......
Ölüm kansız, ölüm beyaz…
İyi bakın!…
18 yaşında Hasan oğlu Mehmet, 19 yaşında Mehmet oğlu Hüseyin…
Turnagöl sırtlarında görebilirsiniz onları...
Baharda kar kütlelerinden başını çıkartıp gülümseyerek size bakan mor
kardelenlere iyi bakın, kar altında yatan soğuktan morarmış Mehmetlerdir
onlar!
......
*
19, 21 ve 22 tarihlerinin hepsi doğru...
Çünkü kimi kaynaklar eyalet merkezinin dışından gelen kolorduların şehre gelişlerini baz almış olabilirler.
Mesela 9.Kolordu hariç, Kolordunun birisi taaa Elazığ’dan gelmiş idi...
***
Üstünden 109 koca yıl geçmiş...
1914’te başlayan harekât, 5 Ocak 1915’te sone erer...
*
1914 yılında Sarıkamış Rus işgali altında, Erzurum ise Osmanlı’nın serhat kentidir. İlk hedef Sarıkamış’ı Ruslar’dan almaktır.
Kışın ortasında Enver Paşa tarafından Kafkaslar’a ulaşmak ve Rus Ordusunu arkadan kuşatmak amacıyla ‘İleri Kafkasya Harekatı’ başlatılır…
Bu harekat için Erzurum’dan 9, 10 ve 11. Kolordular yola çıkar…
Hedef Sarıkamış önlerinde buluşmaktır…
3.Orduya bağlı Kolorduların Baş Komutanı Enver Paşa’dır…
9. Kolordu Ali İhsan Latif komutasında Şenkaya’nın Bardız köyünde gece konakladıktan sonra zamanında Sarıkamış önüne ulaşır…
9.Kolordu, muhteşem bir mücadeleden sonra Sarıkamış’ın varoşlarına kadar girer. Ancak yorgun kolordusunu dinlendirmek isteyen Kolordu Komutanı Ali İhsan Latif Paşa’nın ısrarı ile harekat durdurulur, ormanda gece geçirilerek 10. ve 11. Kolorduların gelmesi de beklenir…
Bu yanlış karar Ruslar’ın toparlanmasını sağlar…
Sabah, karşı hücuma kalkarlar…
Zayiat vermiş, beklediği kolordular yetişememiş 9.Kolordu dağılır ve mağlubiyet yaşar…
*
10.Kolordu Oltu’yu alır, Kosor boğazında Ruslar’ı Göle yönüne kovalar ve Ardahan’ı da Ruslar’dan temizlemek ister.
Harekatın genişlediğini gören Enver Paşa, Hafız Hakkı Paşa’yı uyarır ve o da orman’ın içinden Allahuekber’e ve orayı da aşıp kısa yoldan Sarıkamış’a ulaşmak ister ve facia Allahuekber’de Mehmetçik’i bulur…
Mevcudu yaklaşık kırk bin olan kolordunun bir kısmı çevre köylere dağılır, kimisi dağda ölüm kusan kar fırtınasının soğuğunda, kimisi soğuğa karşı siper edilen kaya kovuklarında, kimisi de sığındıkları yayla damlarında donarak şehit olurlar…
Kırk bin kişiden sadece 3 bine yakın Mehmetçik 25 kilometrelik yolu aşıp, Sarıkamış önlerine ulaşır…
Onlar da Rus kurşunu altında can verir…
*
11.Kolordunun başında Abdülkerim Paşa vardır… Ermeni ve Rus birliklerine karşı savaştığı Köprüköy muharebeleri sebebiyle Sarıkamış önlerine ulaşamaz…
***
İşgal altındaki Sarıkamış’ı kurtarmak ve Kafkasların kilidini açmak isteyen Enver Paşa’nın; kimine göre oynadığı kumardır, kimine göre kağıt üzerinde dünyanın en mükemmel savaş planı olarak başlar Sarıkamış Harekâtı…
Enver Paşa’ya göre, yüzlerce yıldır her çeyrek asırda bir cenkleştiğimiz Ruslardan bütün mazinin intikamını alma vakti gelmiştir.
Ancak, harekatın çok genişlemesi, ikmalin zamanında yapılamaması, istihbarat ve iletişimin sağlıksız oluşu ve bir çok sebepten harekât, 5 Ocak 1915’te sone erer.
Ve, harekât başarısızlıkla sonuçlanır…
45 binden fazla kayıp verilir.
Genelkurmay kaynaklarına göre mevcudu 120 bin olan ordudan sadece 12 bin kişi evlerine dönebilir. Geriye dönenler de aç, bîilaç, yorgun ve hastadır.
Ruslar tarafından esir alınanlardan bazıları hayvan katarlarına bindirilerek Bakü’ye, Hazar denizinin ortasındaki Nargin Adası’na gönderilir.
Nargin, Sarıkamış Harekatı ile birlikte Türk Tarihinde halâ kanayan bir yaradır…
*
Mehmetçik, bütün olanaksızlıklara rağmen dayanıklılık, itaat, direniş ve mücadele azminin üstünlüğü bakımından bütün dünyaya üstün cesaret ve feragat örneği göstermiştir.
Allahuekber, bütün Türkiye gibi her yıl Ocak ayında, yeşil çamlar arasından siluetleri ile vatan topraklarına selam duran Mehmetçik’e ağlar…
O yüzden, Allahuekber’den Şenkaya dağlarına, oradan Soğanlı’ya, Bardız’a ve Sarıkamış’a kadar bütün coğrafya ve yemyeşil çamların altı soğuktan kaskatı kesilmiş şehitlerle doludur.
Yani, ‘Mor Kardelenlerle’.
Büyük yazar Falih Rıfkı Atay, Sarıkamış ve Çöl faciasını karşılaştırdığı yazısında diyor ki;
‘Türk Milleti son harpte bilhassa iki yerde tabiat ve imkânsızlıkla boğuşturuldu: Çöl ve Sarıkamış! Allah’ın birini ateşten, birini buzdan yarattığı bu iki müthiş cehennemde Türk sabrı ve Türk cür’eti imtihandan geçti. Sarıkamış şehitleri bir güneş aksinin hasreti ile, Sina şehitleri ise, bir su damlasının hasret ile öldüler. Birinin güneşi Türk cesedini bir kar gibi eritti; öbürünün kar’ı bir madde gibi dondurdu. Fakat Türk’ün ruhuna ne oldu? Bu ruh gösterdi ki hâlâ güneşten daha zorlu ve buzdan daha yakıcıdır.’
*
Derler ki baharda karları delerek çıkan mor kardelenler, o şehitleri hatırlatmaktadır...
Ruhları şâd olsun…
Çok güzel yazmışsınız bu kadar güzel anlatılır Saygılar. Kalemin güçlü olsun