Hepimizin yaşamış olduğu bir kabus adeta korkulu bir rüyaydı pandemi. Şöyle yaşadıklarımıza geri dönüp bakınca her ne kadar keşke hiç yaşamasaydık desek de yaşadıklarımızın her biri gerçekti, binlerce vatandaşımızı kaybettik, kimimiz en değerlilerimizi toprağa verdi. Tüm Dünya’yı etkisi altına alan Covid-19olarak bildiğimiz yeni tip korona virüsü ilk olarak Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktı. Çok kısa sürede bir salgın haline gelerek hızla yayıldı.11 Mart 2020 tarihinde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından da pandemi ilan edildi. Türkiye’de de ilk salgın vakasının tespit edilmiş olduğu tarihte aynı tarihe denk geliyor olup bu tarihten sonra salgınla mücadele başlamıştır. Salgınla mücadele edebilmek için yetkili makamlar sürekli yeni önlemler alarak salgının önüne geçmeye çalışmıştır. Tedbirlerin büyük çoğunluğunu idari tedbirler oluşturmaktaydı. Alınan tedbirleri kısaca hatırlayacak olursak maske takma zorunluluğu tüm kamuya açık alanlar için geçerliydi. Maske takmayanların tespiti halinde bir takım idari para cezaları uygulanmaktaydı. Bazı işyerleri kapatılmış veyahut faaliyetleri kısıtlanmıştı. Eğitim öğretime uzunca bir süre ara verilmişti. Seyahat kısıtlaması getirilmiş, esnek çalışma uygulamasına geçilmiş, 65 yaş üstüne sokağa çıkma kısıtlaması getirilmiş, toplu taşımalara yolcu kısıtlaması gibi daha nice tedbir hayatımızın içine girdi. Ve bu tedbirlerin hiçbiri daha önce hayatımızda yer almayan kurallardı. Amaç salgınla mücadele ederek salgının daha fazla yayılmasının önüne geçmekti. Bununla ilgili olarak gerek kurallara uymayı teşvik etmek gerekse de uymayanlara gerekli yaptırımları uygulamak gayesiyle bazı idari yaptırımlar bütünü girdi hayatımıza. Yaptırımların yasal dayanaklarını1593 sayılı Umumi Hıfzıssıha Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu oluşturmaktadır. Gerek sokağa çıkma yasağı gerekse maske takma gibi kurallar bu kanunlar çerçevesinde icra edilmekteydi. Ancak toplumun ilk defa karşılaşmış olduğu ve alışılmamış bu yaptırımlar daha sonra vicdani bir rahatsızlık oluşturmuş olacak ki, devlet 03/11/2022 tarihinde 7420 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunla kesilen cezalardan henüz ödenmemiş olanların tahsilatından vazgeçmiştir. Ancak kanunda ödenen para cezalarının iade edilmeyeceği belirtilmiştir. Konu Anayasa’daki eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Anayasa’ya göre eşitlik, aynı pozisyonda olanların aynı kurallara tabi olmasıdır. Eşitlik ilkesine aykırı olan bu durum Anayasa mahkemesine taşınmış, Anayasa Mahkemesi ödenen para cezalarının iade edilmeyeceğine dair hükmü iptal etmiştir. Böylece, artık Covid-19 virüsünün bulaşıcılığının önlenmesi ve hastalığın yayılma hızının düşürülmesi için alınan tedbirlere ve vatandaşların çoğunun bu tedbirlere yabancı olduğundan dolayı uymaması nedeniyle idari para cezasına muhattap olan herkesi kapsayacaktır. Bu para cezalarını ödeyen kişiler ödedikleri vergi dairelerine başvuru yaparak bu ödemelerinin iadesini talep edebilecektir. Bunun için dilekçelerinde ödemeye ilişkin bilgiyi ve ödeme makbuzlarını ekleyerek iadenin gerçekleşmesini istedikleri hesap numaralarını bildirmeleri iadenin gerçekleşmesi açısından yeterli olacaktır.
Av.Selçuk YILDIZ