Ülkemizde son zamanlarda çoban ihtiyacının arttığından bahisle, artan ihtiyacı karşılamak için Afganistan'la görüşmeler yürütüldüğü bildirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda Türkiye'de acil olarak 150 bin çobana ihtiyaç olduğunu ve bu ihtiyacı karşılamak için Afgan çobanların istihdamına yönelik çalışmalar yapıldığı açılandı. Peki ne oldu da çoban ihtiyacımızı karşılamakta güçlük çekmeye başladık ve çoban ithali gündeme geldi. Sorunun kaynağını irdelediğimizde, çobanlığın artık çok tercih edilmeyen meslekler arasında olduğunu görüyoruz. Türkiye'de çobanlık mesleğine olan ilginin azalması ve halihazırda bu işi yapan mevcut çobanların da yetersiz çalışma koşulları ve düşük ücretlerden dolayı iş bırakması, önemli bir çoban açığı yaratmıştır. Gelinen noktada hayvancılık sektörü de bu durumdan olumsuz etkilenmeye ve doğal sonucu olarak üretim kayıpları yaşanmaya başlanmıştır. Bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak ve üretim kayıplarının önüne geçmek amacıyla Afgan çoban ithaliyle sorunun çözüleceği düşünülmektedir. Peki neden özellikle Afgan çobanlar? Afgan çobanların tercih edilme sebeplerine baktığımızda Afgan çobanların seçilmesinin bazı noktalarda üreticilere cazip geldiğini görmekteyiz. Afganistan yaşam olarak bu hayat tarzına alışık bir millet. Yani göçebe yaşam tarzına çok da yabancı değiller. Böyle olunca da zorlu koşullara daha dirençli oldukları için daha fazla tercih edilmektedirler. Yine ülkelerindeki yaşam standartları ülkemize kıyasla çok daha düşük olduğu için çok fazla bir ücret beklentileri olmamaktadır. Bu düşük ücret beklentisi de onları daha tercih edilebilir kılmaktadır. Ülkelerinin geçim kaynaklarında hayvancılık önemli olan Afganistan bu noktada da hayvancılık tecrübeleri hayvan bakımından anlamaları sebebiyle tercih edilmektedirler. Görüşme ve hukuki durum nasıl olacak diye baktığımızda, yardımın vize kolaylığı ve buradaki çalışma izni gibi noktalarda olacağı görülüyor. Ancak bu konunun direk bakanlıkça takip edilmesi durumunda çalışma koşulları, ücretler noktasında da birtakım standartların olacağını tahmin ediyorum. Peki ülkemizde mülteci meselesinin en fazla rahatsız edici mesele olduğu ülkemizde bu durum hangi tartışmaları beraberinde getirecek? Çünkü mülteci meselesi kaşınmaya ve siyasi ve politik olarak kullanılmaya çok müsait bir konu.. Eleştirilerin odağında mutlaka öncelikle işsizlik meselesi gelecektir. Afgan çobanların istihdamının, Türkiye'deki işsizler için bir tehdit olabilir mi? Bu mutlak suretle göz önünde bulundurulmalı ve bu haklı endişeler cevaplandırılmalıdır. Yine her zaman eleştiri konusu olan mesele de Afgan çobanların çalışma koşulları olacaktır. Getirilen bu insanlar insan haklarına uygun olarak insani koşullarda çalıştırılmalıdır. Bu onların en doğal hakkıdır. İnsanca çalışma ve barınma koşulları sağlanmadan bu insanların getirilmesi sömürü riskini beraberinde getirir çünkü. Afgan çobanlar zaten dil bariyeri ve yasal statülerindeki belirsizlik nedeniyle mevcut durumda dezavantajlı olmaları sebebiyle sömürüye açık olması riski yüksektir. İşverenler, düşük ücretler, uzun çalışma saatleri ve güvensiz çalışma ortamları gibi kötü çalışma koşullarını dayatabilirler. Bu noktalarda mutlak suretle belli standartlar getirilmelidir. Türkiye'de insanca barınma koşullarına erişimi konusu da insan hakları savunucuları tarafından her zaman endişe ile karşılanmış ve eleştirilmiş konulardandır. Çobanların kalacakları yerlerin hijyenik ve sağlıklı olmaması kendi sağlıkları açısından olumsuzluk yaratacağı gibi halk sağlığı açısından da önemlidir ve salgın hastalık riskini artırabilir. Dil sorunları ve yasal statüleri hukuki standartlara kavuşturulduğunda sağlık hizmetlerine erişimleri de kolaylaşacaktır. Yukarıda da belirttiğim üzere, mülteci konusu ayrı bir hassas olduğu için ayrımcılık ve İstismar noktasında ayrı önlemler alınmalıdır. Afgan çobanların, ırkları ve göçmen statüleri nedeniyle ayrımcılığa ve istismara uğrama riski de bulunmaktadır. Halk tarafından dışlanma ve şiddete maruz kalma gibi durumlar yaşayabilirler. Tüm bunlar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu arada şu noktaya da yetkililerin özellikle dikkat etmesi gerekmektedir. Afganistan'da çocuk işçiliği azımsanmayacak derecede yaygındır. Bu nedenle, Afgan çobanların arasında Türkiye'ye getirilen çocukların da olması riski bulunmaktadır. Çocukların çalışma koşulları, yetişkinlerden daha da riskli olabileceği göz önünde bulundurulmalı ve getirilecek ithal çobanlara belli bir yaş kriteri de konulması gerekmektedir. Dolayısıyla, Uluslararası standartlara uygun iş ve barınma koşullarının sağlanmalı, Türkçe dil eğitimi ve yasal statüyle ilgili bilgilendrilmeli, Afgan çobanların sağlık hizmetlerine kolay erişimi sağlanmalıdır. Çocuk işçiliğinin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmalıdır.
Ancak bir konu var ki, çok ama çok fazla önem arz etmektedir. O da bu çoban ithalinde gözden kaçırılmaması gereken güvenlik riskleridir. Afganistan'daki siyasi istikrarsızlık Afgan çobanların Türkiye'ye göçünün birtakım olumsuzluklara da yol açacağı gözden kaçmamalıdır. Terörden canı yanan yıllarda bu belayla uğraşmış bir millet olarak terör tehlikesi asla göz ardı edilmemelidir.
Afganistan'da uzun yıllardır iç savaş devam etmektedir. Taliban'ın yeniden iktidara gelmesinin ardından tabiri caizse Afganistan adeta terör örgütleri için bir merkez haline getirilmiştir. Bu durum, Afgan çobanların arasında terör örgütlerine mensup kişilerin de Türkiye'ye giriş yapma riskini artırmaktadır. Aman ha, bu durum sebebiyle ince eleyip, sık dokuma yapmak gerekmektedir. Afganistan'da yoksulluk ve işsizlik yaygındır. Durum böyle olunca bazı kişiler yasa dışı faaliyetlere yönelmektedir. Afgan çobanların Türkiye'ye giriş yapmasıyla birlikte, hırsızlık, gasp, uyuşturucu kaçakçılığı gibi suç faaliyetlerinde artış olması endişesi de haklı bir endişedir. Bir diğer önemli konu da Afganistan'da istihbarat faaliyetlerinin oldukça yaygın olması konusudur. Bu nedenle, Afgan çobanların arasında yabancı istihbarat örgütleri tarafından eğitilmiş casusların da bulunma riski de önemli bir risktir. Bu casuslar, Türkiye'deki bilgi toplayabilir ve kritik birtakım faaliyetlere katılabilir. Ve başından beri üstünde durduğum sosyal gerginlikler meselesini hiç hatırdan çıkarmamak gerekir. Afgan çobanların istihdamı, Türkiye'de bazı gruplar arasında hoşnutsuzluğa ve sosyal gerginliklere yol açabilir. Bu durum, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi olumsuz duyguların tırmanması sonucunu doğurabilir. Unutmadan Afganistan'da sağlık altyapısının oldukça zayıf olduğu unutulmamalıdır. Bu durum halk sağlığı açısından bir tehlike olup, Afgan çobanların Türkiye'ye giriş yapmasıyla birlikte bulaşıcı hastalıkların yayılması riski de artmaktadır. Yakın zamanda aslında neredeyse doksanlı yıllarda bitme noktasına gelen bir çok salgın hastalıkla karşı karşıya kaldık. Bu da bulaşıcı hastalık riskinin de en az diğer meseleler kadar önemli bir mesele olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak Türkiye'nin Afgan çoban istihdamı planı, bazı önemli güvenlik riskleri barındırmaktadır. Bu risklerin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması ve planın titiz bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle Türkiye'nin Afganistan'la çoban pazarlığı, hem hayvancılık sektöründeki işgücü açığını kapatmak hem de Afgan mültecilere iş imkanı sunmak için bir çözüm olarak değerlendirilse de bu konudaki görüşmeler hassas bir şekilde yürütülmeli adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması gerekmektedir.
Av. Selçuk YILDIZ