Kış…
Uçsuz bucaksız, göz alabildiğince beyazlık…
Beyaz güzeldir, saftır, temizdir ve asla leke kaldırmaz...
Kışı güzel kılan kardır ve bütün çirkinlikleri örter…
Karın yağışını seyretmeye doyum olmaz…
Milyonlarca beyaz kelebeğin, küçük titreyişlerle yere inmesini seyretmek ayrı bir güzelliktir…
Kar, aynı zamanda tabiatı da kış uykusuna yatıran, doğayı sarıp sarmalayan muhteşem örtüdür…
Bütün bu güzelliğinin yanı sıra karın dondurucu, çileli bir yönü de vardır ve bu yönü oldukça da zorludur…
Günü geldiğinde güzel ama bir o kadar da dondurucu olan kar, yavaş yavaş doğadan çekilmeye başlar ve adeta kum kum olmuş soğuk kar yumaklarının arasından kar taneleri kadar seyrine doyum olmayan güzel, temiz, zarif ve latif bir güzellik fışkırır…
Beyaz fanusun içinde titreyen mor bir damla halindeki Kardelenler…
Beyaz ve mor kardelenler kışın bittiğini, baharın gelmekte olduğunu müjdeleyen öncü çiçektir…
O kadar narin ve zariftir ki, dokunmaya bile kıyamazsınız…
Kar içinden fırlayan kardelen, aynı zamanda çileden çıkışı, doğumu müjdeler…
Uzun kış mevsimi boyunca beyaz örtü altında uyuyan doğa, bütün haşmetiyle uyanmakta; sarı, kırmızı, yeşil, mor, pembe rengarenk çiçeklerini insanlara sunmaya hazırlanmaktadır.
İşte Nev-rûz, doğanın bu kutlu doğum günüdür…
Nevruz, doğanın olduğu kadar Türk Milletinin de bir anlamda tarih sahnesine yeniden çıkışının müjdecisidir…
***
Türk Milleti’nin en büyük destanı Ergenekon’da rivayet olunur ki,
Göktürklere savaş açanlar, hile ile bu savaşı kazanırlar. Savaştan sağ olarak kurtulan Göktürkler sarp dağlardan geçerek kimsenin kendilerini bulamayacağı bereketli bir ovaya yerleşirler.
Ergenekon adı verilen bu yurtta giderek çoğalırlar.
Ergenekon, kendilerine yetmeyince, etraflarındaki, demir bir dağı eriterek buradan çıkmak isterler ve bir çıkış ararlar.
Millete bir Bozkurt yol gösterir ve Ergenekon’dan çıkarır.
İşte Ergenekon’dan ayrılış günü ,yeni yılın da başlangıç tarihi olarak kabul edilir.
Göktürk Hakanları her yıl bu tarihte kızdırdıkları demiri örs üzerinde çekiçle döverek, o günü simgeleştirirlerdi...
Bu tarih Türkler için bir kurtuluş günü olarak kabul edilir ve doğadaki dirilişle özdeşleştirilir.
Bu gün dünyanın çeşitli yerlerindeki Türk devletlerinde Nevruz, yeniden doğuşun günü olarak coşku ile kutlanıyor…
Yalnızca Türk devletlerinde değil, Doğu Milletlerinin bir çoğunun geleneksel yapısında Nevruz kutlaması var…
Uzak doğudan tutunuz da dünyanın birçok ülkesine kadar…
Çünkü Nevruz tam anlamıyla bir Şark bayramı…
Dün Orta Asya’daki Türk yurtlarında Nevruz coşkusu vardı.
Aynı coşku Türkiye’de de vardı…
Millet, sevgiyle, saygıyla kucaklaştı, bayramlaştı.
***
Nevruz, sevgi ve saygıdır…
İnsanların kardeşçe kucaklaşması, milli birlik ve beraberliğin, birlikte yaşama arzusunun ortaya konmasıdır.
Geleneksel yapının devam ettirilmesi, bolluk ve bereketin sembolüdür.
Ve Nevruz, hayata yeniden merhaba demektir…