Kış kış gibi değil…
Dost dost gibi değil…
Aş aş gibi değil…
Maaş maaş gibi değil dedirten günlerden geçiyoruz.
İşte tam da bu yüzden yaklaşan yerel seçimler için de seçim seçim gibi değil demek için etrafa bir bakmak yeter.
Kahvelerde son maaş artışları gündemin birinci sırasına oturdu ve kalkması da epeyce zor görünüyor.
Bu büyük gündem seçimin hiç olmazsa ikinci sırada yer almasına bile müsaade etmiyor.
Önüne açık ara geçen zamlar var.
Ekmek fiyatlarından sebze meyve fiyatlarına son sürat yetişen zamlar.
Bunların arasından seçim gündemi yol bulabilir miyim diye düşünürken doğal gaz önüne şimşek hızıyla dikiliyor.
Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının açıklanması neredeyse çok zayıf denilebilecek bir refleksle karşılandı.
Üstelik bu zayıf karşılığın ekseriyeti beğenmeyenler tarafından geldi.
Seçim gündemli konuşmalara yapılan hizmetlerden çok belediyelerin borç yükü damga vuruyor.
Belediye içinde maaşların gecikmesinden tutun da seçim yatırımı olarak kadrolarda tutunan çalışanların bir kısmının işlerinden olma korkusuna kadar pek çok endişe var.
Elbette bu işten en çok nasibini alan Ak Parti listeleri.
Yerel çalışmaların anlatılmasına en büyük engeller genel şikayetlerden kaynaklanıyor.
Bu işin bir de olumlu tarafı var elbette…
Genel siyasetin vazgeçilmez ögelerinden olan dış politika, güvenlik, terörle mücadele gibi konuları önemseyen seçmen büyük ihtimalle belediye başkanının performans notuna bakmadan iktidarın güç ve enerjisini azaltmamak için oyunu yerel hizmetlerin gidişine bakmadan kullanacak.
Fakat adayların bu zeminin sağlamlığına da çok fazla güvenmemeleri gerekir çünkü özellikle emeklilerin ve elbette memur ve işçilerin maaşları hayat standartlarını ciddi şekilde düşürdüğü için gözünü karartıp “bir değişiklik gerekiyor” diyenlerin sürprizi şaşırtıcı boyutlara ulaşabilir.
Ve bu rüzgarın önüne yerel hizmetlerin kalite ve yoğunluğunun da set çekebilmesi zor görünüyor.
Bu seçimde genel başkanların kalabalıkları ikna için ülkenin gündemi üzerine seçim stratejilerini kuracakları, yerel adaylarınsa daha çok nokta atışlarla küçük grupların gönüllerini alacak hamleler yapmaya çalışacakları görünüyor.
Fakat başkan adaylarının bu ataklarını gole çevirecek keskinlikte sürprizleri olabileceğine dair şüphelerim var.
Kaç kişiye daha iş sözü vermek mümkün…
Kaç kişinin arsa, tapu meselelerini halletmek imkanı var…
Özellikle esnaf kesiminin memnuniyetini artıracak sözler nasıl verilecek? Belediyenin bu denli borç yükü olduğu ve ödeme problemleri epeyce su yüzüne çıktığı bu günlerde.
Bir de tabii Ak Parti’nin Cumhurbaşkanlığı mesaisinden arta kalan zamanda seçim çalışmaları yapmaktan başka çaresi olmayan liderinin kitlelere ulaşmak konusundaki sıkıntıları var.
Onları belki yerel politikalar değil de ülke sorunları üzerinden yapılacak tesbitlerle aşmak planlaması üzerinde duruluyor gibi görünüyor.
Son zamanlarda unutulduğunu düşündüğümüz terör hadisesinin bu kadar yoğun sonuçlarla gündeme gelmesinin ise epeyce düşünülecek tarafı olduğunu hatırlatmak isterim.
Bakın kocaman yerel seçim yazısında; ne caddeden, ne sokaktan, ne de çocuk parklarından bahsettiğimiz tek paragraf olamadı.
Maalesef!
Sayın Yazar, Türkiye adaletsiz gelir dağılımı bakımından, dünyanın 3. ülkesi.Faizi en yüksek 4. ülkesi. Milli gelir adil dagitilmadigi için halk isyan ediyor. Piyasa ateş gibi yakıyor. Dogalgaz, elektrik, su, telefon,internet fiyatları can yakiyor. Para yetmediği için,kredi kartlari patlamis,vatandaş boğuluyor. Kira fiyatlarına yetisilemiyor. Bir kilo mercimek 100 ,et 400, yağ 250,meyve 50 ₺. Bu zalim liste çok uzun. Gelir gideri karşılamıyor. 36 yıl bu devlete hizmet etmiş, lise branş öğretmeninin maaşı, asgari ücretin biraz üstünde, insanca yaşamak için yetmiyor. Vergiler, zamlar, yağmur gibi değil, şimşek gibi yakıp delip geçiyor. Ama milli gelirin yüzde 50' sini alan elitlerde yok yok. Astronomik bir hayat yaşıyorlar. Tam bir emperyalist sistem uygulanıyor. İnsanları canlarından bezdirdi. Neden ?. Üreten bir ülke olmaktan çıktık, dışarıdan yüksek faizle borç alıp yaşayan bir ülke olduk. Hesapsız, kitapsız bir ülke. Milli gelir neden adil değil, neden neden ? .Selamlar.