Şapka Kanununa muhalefetten 1925 yılında tutuklanan ve Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yargılandıktan sonra 4 Şubat 1926’da vatana ihanet suçlamasıyla idam edilen İskilipli Mehmet Atıf Efendi, 16 Temmuz 1938’de Resmi Gazete’de yayımlanan Genel Af Kanunu kapsamında affedilmişti. Farklı kesimlerin yıllardır "İslam âlimi mi vatan haini mi ?" tartışmalarıyla gündeme getirdiği İskilipli Mehmet Atıf Efendi’yi kabri başında Çorum Valiliği döneminde her yıl ananlardan birisi de şimdiki Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’ydi.
Görevi boyunca Çorum’un İskilip ilçesinde kabri bulunan İskilipli Mehmet Atıf Efendi’nin mezarını ziyaret eden Vali Çiftçi, o dönem sosyal medya üzerinden şahsına yapılan hakaret ve kişilik haklarına ağır saldırı içeren yorumlara dava açmıştı. O davalardan biri de, ‘Vatan hainini anan da vatan hainidir’ yorumunu yapan A.İ. isimli şahıs hakkında "Kamu Görevlisine Alenen Hakaret" suçlamasıyla açıldı. Çorum 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 9 Mayıs’ta görülen davada A.İ. hakkında ‘yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle’ beraat kararı verildi.
Adl-i İlâhi'de davacı olacağım
Pusula’ya konuşan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, “İskilipli Mehmet Atıf Efendi’nin kabrini Çorum Valiliği görevimde her yıl düzenli olarak ziyaret ettim ve fatiha okudum. O dönem kabri başında kendisini andığım ve kabrini ziyaret ettiğim için sosyal medya üzerinden sıkça hakaret içerikli yorumlar yapılıyordu. Eleştiri veya ağır eleştiri içeren yorumlara bir şey demiyorum, ancak fikir hürriyetinin ötesine geçen veya kişilik haklarıma ağır saldırı niteliğinde olan yorumlara karşı avukatım vasıtasıyla, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundum. Savcılık bazı şahıslar hakkında dava açtı, bazıları hakkında soruşturmaya yer olmadığına karar verdi. Hakkında dava açılan kişilerin bazıları mahkeme tarafından suçlu bulunarak mahkum edildi, bazıları da beraat etti. Yüce Türk yargısının vermiş olduğu karara saygım sonsuz. Ancak suçsuz bir mazluma, mağdura, hatta şehide hain yaftasını yapıştıranlar ile şahsıma hain diyenler, bu dünyadaki mahkemede beraat etmiş olabilir. Ancak öbür dünyadaki Mahkeme-i Kübra'da hem ben, hem de inanıyorum ki İskilipli Mehmet Âtıf efendi davacı olacağız. Bu hesap burada bitmez" dedi.
1938 yılında yayımlanan Resmi Gazete’den söz eden Vali Çiftçi, “İskilipli Mehmet Atıf Efendi, Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından şapka konusunda yazdığı bir risâleden dolayı, Vatana İhanet Kanunu'ndan yargılanıp idam cezasına çarptırılıyor. İstiklal Mahkemeleri'nin başkan ve üyeleri hukukçu değil, mahkemede avukatın hukuki yardımından faydalanma imkanı yok, ayrıca verilen karar hemen infaz ediliyor, infazdan sonra karara itiraz edilebiliyor. Düşünün, idam edildikten sonra karara itirazın ne kadar anlamı olabilir ki?
Öte yandan Mustafa Kemal Atatürk ölmeden önce, 16 Temmuz 1938’de çıkan bir Genel Af Kanunu var. Resmi Gazete’de de yayımlanıyor. Resmi Gazete’deki ifade aynen şu şekilde;
"İstiklal mahkemeleri kararı ile mahkum edilmiş olanlar affedilmişlerdir. Bu af, infaz edilmemiş cezalarla, mahkumiyetleri infaz olunanlar hakkında bütün hukuki ve fer’i netayiç (sonuçları) ve tesiratına (etkilerine) şâmildir."
O nedenle İskilipli Mehmet Atıf Efendi’ye bugün resmen vatan haini demek mümkün olmadığı gibi, Mehmet Âtıf Efendi'yi ananları da hâin olarak vasıflandırmak haklı ve hukuki değildir" dedi.
Manolya BULUT-Pusula Gazetesi
HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan yarın bir kanun çıkarıp tüm erkekler şalvar ile gezecek dese... Şalvar giymeyip bu kanuna muhalefet edenler asılsa... Ve yıllarca torunlarına hain diye tanıtılıp anlatılsa... Allah İskilipli Atıf hoca'ya rahmeti ile muamele buyursun. Mekânı cennet olsun. Ruhuna Fatiha
Cumhuriyetin valisi bunları yapmamalı siz maaşınızı bu devletten alıyorsunuz. İskilipliği savunacaksınız istifa edip devlet görevini bırakın. Yarın başkası şeyh şaiti över başkası başka bir istancıyı över sonunda başkası Apo’yu över ve devlet yıkılır. Cumhuriyeti koruyup kollamak en başta size düşer sayın valim. Burası paralel bir devlet değil TC ve sizde onun valisi siniz.