Evet, soru bu...
‘Olası bir Depreme ne kadar hazırlıklıyız ?’
Deprem sonrasında devlet ve millet olarak yardımlaşmayı en üst düzeyde yapıyoruz ama ne yazık ki depreme yeterince hazır değiliz…
Bunu daha önce yaşadığımız depremlerde acı tecrübe ile gördük...
Bırakın depreme daha dayanıklı bina yapmayı, deprem sonrası toplanma alanlarını dahi doğru belirlemede üstünkörü davranıyor, 10 kişinin bile bir araya gelemeyeceği yerlere ‘Depremde Toplanma Alanı’ yazısını asıyoruz…
Mesela donanımlı sığınaklardan yoksunuz…
Bir hızla başladığımız Kentsel Dönüşümü yarı bırakıp, şimdilik tehlike geçtiği için başka işlerle uğraşmağa başladık…
Tehlike anında bir hızla deprem eğitimi veriyor, tehlike geçince unutuyoruz…
Deprem açısından çok riskli illerde daha riskli bina envanterini dahi çıkarmamışız…
En riskli illerin başında gelen ve nüfusun çokluğundan kaynaklanan, çarpık kentleşmenin bir hayli olduğu illerden İstanbul’da riskli bina sayısı binlerle ifade ediliyor…
Köylerimizin birçoğu halen daha toprak binalardan kurtulmuş değil…
Şehir, ilçe ve kasaba merkezlerimizde deprem riski taşıyan bina sayımız çok fazla…
Deprem uzmanları, ‘…deprem öldürmez, bina öldürür…’ diye, boşuna söylemiyorlar.
Bu açıdan Karlıova Belediye Başkanı’nın ‘kerpiç binamız az…’ söylemi yüreğimize su serpti…
***
Konunun uzman Jeofizik ekibi, deprem tehlikesine yönelik yürüttükleri çalışmada Varto fay zonu ve Kuzey Anadolu fayı üzerinde bulunan Erzincan, Tokat ve Sivas çevresinde faylarda gerilimin arttığını belirledi. Özellikle ilerleyen süreçlerde Kuzey Anadolu fayı üzerinde bulunan Tokat, Sivas ve Erzincan çevresinde gerçekleşecek olan sismik aktiviteye dikkat çeken bilim insanları, Varto için de uyarılarda bulundu.
*
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden sonra deprem gündemimizi işgal etmeye başlamıştı. Aradan geçen 1 yıllık süreçte gündemimiz farklı konularla dolmaya başladı. Bir defa Türkiye bir deprem ülkesidir. Deprem yaşamımızın doğal bir parçası olması gerekir. Bizim depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekir.
*
Özellikle Doğu Anadolu fayındaki aktivite azalmaya başladıktan sonra Kuzey Anadolu fayında bir canlılık bekliyoruz. Kuzey Anadolu fayında artacak sismik aktivite orda depo edilmiş, biriktirilmiş faylar üzerine yüklenmiş enerji ile olası depremler meydana getirmesi muhtemeldir.
*
Bu zaviyeden bakınca 'Deprem öldürmez bina öldürür' sözüne, doğru zeminde doğru bina inşa ederseniz deprem tehlike olmaktan uzak doğal süreci içerisi gerçekleşen sadece bir sismik aktivite olarak kalır"
Tıpkı Japonya’da olduğu gibi...
*
Şimdi kendimize soralım…
Depreme hazır mıyız?
Ne dersiniz…
Sayın Yazar, hazır değiliz. Çünkü bilim adamlarının uyarılarına kulak asmadik. Bilimi bir kenara itip kadere sığınıyoruz. Deprem kaderdir, bizim eylemlerimiz kader değil, kendi hata ve eylemlerimizdir. Bilime , akıla,duyarsız kalamayiz kalırsak depreme hazır olamayız. Dere yatağını ( Kastamonu, Bozkurt) fay hatlarını imara acamayiz. Malzemeden calamayiz, yapılan imarları denetimsiz birakamayiz. Sağlam malzeme kullanmalıyız. Hele hele imar affını hiç mi cikarmamaliyiz. Bunlari dikkate aldığımiz zaman hazır oluruz. Selamlar.