Şırıngalanmış bir zihin yapısı ürettiler. Türkiye’nin gurur duyacağı önemli projelere bir kulp taktılar, kara çaldılar. FETÖ zihin kontrolünü sağlarken, kontrole hazır bir kitle vardı. Gerekçe hazırdı, Erdoğan nefreti! Hiçbiri ülkeye yapılan yatırımların benimsenmesi, gurur duyulması için Erdoğan’ı sevme mecburiyeti olmadığını fark edemedi.
Türkiye, milletin ve devletin kılcal damarlarında dolaşan ihanetten temizlenirken FETÖ’nün mankurtları “Uzun adam ölsün” diye ‘dua seansları yapıyorlardı’. Sonra o zihni milletin bir kısmına da sirayet etti.
Düşünün bir siyasi, ramazan bereketiyle karaya çıkarılan 710 milyar metreküp doğal gaz için “tespit edilmiş rezerv yok” diyebildi.
Hikâye aslında çok eskidir.
27 Nisan’da Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk reaktörü hizmete giriyor. 1965 yılından itibaren sağ iktidarlar bir adım attılar, karşılarına bugün tanıdığınız zihin yapısı çıktı. Kıyameti kopardılar. Batıdan fonlanan güruh, solculuk adına Türkiye’nin yarınlarına, umutlarına karşı çıktılar
Bu milletten yana olmayan, kalbi emperyalistler için çarpan bir avuç mankurt milleti korku dalgalarıyla ardına takarak ülkenin yarınlarını kurtaracak her yatırımı engelledi.
Demirel, Turgut Özal koparılan fırtınaya yenik düştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her fırtınaya göğüs gerdi.
Başardık.
Savunma Sanayiinde yüzde 80 yerli ve millilik oranına ulaştık. Akkuyu Nükleer Santrali 27 Nisan’da enerji üretimine geçiyor. Arife günü ise doğal gazımız sisteme akmaya başladı.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, “Karadeniz gazının 2200 metre yerin altından çıkıp, gökyüzüyle buluştuğu anı hatırlıyorum. Bandırma gemisiyle Samsun'a giden Mustafa Kemal'in taşıdığı bağımsızlık meşalesi bir milleti küllerinden diriltti. Fatih Gemisi, bir milletin kaderinin değişmesinde başrolü oynadı.”
Türkiye seçime gidiyor.
Bilin, tercihiniz ne çok şeyi etkileyecek.
Akkuyu tamamen faaliyete geçtiğinde Türkiye’de kullanılan elektriğin Yüzde 10’unu karşılayacak.
2022 sonu itibarıyla 32 ülkede 441 nükleer reaktör işletme halinde ve 17 ülkede 53 adet nükleer reaktörün inşası devam ediyor. Fransa elektrik talebinin yüzde 73'ünü nükleerden sağlıyor. İsveç yüzde 30'unu, Belçika yüzde 40'ını, ABD yüzde 20'sini nükleer enerjiden sağlıyor.
Yani solcuların ağzından çevre felaketi edebiyatı yaptıran, bu iş için milyonlarca dolar harcayan emperyalist batı enerjisinin önemli kısmını nükleerden sağlıyor.
Ne olur farkı fark edin.