“...eğer Allah dileseydi, hepinizi tek bir
topluluk yapardı: ama indirdikleri aracılığıyla
sizi sınamak için (başka türlü diledi)...”
Mâide sûresi / 48
“Herkes bir meşrebde olmaz,
müsamaha ile birbirinize bakmak elzemdir.”
Bediüzzaman Said Nursî
Demek ki neymiş?..
Eğer Allah böyle dilemeseymiş; sen Türk, o Kürt, öteki Arap, beriki Acem olamayacakmış!
Bunun bir imtihan sorusu olduğunu Allah bildirdiğine göre...
Kürt kardeşini sevmeyen...
Türk kardeşine diş bileyen...
Arap kardeşini küçümseyen...
Zenci kardeşinden utanan...
İmtihanı kaybeder!
Sınavı kaybeden ebedî saadetini yitirir.
Değer mi; eski-yeni, büyük-küçük, kolay-zor meseleler için Allah’ın emrine sağır kalmak?
Sen duymamazlıktan gelsen de o Semî‘’dir...
Hiçbir şeyi kaçırmadan işitir!
Sen de hesap günü işittiğin hâlde duymamazlıktan geldiğin bu ayetin hesabını veremezsin.
Değer mi, sana ait olmayan bir şeyle kibirlenmeye?
Değer mi, ırkçılık yaparak iki âlemde rüsva olmaya!
Değmez!
Sen Türk olsan da Kürt olsan da aynı sensin.
Değmez!
“Irkımı seviyorum” diye kendini kandırıp diğerlerinden nefret etmeye.
Sana yakışmaz!
Zira sen, Allah’ın üstün kullarından olmaya talipsin, dünyanın üstün ırklarına mensup olmaya değil.