Kahve önünde sohbete denk gelmiştim. Kaporta ustası bir bey, çırak bulamamaktan yakınıyordu. Çok mu az maaş veriyorsunuz veya çırak yetiştirmede eksiklikleriniz mi var diye sordum. Usta, kendisinin çıraklıktan geldiğini ve çokta iyi para kazandığını anlattı. Şimdi kimse çocuğunun eli is pas olsun istemiyor. Onun için çırak bulamıyorlarmış.
Geçenlerde Dr. Ender Korkmaz hocanın tivitine denk geldim. “Türkiye'de gereğinden fazla üniversite öğrencisi, ihtiyaçtan fazla üniversite mezunu var. Gençler beceri kazanmaya ve istihdama yönlendirilmeli. Çocuklar! İyi bir üniversiteyi kazanmadıysanız ve alanla ilgili bir idealiniz yoksa (memur olmak ideal değildir) mesleğe yönelin.
Ortam olsun, dizilerde gördüğüm hayatı yaşayayım diye en verimli çağınızda kendinizi size hiç bir beceri kazandırmayacak bölümlerde ezber yapmaya harcamayın. Örneğin tarih okuyorsunuz ama kafanızda polis olmak var. Bu 4 senede kuyumculuk öğrenseniz ömür boyu rahat edersiniz.
Bugün iyi bir kaportacı, bir oto elektrikçi bir profesörden daha fazla kazanıyor, daha iyi bir araca biniyor ve bir değil birkaç ev sahibi olabiliyor. Hâlbuki şirketler şu sıralar asgari ücretle avukat istihdam ediyorlar. Sadece çok az iyi yetişmiş akademik insana ihtiyaç var.”
Hafta sonu üniversite sınavları vardı. ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınava bu yıl rekor başvuru yapılmış. ÖSYM'nin yaptığı açıklamaya göre 3 milyon 527 bin 463 aday YKS'ye katılmak için başvuruda bulunmuş.
Yani 3.5 milyon insan iyi bir hayata ulaşmak için üniversite sınavlarına giriyor, kazanamayanlar bir sonraki yılda şans deniyor. Yıllar heba oluyor. Oysa gençlerin mesleki alanlara yönelmeleri onların geleceği için bir kurtuluş olabilir. Üniversite mezunu olmanın büyük çoğunluk için çok bir faydası yok.
Çırak yetiştirme eğitimi alarak, bir meslek erbabının yanında meslek öğrenmek zor geliyor. Bazı babalar çocuğunun ezilmesini gerekçe gösteriyor. Fakat iyi bölüm veya üniversitelerden mezun olamayan çocukların aileleri kamuda istihdam olabilmek için eğilmedik kapı bırakmıyorlar. Zaten her üniversite mezununun kamuda istihdamı ise imkan dahilinde değil.
1990’lı yıllarda başlayan yurtdışı üniversite hevesi, eski Sovyet ülkelerine yönelmiş, ciddi sorunlar yaşanmıştı. En başta barınma – yurt problemleri ciddi sorun oluşturuyordu. Bu nedenle Ak Parti iktidarı her ile üniversite açarak yurtdışına para akışını ve yaşanılan sorunları aştı.
Bu her üniversite okuyan öğrencinin işinin hazır olduğu anlamını taşımıyor.
Hukuk gibi bölümler dahi iş sahibi olmanızı sağlamıyor. Ender hocanın hatırlattığı gibi büyük şirketler asgari ücretle avukat çalıştırıyor. Akıl kullanmanın yaşı ortaokul çağında başlıyor.
Erken yaşta çıraklık eğitimiyle birlikte meslek erbabı yanında meslek edinmek çok insanın yaşamını kurtaracaktır. Meslek Liselerine önem gösterme de bu bağlamda doğru bir adım.
Sınav heyecanı yaşanırken farklı bir pencere açmak istedim.