Hamas, Cumartesi sabahı günün ışıklarıyla İsrail’e tarihte görülmemiş bir saldırı başlattı. 7 binin üzerinde roket, füze İsrail’e atıldı. Demirkubbe yıkıldı. Hamas’ın askeri kanadı, sınırı geçerek İsrail yerleşim birimlerini adeta tufan hızıyla ele geçirdiler. İsrail askeri ciddi kayıplar verdi. Hamas, üst düzey generaller, askerler ve sivilleri esir alarak Gazze tarafına geçtiler.
Tam bir şaşkınlık!
Bölgeyi çalışan akademisyenler ve gazeteciler, böyle bir saldırının çok ciddi sonuçlar olacağını söylüyor.
300 İsrailli ve 301 Filistinli yaşamını yitirdi. Hamas gerçek rakamı açıklamasa da 300’ün üzerinde esiri olduğunu açıkladı.
Kim ne kazandı?
İran resmi olarak Hamas’ı tebrik etti ve saldırıya desteğini beyan etti. Dini Lider Hamaney Hamas’ı kutladı.
ABD, İsrail’e kıtalararası balistik füze göndereceğini açıkladı.
Hamas’ın, yani Gazze’nin İsrail’in yanı başında olduğu düşünülünce balistik füze ne alaka denile bilinir. Burada hedefin İran olduğunu görüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı sivil kayıplar için kınama yayınladı ve itidal tavsiyesinde bulundu.
Netanyahu’yu daha zor gönler mi bekliyor?
İsrail 1 yıla yakın içeride protestolarla çınlıyor. Netanyahu karşısında neredeyse ülkenin yarısı her gün sokaklardaydı. Şimdi Netanyahu iç baskıdan kurtuldu, kısa vadede.
Hamas, tarihin en büyük saldırısını gerçekleştirerek İsrail’i şoka soktu. Filistinlilerin itilerek kurulan yeni yerleşim birimlerinde sivil halk havaalanlarına koştu. İsrail’in bu şoku uzun süre atlatması zor görünüyor.
İstihbarat zafiyeti konuşulurken İsrail’in karizmasının fena halde çizildiğini söylemeliyiz.
İsrail’de siyasi çatlak başladı. Muhalefet lideri Lapid, Netanyahu’nun; muhalefetin katılımıyla ulusal birlik hükümeti kurup, savaşı öyle sürdürmesi gerektiğini söyledi. Lapid “Netanyahu bu aşırı ve işlemeyen güvenlik kabinesiyle savaşı yürütemez. İsrail’in profesyonel tecrübeli ve sorumlu hükümete ihtiyacı var” dedi.
Cehennemin kapıları açıldı mı?
Evet, İsrail aklımı selim gitmezse ve İran ile Lübnan’daki Hizbullah’ın olaya dahil olmaması, edilmemesi durumunda hızlı çözüm gelebilir. İkinci ve üçüncü ülkelere sıçraması ise Kafkaslar’dan Asya’ya kadar geniş alanı saran büyük bir savaşın kapısı açılmış olur.
Türkiye açısından bakınca, yeni risk ve tehlikelerin önümüzde olduğunu söylemeliyiz.