ve Nardugan Bayramını anlattı.
İrfan TARAKÇIOĞLU-Pusula
Iğdır Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Sözer Akyıldırım Iğdır’da, unutulmaya yüz tutan kadim kültürel değerlerden olan Şeb-i Yelda ve Nardugan Bayramıyla ilgili belgiler verdi.
Şeb-i Yelda
21 Aralık'ta güneş ışınları Oğlak Dönencesi'ne dik geldiğini ifade eden Akyıldırım, “ Her yılın 21 Aralık günü yaşanan en uzun gecesi, yani kış gündönümünün bir diğer adı 'Şeb-i Yelda'dır. Başta İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Türkiye olmak üzere birçok ülkede Şeb-i Yelda günü kutlamaları yapılır.
Bölgelere göre değişiklikler göstermekle birlikte, İran'da ve Azerbaycan'da yapılan Şeb-i Yelda kutlamalarında, ailenin en büyüğünün evinde toplanılır. Başta karpuz ve nar olmak üzere hemen her tür yiyecek hazırlanır, sabah güneşin doğuşuna şahit olana kadar bu gelenek devam eder.
Şeb-i Yelda kış mevsiminin başlangıcı, yeni yılın başı olarak da bilinirdi. Fakat en uzun gece olması nedeniyle de, gece bitip sabah güneş doğana kadar yemekler yenir, eğlenceler düzenlenirdi. Bugün bile başta İran olmak üzere birçok yerde, Şeb-i Yelda günü kutlamaları yapılır.
Nardugan
Bu kutlamada amaç bir taraftan en uzun gecenin karanlığında gelecek kötülükleri engellemek, diğer taraftan da güneşin doğuşuna şahit olarak kötülüklerin bitimine şahit olmaktır.
Türkler tarih sayfalarında yer almaya başladıkları ilk dönemlerden beri yeni yılı Akçam ağaçlarını süsleyerek, ateş yakararak ve dans ederek kutlarlar. Bu özel güne “Nardugan Bayramı” adı verilmiştir. Nardugan Bayramı farklı Türk topluluklarında çeşitli şekillerde isimlendirilmiştir. “Koyaş Tuğa”, “Nardugan”, “Mardugan”, “Raştua”, “Nartavan”, “Nartukan”, “Nardava”, “Nardvan” bu isimlendirmelerden birkaç tanesidir.
Asya Türkleri gecelerin kısalıp günlerin uzamaya başladığı dönemde akçam ağacını süslerler, ateş yakıp etrafında dans ederlerdi. Bu gelenek halen devam etmekte ve Nardugan Bayramı adıyla bilinmektedir. ‘Nar’ ateş ve ‘dugan’ doğan demek olduğundan Nardugan “doğan güneş”, yani uzayan gün anlamını taşır. Hayat ağacına bağlı bir diğer inanç da bu ağacın göğü tuttuğu ve göğün insanların üstüne çökmesine engel olduğudur. Noel ağacı süslemesi de Asya kökenli olup, Türklerin Avrupa’ya hediye ettiği bir kadim inançtan türemişti”r.
İrfan TARAKÇIOĞLU-Pusula
Iğdır Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Sözer Akyıldırım Iğdır’da, unutulmaya yüz tutan kadim kültürel değerlerden olan Şeb-i Yelda ve Nardugan Bayramıyla ilgili belgiler verdi.
Şeb-i Yelda
21 Aralık'ta güneş ışınları Oğlak Dönencesi'ne dik geldiğini ifade eden Akyıldırım, “ Her yılın 21 Aralık günü yaşanan en uzun gecesi, yani kış gündönümünün bir diğer adı 'Şeb-i Yelda'dır. Başta İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Türkiye olmak üzere birçok ülkede Şeb-i Yelda günü kutlamaları yapılır.
Bölgelere göre değişiklikler göstermekle birlikte, İran'da ve Azerbaycan'da yapılan Şeb-i Yelda kutlamalarında, ailenin en büyüğünün evinde toplanılır. Başta karpuz ve nar olmak üzere hemen her tür yiyecek hazırlanır, sabah güneşin doğuşuna şahit olana kadar bu gelenek devam eder.
Şeb-i Yelda kış mevsiminin başlangıcı, yeni yılın başı olarak da bilinirdi. Fakat en uzun gece olması nedeniyle de, gece bitip sabah güneş doğana kadar yemekler yenir, eğlenceler düzenlenirdi. Bugün bile başta İran olmak üzere birçok yerde, Şeb-i Yelda günü kutlamaları yapılır.
Nardugan
Bu kutlamada amaç bir taraftan en uzun gecenin karanlığında gelecek kötülükleri engellemek, diğer taraftan da güneşin doğuşuna şahit olarak kötülüklerin bitimine şahit olmaktır.
Türkler tarih sayfalarında yer almaya başladıkları ilk dönemlerden beri yeni yılı Akçam ağaçlarını süsleyerek, ateş yakararak ve dans ederek kutlarlar. Bu özel güne “Nardugan Bayramı” adı verilmiştir. Nardugan Bayramı farklı Türk topluluklarında çeşitli şekillerde isimlendirilmiştir. “Koyaş Tuğa”, “Nardugan”, “Mardugan”, “Raştua”, “Nartavan”, “Nartukan”, “Nardava”, “Nardvan” bu isimlendirmelerden birkaç tanesidir.
Asya Türkleri gecelerin kısalıp günlerin uzamaya başladığı dönemde akçam ağacını süslerler, ateş yakıp etrafında dans ederlerdi. Bu gelenek halen devam etmekte ve Nardugan Bayramı adıyla bilinmektedir. ‘Nar’ ateş ve ‘dugan’ doğan demek olduğundan Nardugan “doğan güneş”, yani uzayan gün anlamını taşır. Hayat ağacına bağlı bir diğer inanç da bu ağacın göğü tuttuğu ve göğün insanların üstüne çökmesine engel olduğudur. Noel ağacı süslemesi de Asya kökenli olup, Türklerin Avrupa’ya hediye ettiği bir kadim inançtan türemişti”r.