Ya adilsin ya zalim ey can; ötesine çıkılacak bir kapı arama.
Arada idare edivereceğine kanıp aldatma pak ruhunu.
Sen bilmez misin ne kıratta bir kalp taşıdığını, hiç bilmez misin?
Bilirsin de anlamak üzre sınanmak gerektiğini aklından silmek için uzun bir
ömür zayi edersin.
Zordur, emek ister, adilolmak çok fedakârlık gerektirir.
Göz ucuyla değil, gönül huşusuyla o tarafa doğru döndürmen gerekir başını.
Başın kopacak diye vesveseye verir seni iblis…
Kanarsın ve ebedi bir yangının harmanı eylersin bedenini.
Ruhunun canhıraş çağırdığı tarafa dönersin, Vedud olanın aşk okuyla mis kokan
bir hayat iksiri ala bular kalbini.
Pak olursun… yarılır kalbinin içi ve kirlerinden azat edilirsin.
İşte nasipsiz girilmeyen hidayet yolu oradan başlar ve Cemalullah’a
ulaştırıncaya dek terk etmez seni.
Ancak ince çizgisinde istikametinin sapmaksızın yürümen beklenir senden.
Her yalpalayışın yeni bir Tevvabça dokunuşa denk gelir, o şefkati sezersen tekrar
doğrultursun tarikini.
Buğday biçip nan yemek şaşırtmıyorsa seni, adaletinden dem vurman
zalimliğini saklamak isteğindendir.
Küçücük çekirdeğin kalbini çatlatınca toprak, kocaman karpuz olmasından
hayrete düşmüyorsan, zulmedenlerin şahı olmana ne engel olabilir ki?
Peki ya incecik bir dalın kocaman çınara meyletmesine ne demeli? Doğanın bir
mucizesi diye kestirip atabiliyorsan, vah sana.
Hepsi nihayetinde ağaç olan incecik filizin saplarından fışkıran ayvaların,
vişnelerin, şeftaliler, elmaların varlığına daldaki çiçeğin tercihi ya da çiftçinin tecrübesi deyip geçebiliyorsan, doğrusu sana adil değil ama aklını yitirmiş
zulümkâr pekâlâ denebilir.
Ve bütün zalimler kardeştir. Aynı zavallı derdin giriftarıdır onlar!
Amaçları ve sözleri nasıl olsa hiç değişmez…
İşte böyle, zalimleri işledikleri sebebiyle birbirlerinin dostu
yaparız. Enam Suresi /129
Kimin dostu olacağın senin bileceğin iş!
Ya iktidar sahiplerinin etrafında mazlumları ezmek için kullanacakları maşa…
Ya paranın hükmü altına girmiş kibriyle kendi alevini harlandıran körük…
Ya yetimlerin, fakirlerin, gariplerin baş belası kesilmiş kabadayı…
Hangisi olsan netice değişmez.
Zalimsen, dost olarak sana zalimler düşer.
Ve en dehşetli o günde öğreneceğin gerçeğin yüzünü dönüştüreceği hali
şimdiden düşünmezsen, sonun asilere ateşi vaat eden Rabb’inin zalimlere uygun
gördüğü nihayet olur.
…biz ona Cehennemi ceza veririz, zalimleri biz böyle cezalandırırız.
EnbiyaSuresi /29
Kendine zulmetme ey can!
Zulmün ancak kendine işler.
Çünkü Rahman zulmetmez ancak sen kendine kıyarsın.
O halde terk et benliğine hoş gelen hoyratlığı ve adaletin şefkatine teslim et kendini.
Dönsün başın ve nasıl tatlanırmış ağzın görsün cümle taamlar!