'109. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni'nde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan Kaymakamlar için , “Atandığınız her yerde devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, müşfik eli olmanızı sizlerden özellikle bekliyorum. Benim vatandaşıma hiçbir zaman ‘devlet nerede’ dedirtmeyeceksiniz. İhtiyacı olan vatandaşın gelip sizi bulmasını da beklemeyeceksiniz. Tam tersine önce siz davranacak, ihtiyaç sahibini, mazlumu, mağduru, garip gurebayı bulup derdiyle hemdert olacak, hemhal olacaksınız” dedi.
Bu söyleme katılmamak mümkün değil ancak Sayın Cumhurbaşkanı galiba aynı uyarıyı belediye başkanlarına da yapmalı. Zira birçok yerde belediye başkanları yaptırım anlamında Kaymakamları ve dahi illerde Valileri bile gölgede bırakmış durumda.
Bazı il ve ilçede vatandaş otoritenin kim olduğu konusunda ciddi çelişki yaşıyor. Sistem nedeniyle her iki kuruma da vatandaş devlet diye bakıyor. Belediye ve Kaymakamlıkların yaptığı her türlü iyi ya da kötü uygulamayı devletin ve iktidarın hanesine yazıyor.
Devlet sadece gülen yüz değildir. Aynı zamanda devlet babanın o otoriter yüzünü de görmeye ihtiyaç vardır.
‘Nerede bu devlet’ dedirtmemek adalet ile olur. Adaletten kasıt sadece yargı veya kolluk kuvvetleri değildir. Bir Kaymakamın ilçesinde huzuru, adaleti sağlaması bir devlet olgusunun en temel kuralını oluşturur.
Dedim ya sistem nedeniyle sadece vatandaşın değil il ve ilçelerin mülkü amirlerinin de kafası karışık.
Zira karşılarında seçilmiş aynı zamanda partili olması nedeniyle Cumhurbaşkanını temsil eden ikinci bir erk var. Her yerde uyum yok zaman zaman yetki karmaşası yaşanıyor. Durum böyle olunca vatandaş bazen adresi de talebini yerine getirecek kurumu da şaşıyor...