
Türkiye’de 15 ilin risk altında olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ: “Uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede yeni bir dönem başlıyor”
AB’ye uyuşturucu mesajı
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Akdağ, uyuşturucu ve bağımlılık konusunda ciddi bir çalışma içerisinde oldukları söyledi. “Avrupa Birliği’ne mesajım var” diyen Akdağ, “Sentetik maddelerin üretilip Türkiye’ye sokulmasına karşı Avrupalı ülkeler tedbir almalıdır” dedi.
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Akdağ, bağımlılıkla ilgili yüksek kurul kurduklarını bildirdi. Prof. Dr. Akdağ, “Uyuşturucuyla ilgili yüksek kurul kuruldu, bağımlılıkla ilgili yüksek kurula dönüştürüyoruz. Türkiye’de 15 şehrimizde risk var. İstanbul ve İzmir başta olmak üzere. Genellikle büyükşehirler bunlar, hızlı şehirleşmenin olduğu yerler. Bu şehirlerimizde atık sularda bağımlılığa neden olan maddeleri izlemeye alacağız” dedi.
Uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullanan kişilerin atıklarında yani atık sularının içine karışan kendi son ürünlerinde özellikle idrarlarında bu uyuşturucuların son metaboliklerin salındığını ifade eden Prof. Dr. Akdağ, “Bugün ki teknoloji bunları izlemeyi mümkün kılıyor. Böylece biz herhangi bir şehirde acaba kullanılan miktar artıyor mu, azalıyor mu? Bunu rahatça takip edebileceğiz. Bu çok önemli bir iş, çünkü diyelim ki daha fazla madde yakaladı emniyet güçleri, kontrol altına aldığınız anlamına mı geliyor? Yoksa Türkiye’ye giren maddeler mi arttı? Bunu kestirmek zor. Bu şekilde biz kullanılan maddenin azalmasına yönelik önümüze bir hedef koyacağız” diye konuştu.
Mücadelenin ikinci önemli ayağında ise piyasada bunların satış fiyatlarını, piyasaya arz fiyatlarını da yakın takibe alacaklarını kaydeden Akdağ, “İçişleri Bakanlığımız ve MASAT’la beraber. Bunun da önemi şudur, piyasada bu maddeler ucuzluyorsa, piyasaya daha rahat giriyor anlamına geliyor. Eğer fiyatlar artıyorsa, ülkeye giremiyor, alanı daralıyor anlamına geliyor. Bu iki hususu yakından takip edeceğiz. İşin enteresan bir tarafı da şu; Türkiye bütün Avrupalı ülkelerin yakaladığından daha fazla uyuşturucu yakalıyor. Yani etkin bir mücadelemiz var. Türkiye üzerinden geçirilen bir trafik var öteden beri. Afganistan, İran gibi. Ama son senelerde batıdan bize gelen uyuşturucu var. Avrupalı ülkelere, Avrupa Birliğine buradan benim bir mesajım var, lütfen Türkiye’nin yaptığı etkin kontrolü yapsınlar. Öteden beri bizden bu etkin kontrolü istiyorlardı, Türkiye bunu başarmış bir ülke. Bu sentetik maddelerin üretilip Türkiye’ye sokulmasına karşı Avrupalı ülkeler tedbir almalıdır. İnsanın ruhiyatını, sosyal hayatını mahveden bu zararlı maddelerin üretimine ve satışına engel olacağız. Bir defa bunlar üretilip satışa arz edildiği zaman ondan sonra mücadele ediyorsunuz. Bağımlıları ondan kurtarmak için ama işin en yoğun tarafını bu arz kısmında harcaman gerekiyor. Biz de bunun peşindeyiz” şeklinde konuştu.
“Sağlıkta dönüşümüne ihtiyaç var”
“Orada vatandaşın aynen Türkiye’de olduğu gibi bir sağlık dönüşümüne ihtiyacı var” diyen Akdağ, “Bunu bize vatandaş beyan ediyor gittiği zaman. En öne çıkan hususlardan birisi bu. Mükemmel bir hastane yapacağız. Biz şimdi yolumuza bakıyoruz. Yani biz orayı kalkındıracağız. Yani Rum tarafı bir çözüme yanaşmadı diye, Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimizin oradaki Türklerin ne huzurunu bozdururuz, ne de refahının gelişmesine onlar engel olabilirler. Biz orayı geliştirmeye devam edeceğiz. Şu anda ben hep ona odaklanmış durumdayım. Kuzey Kıbrıs’ta görüşmediğim bir grup kalmadı. Siyasetçi arkadaşlarımızla zaten tabii olarak görüşüyoruz. Basınla, üniversitelerle, sivil toplumla, ticaret erbabıyla, köylere girdim çıktım. Şu anda Kuzey Kıbrıs’ın her tarafını gezmiş durumdayım. Güzelyurt’tan başladık, Karpas tarafına gittik, Gazimağusa’ya gittik, Girne’ye geçtik, ülkeyi tanıdık. Allaha şükür bu kadar da tecrübemiz var. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücüyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genç, iyi eğitilmiş potansiyelini bir araya getiriyoruz. 2017-18-19 için 3,5 milyar liralık bir işbirliği anlaşmamız var. Bunu en uygun projelerle orada Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimiz için harcayacağız. Onlar bizim için şunu hissediyorlar, Türkiye bizim için vazgeçilmezdir. Biz onlar için şunu hissediyoruz, Kuzey Kıbrıs bizim için vazgeçilmezdir” dedi.
“Kuzey Kıbrıslıların ve Türkiye’nin haklarını kimseye yedirmeyiz”
Doğalgaz ya da petrol meselesinde Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıslıların ve Türkiye’nin haklarını kimseye yedirmeyeceklerini belirten Akdağ, “Bu arada bu hidrokarbonlar için, doğalgaz ya da petrol meselesinde Doğu Akdeniz’de bir hak varsa o hususta da Kuzey Kıbrıslıların ve Türkiye’nin haklarını kimseye yedirmeyiz. Bunu bütün dünya devletlerinin bilmesi lazım. Sadece Rum tarafıyla anlaşmalar yaparak, oradan biz gaz çıkarılması, petrol çıkarılması bu mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu. iha
AB’ye uyuşturucu mesajı
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Akdağ, uyuşturucu ve bağımlılık konusunda ciddi bir çalışma içerisinde oldukları söyledi. “Avrupa Birliği’ne mesajım var” diyen Akdağ, “Sentetik maddelerin üretilip Türkiye’ye sokulmasına karşı Avrupalı ülkeler tedbir almalıdır” dedi.
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Akdağ, bağımlılıkla ilgili yüksek kurul kurduklarını bildirdi. Prof. Dr. Akdağ, “Uyuşturucuyla ilgili yüksek kurul kuruldu, bağımlılıkla ilgili yüksek kurula dönüştürüyoruz. Türkiye’de 15 şehrimizde risk var. İstanbul ve İzmir başta olmak üzere. Genellikle büyükşehirler bunlar, hızlı şehirleşmenin olduğu yerler. Bu şehirlerimizde atık sularda bağımlılığa neden olan maddeleri izlemeye alacağız” dedi.
Uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullanan kişilerin atıklarında yani atık sularının içine karışan kendi son ürünlerinde özellikle idrarlarında bu uyuşturucuların son metaboliklerin salındığını ifade eden Prof. Dr. Akdağ, “Bugün ki teknoloji bunları izlemeyi mümkün kılıyor. Böylece biz herhangi bir şehirde acaba kullanılan miktar artıyor mu, azalıyor mu? Bunu rahatça takip edebileceğiz. Bu çok önemli bir iş, çünkü diyelim ki daha fazla madde yakaladı emniyet güçleri, kontrol altına aldığınız anlamına mı geliyor? Yoksa Türkiye’ye giren maddeler mi arttı? Bunu kestirmek zor. Bu şekilde biz kullanılan maddenin azalmasına yönelik önümüze bir hedef koyacağız” diye konuştu.
Mücadelenin ikinci önemli ayağında ise piyasada bunların satış fiyatlarını, piyasaya arz fiyatlarını da yakın takibe alacaklarını kaydeden Akdağ, “İçişleri Bakanlığımız ve MASAT’la beraber. Bunun da önemi şudur, piyasada bu maddeler ucuzluyorsa, piyasaya daha rahat giriyor anlamına geliyor. Eğer fiyatlar artıyorsa, ülkeye giremiyor, alanı daralıyor anlamına geliyor. Bu iki hususu yakından takip edeceğiz. İşin enteresan bir tarafı da şu; Türkiye bütün Avrupalı ülkelerin yakaladığından daha fazla uyuşturucu yakalıyor. Yani etkin bir mücadelemiz var. Türkiye üzerinden geçirilen bir trafik var öteden beri. Afganistan, İran gibi. Ama son senelerde batıdan bize gelen uyuşturucu var. Avrupalı ülkelere, Avrupa Birliğine buradan benim bir mesajım var, lütfen Türkiye’nin yaptığı etkin kontrolü yapsınlar. Öteden beri bizden bu etkin kontrolü istiyorlardı, Türkiye bunu başarmış bir ülke. Bu sentetik maddelerin üretilip Türkiye’ye sokulmasına karşı Avrupalı ülkeler tedbir almalıdır. İnsanın ruhiyatını, sosyal hayatını mahveden bu zararlı maddelerin üretimine ve satışına engel olacağız. Bir defa bunlar üretilip satışa arz edildiği zaman ondan sonra mücadele ediyorsunuz. Bağımlıları ondan kurtarmak için ama işin en yoğun tarafını bu arz kısmında harcaman gerekiyor. Biz de bunun peşindeyiz” şeklinde konuştu.
“Sağlıkta dönüşümüne ihtiyaç var”
“Orada vatandaşın aynen Türkiye’de olduğu gibi bir sağlık dönüşümüne ihtiyacı var” diyen Akdağ, “Bunu bize vatandaş beyan ediyor gittiği zaman. En öne çıkan hususlardan birisi bu. Mükemmel bir hastane yapacağız. Biz şimdi yolumuza bakıyoruz. Yani biz orayı kalkındıracağız. Yani Rum tarafı bir çözüme yanaşmadı diye, Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimizin oradaki Türklerin ne huzurunu bozdururuz, ne de refahının gelişmesine onlar engel olabilirler. Biz orayı geliştirmeye devam edeceğiz. Şu anda ben hep ona odaklanmış durumdayım. Kuzey Kıbrıs’ta görüşmediğim bir grup kalmadı. Siyasetçi arkadaşlarımızla zaten tabii olarak görüşüyoruz. Basınla, üniversitelerle, sivil toplumla, ticaret erbabıyla, köylere girdim çıktım. Şu anda Kuzey Kıbrıs’ın her tarafını gezmiş durumdayım. Güzelyurt’tan başladık, Karpas tarafına gittik, Gazimağusa’ya gittik, Girne’ye geçtik, ülkeyi tanıdık. Allaha şükür bu kadar da tecrübemiz var. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücüyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genç, iyi eğitilmiş potansiyelini bir araya getiriyoruz. 2017-18-19 için 3,5 milyar liralık bir işbirliği anlaşmamız var. Bunu en uygun projelerle orada Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimiz için harcayacağız. Onlar bizim için şunu hissediyorlar, Türkiye bizim için vazgeçilmezdir. Biz onlar için şunu hissediyoruz, Kuzey Kıbrıs bizim için vazgeçilmezdir” dedi.
“Kuzey Kıbrıslıların ve Türkiye’nin haklarını kimseye yedirmeyiz”
Doğalgaz ya da petrol meselesinde Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıslıların ve Türkiye’nin haklarını kimseye yedirmeyeceklerini belirten Akdağ, “Bu arada bu hidrokarbonlar için, doğalgaz ya da petrol meselesinde Doğu Akdeniz’de bir hak varsa o hususta da Kuzey Kıbrıslıların ve Türkiye’nin haklarını kimseye yedirmeyiz. Bunu bütün dünya devletlerinin bilmesi lazım. Sadece Rum tarafıyla anlaşmalar yaparak, oradan biz gaz çıkarılması, petrol çıkarılması bu mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu. iha