Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni anayasaya ilişkin, Türkiye’nin siyasi ve hukuki istikrarı için üzerlerine düşeni harfiyen yapacaklarını belirterek, "Milliyetçi Hareket Partisi, parlamenter sistemin revize edilip reforma tabi tutularak devamından yanadır. Ancak milletimize görüşünü sormanın, filli çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahsurlu ve sakıncalı tarafını da görmeyecektir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Geçen haftaki grup toplantısında yeni anayasa ekseninde yaptığı değerlendirmelerin hafta boyunca tüm yönleriyle tartışıldığını vurgulayan Bahçeli, "Başkanlık sistemine destek verip vermediğimiz, referanduma yeşil ışık yakıp yakmadığımız, neyi kast edip etmediğimiz, Allah var ya herkesin gündemini epey işgal etmiştir. Niyet okuyucular yine işbaşı yapmışlardır. Anlam krizi yaşayan biçareler yine kendilerini belli etmişlerdir. Leb demeden leblebiyi anlarım diyen ileri zekalılar mangalda kül bırakmamışlardır. Art niyetli kalem ve söz sahipleri ise makineli yuvası gibi üzerimize gelmişler, itham ve iftira oklarını pervasızca fırlatmışlardır. Bereket versin, biz ne dediğimizin bilincindeyiz, nereye varmak istediğimizin farkındayız. Dedim ki, Türkiye’de filli bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi yasa ve Anayasaya uygun değildir ve de suç işlenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık yapmaktadır. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır. Ya dedim, Sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık zorlamasından vazgeçsin, ki bizim açımızdan en doğru olanı budur. Ya da dedim, filli durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemleri aransın. Bunları anlamayan varsa, sözüm söz olsun, heceleye heceleye, yeni baştan alfabeyi öğretir gibi anlatmaya varım ve hazırım. Diğer yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanlık sistemiyle ilgili inadı sürecekse, yani filli dayatma ve zorlamadan geri dönmeyecekse, o zaman karşımıza iki seçenek çıkacaktır yorumunu yaptım. İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM’ne getirmelidir. Sanıyorum bu ifadelerin anlaşılamayan bir yanı yoktur. İkinci olarak da, bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. Söylediklerim aynısıyla böyleydi. Bunun üzerine komut almışçasına sırayla saldıranların ağızından öylesine suçlamalar duyuldu ki, şaşırmamak, hayrete kapılmamak imkansızdır. AKP’nin stepnesi, koltuk değneği, yedek lastiği, bastonu, kurtarıcı meleği dediler. Başkanlığı saraya altın tepsi içinde sunduğumuzu söylediler. Bindiğimiz dalı kestiğimizi uydurdular. İhanetle verkaça girdiklerini unutup AKP’ye pas verdiğimizi dillerine doladılar. Gizli görüşmeler yaptığımızı dillendirdiler. Arka kapı diplomasisi yürüttüğümüzü ifade ettiler. İmaret yapılmadan öbek öbek dizilen dilenciler gibi karşımıza dizilenler eğer düştükleri denizde yılana sarılıp zehir almadılarsa kesinlikle hakaret ve hezeyanın dibine kadar batmışlardır. Ahmak ata binerse bey oldum sanırmış, şalgam aşa girerse yağ oldum sanırmış, bunların ki tam da budur. Bu şahıslara tavsiyem şudur, söz biliyorsanız söyleyin inansınlar; bilmiyorsanız susun da alayınızı adam sansınlar" eleştirisinde bulundu.
"Türk milleti ne derse, baş göz üstüne diyerek gereği neyse seve seve yaparız"
Milliyetçi Hareket Partisi’nin ne dediğinin belli olduğunu kaydeden Bahçeli, "Hükümet sistemi üzerinde yapılan tehlikeli oynamalar, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamalar rejim krizine dönüşebilecektir. Ya filli durum düzelsin, evli evine, köylü köyüne dönsün. Ya da filli durum hukuki boyut kazanarak Türkiye derin bir nefes alsın, hukuksuzluk ve Anayasa ihlalleri son bulsun. Biz millete gitmekten korkmayız. Bunda da mahsur görmeyiz. Ve de Türk milleti ne derse, neye karar verirse baş göz üstüne diyerek gereği neyse seve seve yaparız. Biz ezelden ebede Hakk’ın yolunda, milletin yanındayız. Adında halk olan, halkın partisi olduğunu iddia eden CHP niye celalleniyor, niye rahatsız oluyor? PKK’yla kuytu köşelerde fiskos yaparken, HDP’nin aparatı, PKK’nın siyasi sim kartı olurken bir şey olmuyor da, biz bir teklifle gelince mi kıyamet kopuyor? Hem kaçmak, hem de davul çalmak siyasi ahlaka sığar mı? Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olurmuş, biz devrilmeden yola devam edilsin istiyoruz. Demirin tavında dövüleceğini söylüyoruz. 15 Temmuz’dan sonra bambaşka bir Türkiye tablosuyla karşılaştığımızı, çok yüksek risk ve tehditlerle boğuşmak durumunda olduğumuzu üstüne basa basa belirtiyoruz. Hukuksuzluğun bir devlet kaybına neden olabileceğini sürekli vurguluyoruz. Gerçi şunu da biliyoruz ki, CHP’li sözcülere, ekran ve gazete köşelerinde saldırgan tutum takınan zevata ne desek boştur. Çünkü tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin. CHP ve yandaşları düğüne giderler zurna beğenmezler, hamama giderler kurna beğenmezler. Bunlar Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanımıyorlar, tanımak istemiyorlar. FETÖ’cüler, mandacılar, bölücüler, Türkiye’nin varlığını çekemeyen mihraklar bir de kendilerine aydınlıkçı diyenler üzüm üzüme baka baka nasıl kararıyorsa, birbirilerini göre göre, duya duya her tarafları zifte bulanmıştır. CHP’nin bu tuzağa düşmesi akla zarar, siyasi geçmişine haksızlıktır. Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatırmış, biz konuşunca devreye girenlerin nifak saçan dillerini telaşla uzatmaları ise sefilliklerini örtemeyecektir. İçleri çıfıt çarşısına dönenlerden öğrenecek bir şeyimiz de yoktur. Bunlara diyorum ki, yağ mı yoğurttan yoğurt mu yağdan çıkar, yakında görürsünüz. Az bekleyin, biraz daha sabredin" dedi.
"Aziz milletimize herhangi bir sorunun ve muammanın çözümü için müracaat etmekten en ufak tereddüt göstermeyiz"
"Biz şartlar oluşursa, egemenliğin sahibi aziz milletimize herhangi bir sorunun ve muammanın çözümü için müracaat etmekten en ufak tereddüt göstermeyiz" diyen Bahçeli, "Bu nedenle diyorum ki, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Zahmetsiz rahmet olmayacağı meydandadır. Gerekirse zahmet çekeriz, çileye katlanırız; ama Türkiye’nin siyasi ve hukuki istikrarı için üzerimize düşeni harfiyen yaparız. Milliyetçi Hareket Partisi parlamenter sistemin revize edilip reforma tabi tutularak devamından yanadır. Ancak milletimize görüşünü sormanın, filli çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahsurlu ve sakıncalı tarafını da görmeyecektir. Yağmur nereye yağsa tarlasını oraya taşıyanlara diyeceğimiz bir şey yoktur, zira onlarla uzlaşma vasat ve vaktimiz de bulunmayacaktır. Türk milletine güveniyorum, AKP’nin Anayasa hazırlığını TBMM’ye getirmesi, ilke ve hassasiyetlerimizi gözetmesi halinde sağlıklı ve makul bir neticenin alınacağına yürekten inanıyorum" açıklamasında bulundu.
İHA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Geçen haftaki grup toplantısında yeni anayasa ekseninde yaptığı değerlendirmelerin hafta boyunca tüm yönleriyle tartışıldığını vurgulayan Bahçeli, "Başkanlık sistemine destek verip vermediğimiz, referanduma yeşil ışık yakıp yakmadığımız, neyi kast edip etmediğimiz, Allah var ya herkesin gündemini epey işgal etmiştir. Niyet okuyucular yine işbaşı yapmışlardır. Anlam krizi yaşayan biçareler yine kendilerini belli etmişlerdir. Leb demeden leblebiyi anlarım diyen ileri zekalılar mangalda kül bırakmamışlardır. Art niyetli kalem ve söz sahipleri ise makineli yuvası gibi üzerimize gelmişler, itham ve iftira oklarını pervasızca fırlatmışlardır. Bereket versin, biz ne dediğimizin bilincindeyiz, nereye varmak istediğimizin farkındayız. Dedim ki, Türkiye’de filli bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi yasa ve Anayasaya uygun değildir ve de suç işlenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık yapmaktadır. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır. Ya dedim, Sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık zorlamasından vazgeçsin, ki bizim açımızdan en doğru olanı budur. Ya da dedim, filli durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemleri aransın. Bunları anlamayan varsa, sözüm söz olsun, heceleye heceleye, yeni baştan alfabeyi öğretir gibi anlatmaya varım ve hazırım. Diğer yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanlık sistemiyle ilgili inadı sürecekse, yani filli dayatma ve zorlamadan geri dönmeyecekse, o zaman karşımıza iki seçenek çıkacaktır yorumunu yaptım. İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM’ne getirmelidir. Sanıyorum bu ifadelerin anlaşılamayan bir yanı yoktur. İkinci olarak da, bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. Söylediklerim aynısıyla böyleydi. Bunun üzerine komut almışçasına sırayla saldıranların ağızından öylesine suçlamalar duyuldu ki, şaşırmamak, hayrete kapılmamak imkansızdır. AKP’nin stepnesi, koltuk değneği, yedek lastiği, bastonu, kurtarıcı meleği dediler. Başkanlığı saraya altın tepsi içinde sunduğumuzu söylediler. Bindiğimiz dalı kestiğimizi uydurdular. İhanetle verkaça girdiklerini unutup AKP’ye pas verdiğimizi dillerine doladılar. Gizli görüşmeler yaptığımızı dillendirdiler. Arka kapı diplomasisi yürüttüğümüzü ifade ettiler. İmaret yapılmadan öbek öbek dizilen dilenciler gibi karşımıza dizilenler eğer düştükleri denizde yılana sarılıp zehir almadılarsa kesinlikle hakaret ve hezeyanın dibine kadar batmışlardır. Ahmak ata binerse bey oldum sanırmış, şalgam aşa girerse yağ oldum sanırmış, bunların ki tam da budur. Bu şahıslara tavsiyem şudur, söz biliyorsanız söyleyin inansınlar; bilmiyorsanız susun da alayınızı adam sansınlar" eleştirisinde bulundu.
"Türk milleti ne derse, baş göz üstüne diyerek gereği neyse seve seve yaparız"
Milliyetçi Hareket Partisi’nin ne dediğinin belli olduğunu kaydeden Bahçeli, "Hükümet sistemi üzerinde yapılan tehlikeli oynamalar, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamalar rejim krizine dönüşebilecektir. Ya filli durum düzelsin, evli evine, köylü köyüne dönsün. Ya da filli durum hukuki boyut kazanarak Türkiye derin bir nefes alsın, hukuksuzluk ve Anayasa ihlalleri son bulsun. Biz millete gitmekten korkmayız. Bunda da mahsur görmeyiz. Ve de Türk milleti ne derse, neye karar verirse baş göz üstüne diyerek gereği neyse seve seve yaparız. Biz ezelden ebede Hakk’ın yolunda, milletin yanındayız. Adında halk olan, halkın partisi olduğunu iddia eden CHP niye celalleniyor, niye rahatsız oluyor? PKK’yla kuytu köşelerde fiskos yaparken, HDP’nin aparatı, PKK’nın siyasi sim kartı olurken bir şey olmuyor da, biz bir teklifle gelince mi kıyamet kopuyor? Hem kaçmak, hem de davul çalmak siyasi ahlaka sığar mı? Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olurmuş, biz devrilmeden yola devam edilsin istiyoruz. Demirin tavında dövüleceğini söylüyoruz. 15 Temmuz’dan sonra bambaşka bir Türkiye tablosuyla karşılaştığımızı, çok yüksek risk ve tehditlerle boğuşmak durumunda olduğumuzu üstüne basa basa belirtiyoruz. Hukuksuzluğun bir devlet kaybına neden olabileceğini sürekli vurguluyoruz. Gerçi şunu da biliyoruz ki, CHP’li sözcülere, ekran ve gazete köşelerinde saldırgan tutum takınan zevata ne desek boştur. Çünkü tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin. CHP ve yandaşları düğüne giderler zurna beğenmezler, hamama giderler kurna beğenmezler. Bunlar Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanımıyorlar, tanımak istemiyorlar. FETÖ’cüler, mandacılar, bölücüler, Türkiye’nin varlığını çekemeyen mihraklar bir de kendilerine aydınlıkçı diyenler üzüm üzüme baka baka nasıl kararıyorsa, birbirilerini göre göre, duya duya her tarafları zifte bulanmıştır. CHP’nin bu tuzağa düşmesi akla zarar, siyasi geçmişine haksızlıktır. Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatırmış, biz konuşunca devreye girenlerin nifak saçan dillerini telaşla uzatmaları ise sefilliklerini örtemeyecektir. İçleri çıfıt çarşısına dönenlerden öğrenecek bir şeyimiz de yoktur. Bunlara diyorum ki, yağ mı yoğurttan yoğurt mu yağdan çıkar, yakında görürsünüz. Az bekleyin, biraz daha sabredin" dedi.
"Aziz milletimize herhangi bir sorunun ve muammanın çözümü için müracaat etmekten en ufak tereddüt göstermeyiz"
"Biz şartlar oluşursa, egemenliğin sahibi aziz milletimize herhangi bir sorunun ve muammanın çözümü için müracaat etmekten en ufak tereddüt göstermeyiz" diyen Bahçeli, "Bu nedenle diyorum ki, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Zahmetsiz rahmet olmayacağı meydandadır. Gerekirse zahmet çekeriz, çileye katlanırız; ama Türkiye’nin siyasi ve hukuki istikrarı için üzerimize düşeni harfiyen yaparız. Milliyetçi Hareket Partisi parlamenter sistemin revize edilip reforma tabi tutularak devamından yanadır. Ancak milletimize görüşünü sormanın, filli çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir mahsurlu ve sakıncalı tarafını da görmeyecektir. Yağmur nereye yağsa tarlasını oraya taşıyanlara diyeceğimiz bir şey yoktur, zira onlarla uzlaşma vasat ve vaktimiz de bulunmayacaktır. Türk milletine güveniyorum, AKP’nin Anayasa hazırlığını TBMM’ye getirmesi, ilke ve hassasiyetlerimizi gözetmesi halinde sağlıklı ve makul bir neticenin alınacağına yürekten inanıyorum" açıklamasında bulundu.
İHA