Başka bir yer bilmem ki 11 ayın sultanı Ramazanı şerif, bu kadar güzel ve içten yaşansın. Asırlar boyu birçok kültürü içinde barındıran Erzurum, çağın getirdiği yeniliklerle bazı geleneklerinden uzaklaştı. Şehirleşmenin getirdiği kültür erozyonuna maruz kalan kentte, belki de tek değişmeyen Ramazan gelenekleri oldu.
Dünya’nın dört bir yanında bugün Ramazan’ın getirdiği bereket, huzur ve coşku var. Daha Ramazan ayına girilmeden şehirlerdeki hazırlık gerçekten insanı derinden etkiliyor.
Kadayıf kuyrukları, iftar ve sahur için özel hazırlıklar…
Bu mübarek ayda yapılacak ibadetler için camilerin temizlenmesi…
Minarelerde mahyaların ışıl ışıl olması…
İnanılmaz bir dinamizm yaşanıyor şehirde. İş dünyası bile bu ay için tüm ödemelerini bir ay öncesinden yapıyor. Hanımlar evlerde temizlikten tutun iftar ve sahur için börekler, çörekler açıyor.
Tüm hazırlıklar bitti ve işte geldi Ramazan…
Elbette bu Ramazan her bir Müslüman için buruk…
Gazze’de Müslümanlar Yahudi zulmü altında inim inim inlerken bizlerin sıcak evinde Ramazanı kutlu geçirmemiz zor...
Yüreğimizin bir köşesi sızım sızım sızlıyor olsa da hayat herkes için aynı akmıyor elbette. Ancak hiçbir şey yapamıyorsak iftar soflarının başında oruçlu ailecek toplu dua edebiliriz. Teravih namazında cemaat olarak ellerimizi semaya Filistinli kardeşlerimiz için kaldırabiliriz.
Her birimiz zekat ve fitrelerini oradaki kardeşlerimize gönderebiliriz.
Evlerimizde yemek israf ederken aç kalan o Müslümanları düşünebiliriz.
Sırf oruçlu olduğumuz için trafikte, pide kuyruğunda olay çıkarmak yerine bu Ramazan’ı huşu içinde geçirebiliriz.
Dünya’nın ne kadar yalan ve geçici olduğunu ve ne yaparsanız yapın bir gün son bulacağını hatırlayıp, yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için hareket etmeliyiz. İftarda eş, dost ağırlamak yerine bir ekmeğimizi dahi olsa kimsesiz, fakir ve düşkün kardeşlerimizle paylaşabilmeliyiz.
Ve bu Ramazan’ı şanına uygun geçirebilmeliyiz.
Rabbim şimdiden tutulan oruçları, yapılan ibadetlerinizi kabul buyursun. Ramazan ayınız mübarek olsun..