Türkiye, 2007-2012 tarihleri arasında iktidarın asıl sahibi gibi hareket eden FETÖ şer örgütüyle kıyasıya bir mücadeleye sahne oldu. Kavga aslında milli unsurlar ile küreselciler arasında yaşanmaktaydı. Şer örgütünün bir mankurt gibi yetiştirdiği sızıntılar sayısız operasyon ile Erdoğan’ı yok emek istiyorlardı. Erdoğan’sız Ak Parti planı, 17/25 Aralık operasyonu, MİT Müsteşarına operasyon, MİT tırları operasyonu bu amaca matuftu.
Başarısızlık FETÖ’yü caydırmamıştı. Nihayet 15 Temmuz 2016 tarihi hain örgütün son operasyonu oldu. Şükürler olsun ki, başarısız oldular. Darbe sonrası devlet adeta yeniden doğuyordu. Türk tipi Başkanlık Sistemi Büyük Türkiye için önemli bir dönemeç oldu. Türkiye, artık savunma sanayiinde büyük adımlar atıyordu. Karada, Denizde ve Havada dev adımlar ardı ardına geldi.
Türkiye’nin ‘Altın Oranı’ yakalanmış gibiydi.
Peki bu altın oran nedir?
Altın Oran tarih boyunca Altın kesit, Altın bölüm, İlahi oran, vb. gibi birçok farklı isim kullanılmıştır. Altın oran yaklaşımı ile her şeyin estetik açıdan mükemmel olacağına inanılır. Bu inanış hatta birçok bilim insanının da araştırmalarına konu olmuş ve doğadaki canlılar üzerinde inceleme yapılmasına vesile olmuştur. Öyle ki bazı canlıların altın oran mükemmeliyetine sahip olduğu görülür.
Devletler için de altın oran vardır!
Erdoğan liderliğinde bu altın oranın gerçekleştiğini ifade etmek gerekiyor.
Bir anket gördüm. 69.bin kişi arasında yapılan ankete göre Türkiye'de en güvenilen 10 isim araştırılmış. Recep Tayyip Erdogan, Devlet Bahçeli, Hakan Fidan, Mevlüt Çavuşoğlu, Selçuk Bayraktar, Hulusi Akar, Berat Albayrak, Süleyman Soylu, Fahrettin Altun, İbrâhim Kalın olarak sıralanan bu anket önemli ancak yeterli değil bence.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk; velhasıl bütün kabine neredeyse kusursuz çalışıyorlar.
Türkiye’nin altın oranı yakalamış olması başarılar ile tescillenmiş bulunuyor. Böyle bir oranın parlamenter sistemle yakalanabilme ihtimali bulunmuyor. Kabinenin başarısını biraz da sorunların ortaya çıkması ve çözüm şekliyle daha kolay anlayabiliyoruz.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, pandemi ani salgın ile adeta parladı. Korona salgınının yönetilmesi taraflı tarafsız kesimlerin taktirini kazanmakla kalmadı, dış dünyadan ciddi ilgi uyandırdığını küresel medyanın ilgisinden gördük.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu terörle mücadelede, deprem bölgesinde, sel felaketinde sürekli görmemizin sebebi onun yürüttüğü çalışmaların sonucuydu. Tarım Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin başarısı, tarım alanındaki gelişmeler, orman yangınlarını önleme ve çıkan yangınların söndürülme hızında daha iyi kavradık.
Dünya çapında eğitim pandemi süreciyle kesintiye uğrarken, sürece en hazır eğitim faaliyetini Türkiye yönetti. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ve ilgili kurumların uzaktan eğitimdeki alt yapıyı kısa sürede öğrencilerin hizmetine sunabilmesi çok anlamlıydı.
Yani Türkiye “altın oranı” yakalamış gibiydi.
Sonuçlar bunu göstermiyor mu?
Başarısızlık FETÖ’yü caydırmamıştı. Nihayet 15 Temmuz 2016 tarihi hain örgütün son operasyonu oldu. Şükürler olsun ki, başarısız oldular. Darbe sonrası devlet adeta yeniden doğuyordu. Türk tipi Başkanlık Sistemi Büyük Türkiye için önemli bir dönemeç oldu. Türkiye, artık savunma sanayiinde büyük adımlar atıyordu. Karada, Denizde ve Havada dev adımlar ardı ardına geldi.
Türkiye’nin ‘Altın Oranı’ yakalanmış gibiydi.
Peki bu altın oran nedir?
Altın Oran tarih boyunca Altın kesit, Altın bölüm, İlahi oran, vb. gibi birçok farklı isim kullanılmıştır. Altın oran yaklaşımı ile her şeyin estetik açıdan mükemmel olacağına inanılır. Bu inanış hatta birçok bilim insanının da araştırmalarına konu olmuş ve doğadaki canlılar üzerinde inceleme yapılmasına vesile olmuştur. Öyle ki bazı canlıların altın oran mükemmeliyetine sahip olduğu görülür.
Devletler için de altın oran vardır!
Erdoğan liderliğinde bu altın oranın gerçekleştiğini ifade etmek gerekiyor.
Bir anket gördüm. 69.bin kişi arasında yapılan ankete göre Türkiye'de en güvenilen 10 isim araştırılmış. Recep Tayyip Erdogan, Devlet Bahçeli, Hakan Fidan, Mevlüt Çavuşoğlu, Selçuk Bayraktar, Hulusi Akar, Berat Albayrak, Süleyman Soylu, Fahrettin Altun, İbrâhim Kalın olarak sıralanan bu anket önemli ancak yeterli değil bence.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk; velhasıl bütün kabine neredeyse kusursuz çalışıyorlar.
Türkiye’nin altın oranı yakalamış olması başarılar ile tescillenmiş bulunuyor. Böyle bir oranın parlamenter sistemle yakalanabilme ihtimali bulunmuyor. Kabinenin başarısını biraz da sorunların ortaya çıkması ve çözüm şekliyle daha kolay anlayabiliyoruz.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, pandemi ani salgın ile adeta parladı. Korona salgınının yönetilmesi taraflı tarafsız kesimlerin taktirini kazanmakla kalmadı, dış dünyadan ciddi ilgi uyandırdığını küresel medyanın ilgisinden gördük.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu terörle mücadelede, deprem bölgesinde, sel felaketinde sürekli görmemizin sebebi onun yürüttüğü çalışmaların sonucuydu. Tarım Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin başarısı, tarım alanındaki gelişmeler, orman yangınlarını önleme ve çıkan yangınların söndürülme hızında daha iyi kavradık.
Dünya çapında eğitim pandemi süreciyle kesintiye uğrarken, sürece en hazır eğitim faaliyetini Türkiye yönetti. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ve ilgili kurumların uzaktan eğitimdeki alt yapıyı kısa sürede öğrencilerin hizmetine sunabilmesi çok anlamlıydı.
Yani Türkiye “altın oranı” yakalamış gibiydi.
Sonuçlar bunu göstermiyor mu?