İslam aleminde hiçbir şehir yoktur ki Kur’ana ve Hz.Peygamber’e bu kadar hürmet etsin…
Yalnızca Erzurum’da günde beş vakit ezanların sonunda Hz.Peygamber’e selatü selam getiriliyor…
Yine insanların beladan, musibetten, depremden, afet ve kötülüklerden korunması için Allah kelamına sığınıldığı şehir yalnızca Erzurum’dur…
***
1500’lü yıllarda ortaya çıkan geleneği sürdürmek için şehirdeki 50 kadar cami ve evlerde her yıl on binlerce hatim okunuyor… Camilerde okunan hatimler büyük bir huşu içinde mukabeleler takip ediliyor ve evlerde okunan hatimler bir ay sonunda bağışlanıyor. Öyle ki hatim indirenler ve mukabele dinleyenler, ‘Hatim bağışlama duasının’ yapılacağı günü heyecanla bekliyorlar…
Geçtiğimiz Cuma günü törenle duası yapılan bin bir hatim geleneği, Pir Ali Baba tarafından başlatılmış. Rivayet edildiğine göre, Pir Ali Baba Erzurum’un Dutçu köyünde yaşamış, ilim irfan sahibi ve oldukça varlıklı bir insandır… ‘Eğer her yıl bin bir hatim okursanız Allahü Teala bu memleketi hususiyetle zelzeleden korur…’ diyerek, hükmü altındaki 8 köyden üçünün gelirini 1001 Hatim okumaya vakfetmiş ve geleneği başlatmış…
***
Birinci dünya savaşının yokluk, kıtlık ve acı dolu günleri gelmiştir…
İnsanlar vatan savunması için cepheye koşmuş ve çoğu bir daha dönmemiştir…
Erzurum hergün şehit haberi gelen acıların dinmediği şehre dönmüştür. İşte o yıllarda 1001 hatim okuma geleneğine kısa bir ara verilmiş, sonra Müftü Muhammed Sadık Solakzâde ve dönemin milletvekilleri Mühirzâde Asım Efendi ve Zihni Bey’in gayretiyle yeniden başlatılmış ve günümüze kadar ulaşmış…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1001 hatim duası Ulu Camide büyük bir katılımla yapıldı…
***
Bin bir Hatim; Allah kelamının daha çok terennüm edildiği, kulluk bilincinin güçlendiği, dini duygularla birlikte milli duyguların da kuvvetlendiği, geçmişin unutulmadığı ve hayırla yad edildiği ve yalnızca Erzurum’a has bir gelenek...
Yaklaşık 500 yıldan bu yana süren gelenek geçtiğimiz Cuma günü çok kalabalık bir katılımla icra edildi.
Bu yıl söz konusu geleneğe 70 binin üzerinde bir Hatim indirmeyle katıldı, Erzurum....
Umuyoruz bu kutlu gelenek daha uzun yıllar sürecek...
YİNE OCAKLARA ATEŞ DÜŞTÜ...
Türk Milleti’nin yüreğine, Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, Niğde, Giresun, Ordu, Eskişehir ve Aksaray’daki baba evlerine ateş düştü...
Pençe-Kilit Harekatı’nda üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerin saldırısında şehit olan 9 askerden 6’sı son yolculuğa uğurlanıyor.
Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet dilerken, böylesine başarılı bir istihbarat teşkilatımız varken; aklımıza ‘acaba harekatta istihbarat zaafiyeti mi var !?..’ sorusu da gelmedi değil...
Sayın Yazar,bu nasıl Kur'an'a saygı,bu nasıl kulluk bilincinin güçlenmesi,dini ve milli birliğin kuvvetlenmesidir ki ?..Evde, baba ana, camide Müslümanlar 1001 hatim okurken, bunların çocuk ve torunları 31 Aralık'ta, dağda kompetiler. eşliğinde cazlar içkiler dansöz oynatarak sabaha kadar zil zurna sarhoş eğlenmeler gırla gidiyor. Hadi bunu izah edin ?.. Peygamberimiz, savaşlar, afetler için binbir hatim okutmamis , ashabına Kur'an'ı okuyup anlayıp hayatlarını buna göre yaşamalarını emretmiş. Pir Ali Baba, o gün Kur'an'ı anlayip hayata uygulama geleneği başlatsaydı hem Allah'ın emrini hem de Peygamberimin sünnetini yerine getirerek büyük bir görev yapmış olurdu. Kur'an, öyle 15-20 dakikada okunup kenara konacak bir kitap değildir. Biz dahil, İslam alemi Kur'an'ı anlamadıkları için bugün bu vahim durumdalar. Çözüm 1001 hatim değil, her ferdin Kur'an'ı anlayıp hayatı buna göre yaşamasidir. Bunu hiç unutmayalım. Hâşâ biz Kur'an okumaya karşı değiliz.Selamlar.
Sayın Yazar, 1001 hatim bu sehri, zelzele ve doğal afetlerden korur diyorsunuz. 2 hazirran 1856 yılındaki 6.1 depreminde , 15 bin insan ölmüş, 7500 hanenin, 3500' ü yıkılmış, 1901, 1924, 1936, 1956,1983,1984 depremlerinde büyük can ve mal kaybı olmuştur. Kandilli tarihten silinmistir.1. dünya Savaşı'nda, Cevat Dursunoğlu,70 bin insandan 15 bin kişi kalmış diyor. Şehir adeta harabeye dönmüş, mal, can, namus, tar u mar olmuş. Peki,1001 hatim, neden korumamis?.. Kur'an, telaffuz edilmek için inmemistir. Kur'an bir hayat kitabıdır. Bir prospektus gibidir, okunup anlayıp hayata uygulamak için gelmiştir. Allah u Teala birçok ayette Kur'an'ı tedebbur edin, yani okuyun, anlayın hayatınıza uygulayın buyurmustur.biz tam tersini yapiyoruz. Solakzade, 2 kez Kur'an'ın mealini hatmetmis insanlara. Böyle yapın, biz böyle yapmalıyız, demistir. Bin yıldır Kur'an'ın anlamı insanlara öğretilmedigi için, bu felaketleri yaşıyoruz. Vurgun talan soygun gına gidiyor. Siz halkın gazını alıyorsunuz. Selamlar.