“Bylock ve hulul”
FETÖ, durmuyordu. Bir yandan kamuoyunu hazırlarken diğer yandan Yargı, Emniyet, Jandarma’daki elemanlarıyla MİT’i pasifize etmek, Türkiye’yi dünya kamuoyunda radikal teröre destek veriyor konumuna sokmak için adımlar atıyordu.
MİT’in aylar önceden bilgisini Emniyet, Jandarma ve Adana Cumhuriyet Savcılarına bildirmesine karşın Reyhanlı saldırısı adeta görünmez (FETÖ) eliyle gerçekleştirilirken, kamuoyunda ısrarla istihbarat zafiyetinden dem vuruluyordu. Bir yandan da FETÖ’nün yayın organları vasıtasıyla Türkiye’nin MİT kanalıyla el-Nusra, el-Kaide ve DEAŞ’a destek verdiği iddia ediliyordu. 1 Ocak 2014’te Suriye Türkmenlerine insani yardım götüren tırlar, FETÖ operasyonuyla durduruldu. Hatay Valisinin talimatıyla tırlar bırakıldı.
İkinci MİT tırları operasyonu ise Adana’da düzenlenecekti. FETÖ’nün yargı ve emniyet ayağı mizansenini hazırlamış, medya organları temsilcilerini Adana’nın girişinde hazır etmişti. Kumpasın Adana’da yapılmasının önemli bir nedeni ise o gün bu ilde düzenlenen 6. Büyükelçiler Konferansı’nın kapanış günüydü.
Operasyon haberleri basına sızdırılarak Türkiye’nin teröre destek veren ülke konumuna düşürülmesi, buna bağlı olarak da Suriye konusunda elinin zayıflatılması hedefleniyordu. Kabul etmek gerekiyor ki, büyük oyun!
2012 ile başlayan süreç, Türkiye’nin cendereden geçtiği ve 2016 yılına kadar devam eden, yürütülmesi zor dönemdi. Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın kolu PYD/YPG’nin alan hâkimiyeti kurma çabaları, DEAŞ’ın Irak’ta başlaya ve Suriye’ye uzanan hızlı işgal hareketi, Irak’ın devlet düzenden uzak olması, Suriye ve Irak’ta İran – Türkiye arasında alan hâkimiyeti çatışmaları, PKK ve DEAŞ’ın Türkiye’ye yönelik terör eylemleri, yetmez gibi Mısır’da askeri darbeyle yeni bir dönemin açılması, BAE, SA ile gerilime dönen ilişkiler, İsrail, Mısır, Yunanistan’ın Türkiye aleyhine ittifak hareketleri, Mısır’ın darbeci yönetimi ile Libya üzerinde çatışmalar, Libya’da Rusya’nın Hafter’e verdiği destek, Kırım’ın işgali, GEZİ kalkışması, Ukrayna – Rusya arasındaki gerilim.
MİT Bylock’u ne zaman fark etti!
MİT, FETÖ’ye hulul eden elemanları sayesinde Temmuz ayında Bylock programıyla tanıştı. Bylock, son derece karmaşık şifreli yazılımdı. Bylock programını “Tilki” kod Atalay Candelen geliştirmişti. Uygulamayı geliştirme talimatını 2013 Kasım’ında, yani 17-25 Aralık’tan kısa bir süre önce almıştı. Bylock sunucusunun güvenliğini sağlama görevi de yine aynı kişiye emanet edilmişti. Konuya ilişkin ilk tespitler hemen ETİB ile paylaşıldı. FETÖ mensuplarının, Ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çok daha yoğun bir biçimde programı indirmeye başladıkları ilerleyen günlerde anlaşıldı. Bylock’un FETÖ’nün deşifresinde ne denli önemli olduğu ise 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçle birlikte netleşecekti.
(Kaynak: Polat Safi, Milli İstihbarat Teşkilatı (1826-20023, İlk Defa Yayınlanan MİT Arşiv Belgeleriyle), S.296-347/Kronik)
Not: Hulul, karşı istihbarat örgütleri veya terör örgütleri içine sızma.