“Milli uyanış mı başlayacak”
“HAYDİ, KURUCU PARTİNİN VATANSEVERLERİ! YA BUGÜN KENDİMİZE VE PARTİMİZE YAKIŞANI YAPACAĞIZ… YA DA YOK OLACAĞIZ!”
Bu ifadeler delici bir sloganı andırıyor. Sahibi CHP’li eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş. Savaş, Esenyurt hadisesine istinaden ve tepkisini ortaya koymak için önemli bir yazı kaleme aldı.
“Bölge yangın yeri. Savaş kapımızda. Emperyalist güçler bölgemizde sınırları değiştirmeye başladı…. Terör örgütleri üzerinden içimize fitnelik sokan, etnik çatışma hayalleri görenler için bugün bu ülkenin kurucu iradesinin partisine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç var!
Ve bugünün CHP’si DEM’lenmekle meşgul. Parti olarak, terör ile bağ kuran ve terörden siyasi rant devşirenleri her kim olursa olsun ya da hangi oluşum olursa olsun savunamayız. Ve bugün gerek sınırımızda terör devleti kurmak isteyenler, gerekse sınırlarımız içinde ayrı devletçikler kurmak isteyenler karşısında daima yüce Türk Milletini bulur.
Dileğim bu ülkenin kurucu partisinin de her türlü işgalden kurtulup ya da kurtarılarak kendi kurtuluş savaşını yapabilmesidir. Bunun için ben Lütfü Savaş olarak bu mücadeleyi başlatıyorum.
Ve CHP’nin kuruluş ayarlarına dönmesi için tüm CHP’lileri birlikte mücadele etmeye davet ediyorum. “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” diyen kurucu irademiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde bugün bölgemizdeki ve içerdeki tehditlere karşı tüm CHP’lileri birlik olmaya çağırıyorum!
İkbal derdine düşmüş birkaç kişinin elinde oyuncak haline gelmiş, hatta terör bağlantılı parti ve siyasetçiler ile sırf koltuk için yol yürüyenleri tarih zaten affetmeyecektir. Bizler bu uğurda CHP’nin sözüm ona değişim adı altında kuruluş felsefesinden sapmasına ve nihayetinde tarih olmasına izin vermeyeceğiz…”
Lütfü Savaş’ın bu “mottosu” nasıl bir karşılık bulur bilinmez ama çok su kaldıracağı kesin!
Aslı Baykal, CHP’nin belki de son “Millici” Genel Başkanı rahmetli Deniz Baykal’ın kızı. Önemli tespit ve eleştirileri var, kulak verelim;
“… O zaman kayyımlar ile bir dönem yaşanacaksa yaşanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Diyarbakır'a her türlü yatırımı yapmış. Hastaneler, okullar.. Türkiye’mizde mesela Yozgat'ta Diyarbakır'da olan imkânlar yok, ama Yozgatlı gençler isyan etmiyor, sürekli Kürt sorunundan söz ediliyor. Bunun sebebini düşünme vaktimiz gelmedi mi, Hangi el Doğu ve Güneydoğu'dan çekilmiyor? Hangi el tüm devlet imkânlarını kullanıyor ve hala karışıklık yaratıyor? Neden Diyarbakır giderek daha karışık hale geliyor? Cennet gibi ve enerji kaynaklarından zengin bölgelerimizi kim bizden uzak tutmaya çalışıyor?
CHP'lilerin kendi içlerinde yapmış olmaları gereken ama hiç aldırmadıkları temizlik hükümet tarafından yapılıyor. Devamı rahatlıkla gelebilecek bir süreç. Tusaş saldırganının kardeşinin de CHP belediyesinde çalışıyor olması tesadüf mü? Ana muhalefet partisinin kurduğu yanlış işbirliklerinin bir gün bir şekilde ortaya çıkacağı belli idi ve ortaya çıkmaya başladı. Seçimleri almak ve Türkiye'yi bir yöne doğru sürüklemek için kurulmuş olan ittifakların bu kadarla kaldığını düşünmek hayal. CHP'yi sahipsiz bırakıp yeniden tasarladılar; belediyelerin ve gelirlerin artması ile tasarım iyice derinleşti ama Türkiye'yi tasarlamaya güçleri yetmiyor şimdilik.”
Ve Burcu Köksal, “Atatürk’le, Cumhuriyet'le, bayrakla, vatanla sorunu olanlarla işim olmaz. İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmayanlar, milli takım zaferlerinde sevinmeyenlerle bir arada olmam.”