23 Kasım 1915 ile 3 Ocak 1916 tarihleri arasında gerçekleşti. İngiliz ve Fransız diplomatlar Mark Sykes ve François Georges Picot arasında hazırlanan gizli anlaşma Osmanlı’nın parçalanması üzerine yeni kurulacak devletleri içeriyordu. Birleşik Krallık (İngiltere), Fransa arasında imzalanan anlaşma Rusya ve İtalya tarafından kabul edilmişti.
İşte Suriye, Sykes-Picot ile üretilen bir devletti. Fransa sömürgesi oldu. Ardından Nusayri azınlığına devredilen ülkede Baba ve Oğul Esed’in 61 yıl yönettiği zulüm kalesi, 11 günde yıkıldı. Anlatması, ifadesi kolay ama bunları “İnsan Mezbahahanesi” olarak tanımlanan Saydnaya Cezavine düşünlere anlat bakalım.
Saydnaya Cezaevi'ndekiler dışarı çıktıklarına inanamıyor! Yerin altındaki tek kişilik hücrelerde on binlerce tutuklu bulundu. Cezaevleri 40 yıldır "tutuklu" insanlar. Kendilerini Saddam Hüseyin'in kurtardığını sananlar, gün ışığı görmeyen hücreler. İnsanların canlı canlı geçirildikleri pres makineleri görüntüleri. İnanın Hitler'in toplama kamplarını geride bırakır!
U dönüşü yaparken su üstüne çıkanlar!
Önce, derhal ve beklemeden Esed ile uzlaşın diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a adeta ültimatom verdiler. Esed’in sözde ordusu çekildiği bütün yerleşim alanlarını, askeri üsleri ve silahlarını PKK/PYD’ye terk ederek bozularak geri çekildi.
Dertleri ve umdukları nedir bilinmez ama hala “Esed” diye siyaset yapan bütün muhalefet, sözde aydın, gazeteci, sanatçımsılar.. Esed, Rus Gizli Servisi tarafından bir operasyonla Şam’dan kaçırıldı. Muhalifler Şam’ı aldılar. Bir devir bitti.
Bizdeki evlere şenlik muhalefet ani bir ‘U’ dönüşü yaptı. Bir gün öncesine kadar söylediklerini unutturmak için de Esed diktatörlüğünün bittiğini ilan edip, sözde “Saray Rejimi” diyerek Erdoğan’a mesaj verdiler.
Kuyruğu dik tutma gayreti, ama gerçekten komik.
Ekrem İmamoğlu, acaip bir iş başarıp (!), İBB olarak Suriye’nin yeniden imarında görev üstleneceğini kendisine yakın (!) ekranlardan ilan etti. Bazı belediyeler ise mutlaka sosyal medyada görmüşsünüzdür, “Suriyeliler için tek yön bilet vereceklerini” açıkladılar.
Suriye’nin özgürlüğünün mimarları!
Yunus Emre’yi anlatan TRT dizisini izlediyseniz hatırlarsınız; dizinin bir sahnesinde Taptuk Emre, Yunus’a kızan ve şöyle seslenir: “Hala dünya kokuyorsun”.
Bu cümleyi Türkiye’deki muhalefet partisi, dernek, sosyal grup veya sanatçı bağlamında gördüklerimize uyarlasaydık şöyle derdik; “Hala Türkiye’nin milli politikalarına şaşısınız”
Suriye halkı, bugün bütün unsurlarıyla özgürlüğün mutluluğunu acılarıyla birlikte yaşıyorsa en büyük payı; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarlı ve bedellere rağmen değişmeyen politikası, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin feraset dolu siyaset ve yönlendirmesi, Milli Savunma Bakanlığı (Türk Ordusu), Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT’in şaşmaz başarısındadır.
Suriye Milli Ordusu / Devrimci Kurtuluş Heyeti Genel Komutanı Fehim Ertuğrul İsa’nın (Devlet Bahçeli’yi ziyareti, “fetih sureli yüzüğü fotosu ile) paylaşımı güzel ifade etmiş: Değerli Büyüğümüz, Türkmen Beyi Sayın Devlet BAHÇELİ’yi ziyaretimizde bizlere “tarih düş görenlerin mülküdür” demişlerdi. Sizin ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın desteği ile çok şükür başladı düşlerimizin gerçeğe hicreti… @RTErdogan @dbdevletbahceli “