Biz Erzurumluların en fazla alışkın olduğu şey kar ve soğuktur. Kar ne kadar yağarsa yağsın normaldir.
Hava ne kadar soğuk olursa olsun Dadaşlar alışkındır.
Aslında durum pek de öyle değil. Çünkü neticede bizde insanız ve etten kemikten yaratılmışız.
Bizim anatomimiz ile batıda yaşayan insanlar arasında bir fark yok.
Bizde üşüyor, bizde yağan her karda sıkıntı çekiyoruz.
Yaşadığımız ilin coğrafi şartlarının elbette farkındayız.
Biliyoruz ki batıya yağan karın bir gün sonra hiçbir yükmü olmayacak. Çekilen sıkıntı bir bilemedin iki gün sürecek. Oysa Erzurum ve doğu öylemi?
Yağan her kar aylarca kalacak, hergün üzerine yenisi eklenecek. Caddeler sokaklar buz tutacak. Yolda yürümek imkansız hale gelecek.
Bu bölgede yaşamanın maliyeti batıya göre psikolojik olarak da ekonomik olarak da aynı değil.
Eğer doğuda yaşıyorsanız eviniz, ısınma gideriniz, giyiminiz kuşamınız, varsa otomobiliniz kış şartlarına uygun olmak zorunda. Aylarca kombi faturası ödemek zorundasınız.
Buralara kar yağınca bilirsin ki öyle kolay kolay kalkmaz. Uzaktan bakınca gözlerin bayram eder ama içine girince anlarsın nasıl bir kentte yaşadığını.
Kar burada yaşayanlar için romantik değildir.
Zaten yağdığı gibide kalkmaz.
Eskilerden duyardık, “Bırakın devletin vergi almasını burada yaşadığımız için devletin bize para vermesi lazım” diye...
Belki o kışlar yok ama hala Erzurum’a kar yoğun yağıyor, hala şehirde hava sıcaklığı insanın iliklerine işliyor. Yine de yağan karı bereket, bu soğukta yaşamayı kader sayıyoruz..
İklimin getirdiği sıkıntıları avantaja çeviremiyor, o karın altında debelenip duruyoruz. Her kış aynı nakaratları söyleyip geziyoruz.
İyi yağdı, çok yağdı, kar gecikti, hava çok soğuk...