
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, özellikle son 3 günlük dönemde hava sıcaklıklarında ani düşüşler sonucu don, kar, dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldıklarına işaret ederek 2014'ten sonra tarihin en büyük zirai don olaylarından birini yaşadıklarına dikkat çekti.
Bakanlığın teyakkuza geçmesi ile birlikte gözler tarım ve hayvancılık şehri Erzurum’a çevrildi. Ülke genelinde özellikle elma ve kayısı ağaçlarında yaşanan zirai don kenti adeta teğet geçti. Kış süresi uzun olan Erzurum’da yazlık ekim henüz yapılmadığı için hububatta zarar meydana gelmezken sebze ve meyve fidelerinin henüz dikilmemiş olması çiftçiyi olası felaketten kurtardı.
Erzurum etkilenmedi
Erzurum İl Tarım Ve Orman Müdürü Alpaslan Kenger konuya ilişkin olarak, “İlimizde büyük oranda zarar gören tarla ve bahçe yok. Sadece güzlük ekilen tarlalarda bir miktar don olayı gerçekleşti, bu da küçük bir oran. Sorun teşkil etmiyor. Burası bir kış memleketi olduğu için iklim zaten yazlık ekime uygun değil. Bunun avantajını yaşıyoruz. Bizim daha meyve fidelerimiz çiçek açmadı, dolayısıyla zirai dondan etkilenme olmadı. Hava ne kadar eksi derecelerde olursa olsun hububata da zarar vermiyor” diye konuştu.
Yazlık ekim gecikti
Güzlük ekilen tarların bir kısmında üşüme yaşandığını ifade eden çiftçi Şahset Karaman ise, “ Güzlük ektiğimiz tarlalarımızın yüzde 10-15’lik kısmında zirai don var. Genel olarak bir sorun yok. Ama kış mevsimi uzadığı için yazlık ekim gecikti” dedi.
Bakanlık teyakkuzda
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, olumsuz hava koşulları sonucu 2014'te yaşanan büyük zirai don olayından sonra tarihin en büyük zirai don olaylarından birini yaşadıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Tüm üreticilerimize, çiftçilerimize büyük geçmiş olsun. Bakanlık olarak günlerdir olumsuz etkiyi en aza indirmek için 7 gün 24 saat sahada ve üreticimizin yanındayız. Bütün ekiplerimiz tespit çalışmalarını sürdürüyor. Don ve doludan etkilenen üreticilerimiz, tarım ve orman il ve ilçe müdürlüklerimize, sigortalı üreticilerimiz de Alo TARSİM 172 İhbar Hattı'na ve acentelerine hasar ihbarında bulunabilirler. Bakanlık olarak her zaman olduğu gibi, son yılların en geniş alanı kapsayan bu don olayı sonrasında da üretimin devamlılığını sağlamak üzere üreticilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Tekraren üreticilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim memleketimizi her türlü afetten korusun."
Uzmanından ‘tedbir’ vurgusu
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, zirai don için alınacak tedbirleri sıraladı. Yağanoğlu, “Don riski yüksek seralarda ısıtma sistemleri, açık alandaki genç meyve fidanlarında örtüleme ve rüzgâr makineleri etkin bir koruma sağlıyor. Yerel yönetimler ve Tarım Kredi Kooperatifleri iş birliğiyle rüzgâr türbinli hava karıştırıcı alımlarına hibe desteği sağlanmalı, böylece bu ekipmanların maliyeti düşürülerek daha fazla çiftçi tarafından kullanılabilir hale getirilmeli. Yalıtımlı sera malzemeleri için düşük faizli kredi imkanları sunulmalı, bu sayede seraların ısı yalıtımı artırılarak enerji maliyetleri de azaltılmış olacak. Gece örtü sistemleri (anti-frost battaniyeleri) için toplu alım indirimleri sağlanarak, bu malzemeler daha uygun fiyatlarla temin edilebilir. Ayrıca, bu örtülerin nasıl kullanılacağı konusunda çiftçilere eğitimler verilmeli. Donmaya dayanıklı bitki türlerinin geliştirilmesi için Ar-Ge çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılmalı. Bu sayede, gelecekte don olaylarından daha az etkilenen ürünler yetiştirilebilir. Çiftçilere yönelik eğitim programları düzenlenerek, donla mücadele yöntemleri hakkında bilgi verilmeli. Bu programlarda, hem teorik bilgiler hem de pratik uygulamalar yer almalıdır. Üniversiteler, araştırma enstitüleri, tarım örgütleri ve kamu kurumları arasında işbirliği güçlendirilerek, donla mücadele konusunda ortak projeler yürütülmeli.
Devlet ve üretici el ele vermeli
Doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti artarken, tarım sektörünün dayanıklılığı için hem devlet hem de üretici el ele vermeli. Sigortanın yaygınlaşması ve prim yükünün hafifletilmesi, erken uyarı sistemlerinin işlerliği ve teknik ekipman desteği; donun tarıma verdiği zararı asgariye indirecek temel başlıklardır. Gıda güvenliğimiz ve çiftçimizin refahı için bu adımların acilen hayata geçirilmesi, hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım ki, tarım sadece bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda bir yaşam kaynağıdır. Çiftçilerimizin emeklerinin korunması, geleceğimizin korunması demek.”
Nesrin DEMİR